Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddede boşanma amacına-saikine yönelik herhangi bir düzenlemeye yer verilmediğinden, gerek Kurumca, gerekse yargı organlarınca uygulama yapılırken; eşlerin boşanma iradelerinin gerçekliğinin-samimiliğinin araştırılıp ortaya konulması söz konusu olmamalı, boşanmanın muvazaalı olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma-irdeleme ve boşanma yönündeki kesinleşmiş yargı kararının geçerliliğinin sorgulaması yapılmamalı, özellikle, kesinleşmiş yargı organının verdiği karara dayanan “boşanma” hukuki durum ve sonucunun eşlerin gerçek iradelerine dayanıp dayanmadığının araştırılmasının bir başka organın yetki ve görevi içerisinde yer almadığı, kaldı ki, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununda “anlaşmalı boşanma” adı altında hukuki bir düzenlemenin de bulunduğu dikkate alınmalıdır....

    Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkralarına dayanan iş bu boşanma davasında verilen karar davalı erkek vekili tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle birleşen dosya yönünden dava dilekçesinin kadına tebliğe çıkartıldıktan sonra karşılıklı dilekçelerin verilmesi, usuli işlemler tamamlanıp delillerin toplanıp delillerin birlikte değerlendirilip asıl ve birleşen davanın esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. V....

      Taraflar 1951 yılında evlenmişler, 19.09.2005 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün kesinleşmesiyle 14.03.2007 tarihinde boşanmışlardır. Eşler, sözleşmeyle başka mal rejimini seçmediklerinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK.nun 170. m) bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir ( TMK.nun 202. m). Dava konusu 141 ada 102 parseldeki 46300/2344000 pay mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 15.11.1999 tarihinde, 216 ada 1 ve 7 parseller ise edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 27.08.2004 ve 26.08.2004 tarihlerinde satın alınarak davalı ...adına tescil edilmiş, 216 ada 1 parsel sayılı taşınmaz mal rejiminin sona ermesinden sonra 05.04.2006 tarihinde üçüncü kişiye satılmıştır....

        V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri 1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen kararın hatalı olduğunu, kadının sadakatsiz olduğunu ileri sürerek kararın davanın kabulü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. 2.Taraflar 14.04.2023 havale tarihli ıslak imzalı ve kimlik tespitleri teyit edilmiş dilekçelerinde, tarafların anlaşmalı boşanmayı kabul ederek, anlaşmalı boşanma protokolü hazırladıklarını, davanın ekteki protokol uyarınca anlaşmalı boşanma davası olarak görülmek üzere bir karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

          İstinaf Sebepleri Mirasçılar vekili, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince müvekkillerinin, davalı erkeğin kusurunun ispatı için davaya devam etme haklarının bulunduğunu, kanunda boşanma davaları yönünden ise bir ayrımın olmadığını, davaya, davacı murislerinin boşanma iradesini sürdürmek ve devam etmek istediklerini, davalı erkeğin kusurlu olduğunu, Mahkemece müvekkillerine bu hak tanınmadan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; davaya devam edilmesi için istinaf başvurusunda bulunmuştur. C....

            İstinaf Sebepleri Davalı erkek vekili kararın kusurun ispatlanamadığı delillerin takdirinde hata edildiği belirtilerek boşanma davası yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ilk derece mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle davacı-davalı tarafın istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri Davalı vekili tarafından kusurun ispatlanamadığı, delillerin takdirinde hata edildiği belirtilerek boşanma davasına yönelik temyiz talebinde bulunulmuştur. C. Gerekçe 1....

              Somut uyuşmazlıkta, davacı kadın vekili boşanma talepli dava açmış ve davalı erkek vekili süresinde sunduğu cevap dilekçesinde erkeğin eşini sevdiğini ve boşanmak istemediğini belirterek davanın reddini istemiş, boşanma kararı verilmesi halinde erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı erkek cevap dilekçesinde boşanmak istemediğini belirtmekle, erkeğin boşanma istemli bir karşı davası bulunmamaktadır. Erkeğin süresinde sunduğu cevap dilekçesinde "karşı dava" ifadesi kullanmış olması cevap dilekçesini karşı dava haline getirmez. Erkeğin usulüne uygun olarak açılmış bir karşı davası bulunmamaktadır. Hal böyle iken, Mahkemece, erkeğin karşı boşanma davası var kabul edilerek yazılı şekilde esastan hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir. VI....

                Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile anlaşmalı boşanma davasında mirasçıların, sağ kalan eşin herhangi bir kusurunu kanıtlayamayacağı, bu tür boşanma davalarında sağ kalan eşin kusurunu ölen eş bile tartışmaz ve dahi tartışmaya açmazken ölenin mirasçılarının bunu gerçekleştirmesinin kabul edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesince davacının ölümü ile evlilik birliği sona erdiğinden konusuz kalan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve anlaşmalı boşanma davasında kusur belirlemesi yapılması mümkün olmadığından, bir kısım davacı mirasçıları vekilinin kusur belirlemesine yönelik talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden bir kısım davacı mirasçıları vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....

                  Değerlendirme Davacı-karşı davalı kadın vekili; temyiz tarihinden sonra verdiği 19.01.2023 tarihli dilekçe ile taraflar arasında boşanma ve fer’îleri ile boşanmanın fer'îleri dışında kalan diğer mali konulara yönelik olarak düzenlenmiş olan 04.01.2023 tarihli “Anlaşmalı Boşanma Protokolü” başlıklı belge sunmuş olup bu hususta karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasındaki boşanma hükmü istinaf edilmeksizin kesinleşmiştir. O halde taraflar arasında düzenlenen 04.01.2023 tarihli “Anlaşmalı boşanma protokolü” başlıklı belge değerlendirilerek taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle bir karar verilmek üzere hükmün boşanma bölümü dışında kalan diğer yönlerinden bozulmasına karar vermek gerekmiştir. VI....

                    CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; boşanma davasına 25.02.2016 tarihinde karar verildiğini, karara karşı taraflarca temyiz kanun yoluna başvurulduğunu, davacının aile konutu şerhinin kaldırılmasını talep ettiği dönemde Yargıtay sürecinin devam ettiğini, boşanma kesinleşmemiş olduğundan tapuda işlem yapılamadığını, ancak bu davanın açıldığı tarihte boşanma kararının kesinleştiğini, taraflardan birinin Tapu Müdürlüğüne gidip boşanma kararını ibraz ederek aile konutu şerhini sildirmesinin mümkün olduğunu, dolayısıyla dava yoluna başvurulmasına gerek olmadığını, bu davanın açılmasında hukuki bir yarar bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İstanbul Anadolu 12....

                      UYAP Entegrasyonu