KARŞI OY YAZISI Dava, kısıtlanan ve annesinin velayet altına konulan ergin çocuğa, ölen babasından intikal eden araçtaki miras payının, diğer mirasçıya satışı için vesayet makamınca izin verilmesi isteğine ilişkin olup, Türk Medeni Kanununun 462/2. maddesine dayanmaktadır. İzin isteğini inceleyip, bu hususta izne gerek bulunup bulunmadığı da dahil olmak üzere karar verecek olan vesayet makamıdır. Vesayet makamının görevine giren bir hususta ile mahkemesinin görevli olduğu kabul edilemez. Hükmün bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun "onama" görüşüne katılmıyorum....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi) Vesayet hukukuna ilişkin olarak satışa izin verilmesi hakkında açılan davada Kestel Sulh Hukuk ve Kestel Asliye Hukuk ( Aile Mahkemesi) Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, kısıtlanarak annesinin vesayeti altında bırakılan ergin çocuğun babasından kalan taşınmaz hisselerinin satışı için vasi olan annenin izin isteğine ilişkindir. Kestel Sulh Hukuk Mahkemesince, her ne kadar ergin çocuk vesayet altına alınmış ise de, asıl olanın TMK' nun 419 / 3. maddesi uyarınca velayet altına alınması olduğundan, kısıtlı hakkında satışa izin konusunda vesayet hükümlerinin uygulanamayacağını, bu konuda velayet hükümlerinin uygulanması gerektiği bildirilerek Aile Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle: İlk derece mahkemesinin kararından sonra cocuğun kendisini telefon ile aradığını babası ve babannesinin kendini tehdit ettiğini söylemesi üzerine annesinin jandarmayı aradığını, jandarmadan alınarak teyzesine teslim edildiği, bu konuda Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayette bulunulduğunu, çocuğa bulaşıkları yıka o.... dedikleri, bir daha okula göndermeyeceklerini söyleyerek odaya kilitlediklerini, halen çocuğun annesinin yanında olduğu ve bu soruşturma dosyasında Pelin' in üvey babasının cinsel taciz iddiasını babasının yönlendirmesi ile söylediğini beyan ettiği, bu nedenle duruşma açılarak ve sosyal uzmangörüşü alınarak kararın kaldırılmasını istemiştir. Müşterek çocuğun babası ile kalmak istemediğini, annesinin yanında hayatına devam etmek istediğini, duruşma açılarak müşterek çocuktan tekrar görüş alınması gerektiği, mahkeme kararının kaldırılarak istinaf taleplerinin kabulünü istemiştir....
Davalı işverenin savunma dilekçesi içeriği ve tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde davacının yalnızca sık sık rapor almayıp, son dönemlerde annesinin rahatsızlığı nedeniyle yardımcı olabilmek adına izin talep formlarının karşılandığı, davacının son dönemlerde yalnızca ustabaşı aradığında gelemeyeceğini belirttiği, mesai öncesinde izin talebi bir yana işe gelmeyeceğini dahi işverene bildirmediği, davacı tanığı Yılmaz Çelik'in bildiği kadarıyla davacının 3- 4 gün annesinin rahatsızlığı nedeniyle işe gitmediğini, anlattıklarının duyuma dayalı olduğunu beyan ettiği, aynı şekilde davacı tanığı Nuri Ceran'ın da anlatımlarının duyuma dayalı olduğu, her iki tanığın davacıdan önce iş akdinin sonlandığı, feshe dair görgüye dayalı bilgi sahibi olmadığı, davacı tanığı Yusuf Can Durukan'ın davacının annesinin rahatsız olduğunu, önceki dönemlerde de başka ilgilenecek biri olmadığı için sürekli izinler aldığını, önceki dönemlerde ne kadar izin aldığını bilmediğini, son dönemde annesinin rahatsızlığı...
Taraflar arasındaki boşanma davası ve erkeğin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine, erkeğin soyadını kullanmaya izin verilmesine karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2016 NUMARASI : 2015/770 ESAS, 2016/1292 KARAR DAVA KONUSU : BOŞANMADAN SONRA AÇILAN (BOŞANAN KADININ KOCASININ SOYADININ KALDIRILMASI) KARAR : Mahalli mahkemece verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA VE SAVUNMA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların 31.10.2014 tarihinde anlaşmalı olarak boşandıklarını, müvekkilin davalının boşandıktan sonrada soyadını kullanmasına izin verdiğini ancak davalının, davacı aleyhine velayetin değiştirilmesi, nafaka, mal paylaşımı davaları açtığını, 6284 Sayılı Kanun gereğince uzaklaştırma ve tedbir kararı aldırdığını, sevgilisi ile görüşmeye başladığını belirterek, soyadını kullanmasına...
Ancak; Suç tarihinde nüfus kaydına göre 11 yaşında olan suça sürüklenen çocuğun, alınan 14/06/2013 tarihli ... Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi raporuna göre yaşının 17 olduğunun tespit edilmesine rağmen, suça sürüklenen çocuğun yaşının düzeltilmesi halinde annesi ile arasında 12 yıldan az bir süre olduğunun anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuğun annesinin yaşının düzeltilmesi için mahalli Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunulması, bu hususun bekletici mesele yapılması ve annesinin yaşı düzeltildikten sonra sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun yaşının CMK'nın 218/2. maddesi uyarınca yaşı usulüne uygun düzeltilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuğun temyiz istemi bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 05.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 02/10/2019 NUMARASI : 2019/348 ESAS, 2019/641 KARAR DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin KARAR : Küçükçekmece 7. Aile Mahkemesi'nin 02.10.2019 tarih, 2019/348 Esas, 2019/641 Karar sayılı kararına karşı davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması nedeniyle incelenmesi sonucunda, Dairemizce verilen 30.09.2020 tarih, 2020/55 Esas, 2020/1063 Karar sayılı kararının davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 2....
Taraflar arasındaki çocuğun velâyet sahibi annesinin soyadını kullanmaya izin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının ve çocukların Fransa'da yaşadığını, davalının çalışmadığını, işsizlik maaşı aldığını, davalının Fransız vatandaşı olduğunu, izin için Türkiye'ye geldiğini ancak pandemi nedeniyle Fransa'ya dönemediğini, boşanmadan sonra küçük çocuğun okula başladığını, büyük çocuğun ise daha üst sınıflara geçtiğini, çocukların giderlerinin arttığını, davcının ise hem Türk vatandaşı hem de Fransız vatandaşı olduğunu, profesyonel olarak saç ekim işiyle uğraştığını, Clinic Dent Hair ve Alpha Hair Central isimli iş yerlerinde çalıştığını, davacının kredi çekme iddiasını kabul etmediklerini, davacıya boşanma davasından sonra Seydişehir'de büyük bir arsa üzerine çok lüks iki katlı bir evin babadan miras kaldığını, bu ev ve arsada hisse sahibi olduğunu, davacının annesinin de Fransız vatandaşı olduğunu, davacı ve annesinin Fransa'da yaşamasına herhangi bir engel olmadığını, davacının bir kardeşinin de annesine bakma imkanını bulunduğunu, erkeğin...