Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE 1. 5237 sayılı Kanun'un 216 ncı maddesinin ikinci fıkrasında yer alan düzenleme ile kamu barışını korumak amacıyla halkın sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge bakımından farklı bir kesiminin alenen aşağılanması suç sayılmıştır. Madde gerekçesinde de belirtildiği üzere; suçun oluşabilmesi için halkın bir kesimini oluşturan gayrimuayyen sayıdaki kişilerin sosyal sınıf, ırk, din, mezhep, cinsiyet veya bölge farklılığına dayanarak aşağılanması, tahkir edilmesi gerekir. Somut olayda; sanık tarafından yazılan dava konusu yazı içeriğinin daha ziyade PKK Terör örgütünü destekleyenlere yönelik olduğu ve bunların halkın bir kesimini oluşturamayacağı ayrıca basın açıklamasını yapan belirli kişilere yönelik eleştiri niteliğinde olduğu, gayrimuayyen sayıda kişiye yönelmediği ve sanığın savunmasının da bu doğrultuda olduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde; beraat kararına yönelik mahkemenin kabulünde hukuka aykırılık görülmemiştir. 2....

    Mahkemece benimsenen bilirkişi raporu incelendiğinde; davacı çocuklar için bakım ihtiyacının babanın ölümü ile başladığı, kız çocuğu açısından genellikle erken yaşta evlenecekleri kabulü ile 20 yaşına kadar, erkek çocuğunun da rüşt yaşı ve askerlik çağı sonu dikkate alınarak 20 yaşına kadar destek göreceği kabul edilerek; davacı ...’un destek süresinin 10 sene, davacı ...’nin destek süresinin ise 6 sene olacağının kabul edildiği anlaşılmıştır. Destekten yoksun kalma tazminatı, ölenin sağ kalan çocuklarının yaş, cinsiyet, askerlik süreleri, evlenme yaşı ve eğitim durumları gibi bir özel durumları dikkate alınarak, konusunda uzman bilirkişi raporu ile destek ve muhtaçlık yaş sınırı tespit edilmelidir. Olay tarihinde davacı çocuklar ... 10, ... ise 14 yaşında olup; yaş, cinsiyet ve eğitim durumları gözetilerek destek zararlarının buna göre dosya içeriğine göre hesaplanmamış olması doğru olmamış, kararın bu yönden bozulması gerekmiştir....

      İşverence, işçiler arasında farklı uygulamaya gidilmesi yönünden nesnel nedenlerin varlığı halinde eşit işlem borcuna aykırılıktan söz edilemez . 4857 sayılı Yasanın 5 inci maddesinin ilk fıkrasında, dil, ırk, cinsiyet, siyasal düşünce, felsefi inanç, din ve mezhep gibi sebeplere dayalı ayrım yasağı getirilmiştir. Belirtilen bu hususların tamamının mutlak ayrım yasağı kapsamında ele alınması gerekir. Eşit davranma ilkesinin uygulanabilmesi için aynı işyerinin işçileri olma, işyerinde topluluk bulunması, kolektif uygulamanın varlığı, zamanda birlik ve iş sözleşmesiyle çalışmak koşulları gerekmektedir. Yasanın 5 inci maddesinin ikinci fıkrasında tam süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli - belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcu vurgulanmıştır....

        TÜRK MİLLETİ ADINA Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü: İdare ve vergi mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenip bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında yazılı nedenlerin bulunmasına bağlıdır. İdare Mahkemesince verilen karar ve dayandığı gerekçe usul ve kanuna uygun olup, bozulmasını gerektiren bir neden bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın onanmasına ve temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 13/01/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi....

          Yasanın 5’inci maddesinin ikinci fıkrasında tam süreli - kısmî süreli işçi ile belirli süreli - belirsiz süreli işçi arasında farklı işlem yapma yasağı öngörülmüş, üçüncü fıkrada ise cinsiyet ve gebelik sebebiyle ayrım yasağı düzenlenmiş ve bu durumda olan işçiler bakımından iş sözleşmesinin sona ermesinde de işverenin eşit davranma borcu vurgulanmıştır. Bununla birlikte, işverenin işin niteliği ile biyolojik nedenlerle farklı davranabileceği bahsi geçen hükümde açıklanmıştır. Yine değinilen maddenin dördüncü ve beşinci fıkralarında, işverenin ücret ödeme borcunun ifası sırasında ayrım yapamayacağından söz edilmektedir. Burada sözü edilen ücretin genel anlamda ücret olduğu ve ücretin dışında kalan ikramiye, pirim v.b. ödemleri de kapsadığı açıktır. Bundan başka 4857 sayılı Kanunun 18’inci maddesinin üçüncü fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sözü edilen sendikal nedenlere dayalı ayrım yasağı da mutlak ayrım yasağı kapsamında değerlendirilmelidir....

            Dosya ve ekleri ile davacı vekilinin maddi hata talepli dilekçesinin incelenmesinde, davacının büro elemanı olmadığının tespiti ile...’den yararlandırılmasına dair alacak davasının, davacının eşitsizlik tazminatı hak edeceği şeklinde yorumlanamayacağını, yerel mahkemenin de yerinde bir kararla davacının eşitsizlik tazminatı talebini reddine karar verildiğini; ancak Daire tarafından 2015/8386, 8388, 8383, 8390 Esas sayılı kararlarında gerekçesi de belirtilerek daha önce kabul edilen eşitsizlik tazminatının hak edilmediğine karar vermesine rağmen maddi hataya dayalı olarak yerel mahkeme kararını eşitsizlik tazminatı talebini kabulü gerekirdi gerekçesiyle bozmasının hatalı olduğunu iddia ettiği görülmektedir....

              H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b/1. maddesi hükmü uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE, 2- Bakiye 125,50 TL istinaf karar harcının davacıdan tahsiline, Dair, 6100 sayılı HMK'nin 362/1- d. maddeleri gereğince her iki taraf yönünden KESİN olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile karar verildi....

              Davalının beyanlarının birlikte değerlendirilmesinden, davacının doğum izni ve ücretsiz izin nedeni ile zam almadığı, işe dönmüş olsa idi zammı alacağını savunduğu anlaşılmaktadır. Davacının “doğum nedeni ile ücretsiz izinli” olduğu dönemlerin ücretlerini talep etmesi mevzuat gereği mümkün değildir. Zira analık/ doğum nedeni ile kadın işçiye getirilen hak” ücretsiz” izin hakkıdır. Ancak,”ücretli doğum izni” bakımından, kadın işçinin sırf “doğum izninde olması” nedeni ile o dönemde yapılan zamdan faydalanamaması 4857 s. Yasa’nın 5. maddesine aykırıdır....

              yapılmasına, 15- Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 7/3 maddesi yollaması ile 6100 sayılı HMK'nın 362/1- a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, 13/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

              Sanığın nefret söylemi ve önyargı saiki ile bu sözleri söylemediğinin tespiti halinde ise beraatine karar verilmeliydi. Yukarıda belirtilen gerekçe ile sanık ... hakkında hakaret suçundan mahkemece verilen mahkumiyet kararının bozulması gerektiği görüşü ile sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum....

                UYAP Entegrasyonu