Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uluslararası Nakliyat ...Ltd Şti’nin itirazın iptali davası devam etmekte iken tasfiye ile sonlandırıldığının anlaşıldığını, şirketin 30/12/2016 tarihinde tasfiyeye girdiğini, Ticaret Sicil Gazetesi’nin 05.02.2018 tarihli ve .... sayılı ilanında 29.01.2018 tarihli tasfiye sonu bilançosu ve aktif, pasifi yoktur denilerek tasfiyenin sonlandırıldığını ve şirketin sicilden terkin edildiğini, şirket adına ya da şirkete karşı dava açılmış iken tasfiyenin sonlandırılamayacağını, davalı tasfiye memurunun şirketin bilançolarını gerçeğe uygun olarak düzenlemediğini, TTK m.541 gereğince alacaklı olduğu bilinen müvekkili davacının alacağını depo ettirmediğini, icra takibi derdest olup bilinmemesinin mümkün olmadığını, maddi zarardan tasfiye memurunun sorumlu olduğunu belirterek davanın kabulü ile 3.679,05 USD zararın dava dışı şirketin temerrüt tarihi olan 24.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...

    İş Mahkemesi'nin 2017/373 Esas sayılı dosyasındaki işlemlerle sınırlı olmak kaydıyla 6102 sayılı TTK'nun 547. maddesi uyarınca ek tasfiyesi için ihyasına, şirketin ek tasfiyesi için yeniden ticaret siciline tesciline, ek tasfiye işlemlerinin yürütülebilmesi için şirketin son tasfiye memuru ...'in tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın ticaret sicilinde tescil ve ilanına,davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T uyarınca hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı ...'den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı tasfiye memuru ... vekili temyiz etmiştir....

      CEVAP: 1-Davalı ... vekili, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu,tasfiye prosedürünün eksik bırakılmasının memurların sorumluluğunda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan davada tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin sicilden terkinini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı sicilin sorumluluğunun bulunmadığını,müvekkili yönünden açılan davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı ... vekili, tazminat davası sürecinde verilen cevap dilekçesinde şirketin tasfiye sürecinde olduğunun bildirildiğini, derdest dava dışında başka bir ihtilaf olmadığını, gelinen son aşamada tazminat davası karar aşamasına geldiğini anlayınca dava açma ihtiyacı hissettiğini, şirketin ihyasının ve sicile kaydında davacının bir menfaati veya hukuki yararı olması gerektiğini, davacı tarafın halihazırda ......

        Davalı ... vekili, davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığını, şirketin 02/01/2020 tarihli ilan ile tasfiye olduğunu, tasfiye memuru olduğu şirket hakkında herhangi bir alacak kaydı yapılmadığını, sicil kayıtları aleni olduğundan kayıtlardan davacının haberinin olmadığını ileri süremeyeceğini, davacı tarafın bu durumdan haberdar olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre ihyası istenen şirketin 28/02/2019 tarihli ortaklar kurulu kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru olarak davalı ...’nin seçildiği, şirketin 27/12/2019 tarihinde kapanışının sicile tescilinin yapıldığı, 23/11/2018 tarihinde şirket aleyhinde İzmir 2....

          un tasfiye memuru olarak atanmasına, şirketin eski tasfiye memuru olduğu anlaşılmakla ücret taktirine yer olmadığına, karar verilmiş ve karara karşı davalı tasfiye memuru ... tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

            O halde davalı tasfiye memurunun tasfiyesini yaptığı şirket hakkında İzmir 15.İş Mahkemesinin 2015/628 E.sayılı dosyasında derdest bir davası olduğu halde bu davayı gözetmeyerek ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerini bitirerek 30.12.2019 tarihinde tasfiyenin sonuçlanmasına sebebiyet verdiği açıktır. Tasfiye işlemleri yapılırken davacının iş akdinden kaynaklanan alacak davası derdest olduğu halde bu davalar bitirilmeden tasfiyenin sonuçlandırılmış olmasında davalı taraf kusurludur....

              Şirketi aleyhine Gaziantep 3.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/717 esas nolu dosyasında ihale hizmet sözleşmesine dayalı tazminat dosyası açıldığını, davalı ...'nün yazısı ile sözleşme konusu şirketin 16/06/2020 tarihinde terkin edildiğini, terkin edilen şirket hakkındaki davanın görülebilmesi için şirketin ihyası gerektiğini ileri sürerek şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Tasfiye Memuru davaya cevap vermemiştir. Davalı ... Sicil Müdürlüğü Temsilcisi, ihyası istenen şirketin tasfiye ve fesih tescilinin mevzuata uygun olarak yapıldığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım konumunda olduğunu beyan ederek kurum aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesini talep etmiştir....

                Bu bağlamda tasfiye sürecinde tasfiyenin gereği gibi yapılmamasından tasfiye memuru sorumlu olup, davada taraf sıfatı bulunan tasfiye memurunun mahkemece hükmedilen harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Tasfiye memuru, bu giderleri, ek tasfiye için ihya edilen şirketin tasfiye giderlerine ekleyebilecektir." belirtmiştir.HMK'nın 326. maddesi uyarınca, aksine düzenleme bulunmadıkça yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Davalı şirketin yetkilisi ve tasfiye memuru olup şirket hakkında dava ve takip olmasına rağmen şirketin terkinini sağlamıştır. Diğer davalı ... sicil müdürlüğü yasal hasım olduğundan ve az önce bahsedilen nedenden ötürü bu davalı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesi mümkün değildir. Tüm bu anlatılan nedenlerden ötürü davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Esas sayılı dava dosyası ile ihya kararı verildiği ve tasfiye memuru olarak ...'ın atandığı, her ne kadar davacı tarafından ...'ın hükümlü olması nedeniyle şirketin yeniden ihyası talep edilmiş ise de, talebin esasen ihyasına karar verilen şirkete atanan tasfiye memurunun hükümlü (kısıtlı) olması sebebiyle tasfiye memurunun değiştirilmesine yönelik olduğu ve bu kararın ihya kararını veren mahkeme tarafından verilebileceği anlaşıldığından esasın bu şekilde kapatılmasına, dosyanın ....Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

                    Sonuç olarak söz konusu şirketin ihyası için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleştiği ve sübut bulan davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi yönünden davalı-tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasının ve ek tasfiye işlemlerinin tasfiye memuru olarak davalı ---- tarafından yapılması uygun görülmüş olup, yargılama gideri yönünden yapılan irdelemeye bağlı olarak: davalı ---- yasal hasım konumunda olup, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderinden sorumlu tutulmamıştır. HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ; 1-Davanın TTK'nin 547....

                      UYAP Entegrasyonu