Davalı vekili, ikinci cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin müşterek çocuğun hastalıklarında bile bihaber olup davalıyı yalnız bıraktığını, kadın annesiyle alışverişe gittiğinde dahi "izin almadan nasıl gidersin" diye hesap sorduğunu iddialarına eklemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, "......
Davalının boşanmadan sonra kocasının soyadını kullanmaya izin talebi yönünden boşanma davasının reddedilmesi sebebiyle konusuz kalmasından dolayı KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı/ karşı davalı kadın vekili hükmün; asıl davanın ve ferilerinin reddi ile eşya ve ziynet alacağı davası yönünden aleyhine takdir olunan vekalet ücretleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı/ karşı davacı erkek istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava; davacı/ karşı davalı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma, fer'ileri, eşya ve ziynet alacağı istemine ilişkindir. Karşı dava; davalı/ karşı davacı erkek tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir....
Çocuk Haklarına dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesine göre; görüşlerini oluşturma yeteneğine sahip çocuğun kendini ilgilendiren her konuda görüşlerini serbestçe ifade etme hakkı mevcuttur. Çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde çocuğu ilgilendiren davalarda adli merciler,çocuğun ifade ettiği görüşe gereken önemi vermelidir. Çocuk, uluslararası istinabe yoluyla Avusturya Eyalet mahkemesince dinlenmiş, babasının olumsuz davranışlarını beyan ederek annesinin yanında yaşamak istediğini ısrarla ifade etmiştir. Dosyada ana yanında kalmasının çocuğun yüksek çıkarına açıkça aykırı olduğuna ilişkin bir delil ve olgu da bulunmamaktadır. O halde, çocuğun görüşüne değer verilerek, isteğin kabulü gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
Davalı cevap dilekçesinde özetle; 04/05/2018 tarihinde davacı eşi ile boşandıklarını, boşandıktan sonra 25/06/2018 tarihinde müşterek çocuklarının dünyaya geldiğini, çocuklarının bu süreçte annesinin yanında olduğunu, ancak annesinin çocuk için aylık olarak 2.000,00 TL nafaka için dava açtığını, kendisinin küçük bir esnaf olduğunu, anahtarlık iş yerinin olduğunu, bazı günler hiç kazanç elde edemediğini, bu nedenle annesinin yanında kaldığını, şuanda ödemekte olduğu kredilerinin ve mevcut borçlarının olduğunu, maddi sıkıntı içinde olduğunu, bu zor şartlar altında müşterek çocukları için aylık 2.000,00 TL nafaka ödeyecek durumun olmadığını, müşterek çocuk için aylık sadece 250,00 TL nafaka ödeyebileceğini, ayrıca davacıyı darp etmediğini beyan etmiştir....
Somut olayda; sanığın, katılanın eski eşi olup çocuklarının boşanmadan sonra babaları olan katılan ile birlikte kaldıkları, çocuklardan ... 'in evde yangın çıkarttığı, kendisini annesinin azmettirdiğini söylemesi üzerine annesi olan sanık hakkında mala zarar verme suçundan cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmış olsa da; sanığın atılı suçu işlediğine ilişkin delil bulunmadığı anlaşılmakla, beraatine dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 30.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nün ise boşanma kararı henüz kesinleşmemiş iken 4.11.1999 tarihinde doğduğu ve doğumundan bu yana da fiilen annesinin yanında kaldığının anlaşılmasına; evlilik 3.6.2005 tarihinde kesinleşen boşanma kararıyla sona ermiş olduğuna göre, ana ve babanın "evlilik mevcut iken" doğan çocukları üzerindeki kanundan doğan "velayeti birlikte icra etme" haklarını (TKM. m. 263) boşanmadan sonra birlikte kullanmaları artık mümkün olmayıp, bu halde velayetin ebeveynlerden birine tevdiinde yasal zorunluluk (TMK. m. 337/3) bulunmasına, mahkemece de bu hukuki durum dikkate alınarak velayetle ilgili düzenleme yapılmış olmasına göre, davalının bu yöne ve diğer yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uğun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alman harcın mahsubuna, temyiz başvuru harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların evlendikten kısa bir süre sonra davalının uyuşturucu kullanmaya başladığını, müvekkiline şiddet uyguladığını, küfürler ve hakaretler ettiğini, alkol ve uyuşturucu kullandığını, eşine uyguladığı şiddet nedeni ile İskenderun 6....
uzun süredir aynı okula devam ettiğini, Bolu'da bir arkadaş ve okul çevresi olduğunu, çocuğun velayetinin davacıya verilmesinin çocuğun menfaatlerine aykırı olduğunu, şuan velayet hakkı davalıda olmakla beraber davalı cezaevinde bulunduğundan dolayı en azından dava sonuçlanıncaya kadar tedbiren, müşterek çocuğun yaşadığı çevreden ve okulundan ayırmamak adına davalının da vasisi bulunan şuan müşterek çocuğun beraber yaşadığı ve alışkın olduğu babaannesi T6 müşterek çocuğa vasi olarak atanmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
nin, soruşturma ifadesinde bir gün sanık eşini ereksiyon halindeki cinsel organı kıyafetinin dışında iken kızının yanında görmesi üzerine onunla kavga edip, çocuklarını da alarak annesinin yanına gittiğini ve durumu anlattığı annesinin telkiniyle evine geri döndüğünü beyan etmesi karşısında, müştekinin annesinin bahsedilen olayla ilgili tanık sıfatıyla ifadesinin alınması ve bu kapsamda mağdurenin söz konusu hadiseyle ilgili beyanının alınarak varsa ifadeler arasındaki çelişkiler giderilip, ayrıca konu hakkında bilgisi olup olmadığının tespiti açısından mağdurenin kardeşi ...'ın da dinlenmesinden sonra sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; evlenmesine izin istenilen çocuğun babasının vefatından sonra annesiyle maddi zorluk içinde yaşamlarını sürdükdüklerini, eğitimine dahi devam edemediğini, somut olayda küçüğün üstün menfaatinin söz konusu olduğunu, küçüğün düzenli bir hayatının olmayıp, başkalarının yardımına bağımlı olarak yaşamına devam ettiğini, bu durumun dahi tek başına evlenme izni verilmesi gerektiren sebeplerden olduğunu, küçük lehine TMK'nın 124/2 şartlarının oluştuğunu, mahkemece verilen red kararının doğru olmayıp davanın kabulü yönünde hüküm kurulması gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur. GEREKÇE: Dava; Türk Medeni Kanununun 124/2. maddesinde düzenlenen küçüğün evlenmesine izin verilmesi isteğine ilişkindir....