Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; Mahkemece; "Terk hukuki sebebine dayanan boşanma davasında; davacı erkeğin daha önce açtığı Türk Medeni Kanunu 166/1. maddesi hukuki sebebine dayalı boşanma davası henüz kesinleşmeden, davalı eşe 25/08/2017 tarihinde (usulsüz) tebliğ edilen noter ihtarına dayanılarak 03/09/2018 tarihinde terk sebebiyle işbu boşanma davası açılmıştır. Daha önce açılan boşanma davası, ihtar tarihinden sonra, 14/05/2018 tarihinde kesinleşmiştir. Aleyhinde boşanma davası devam eden eş, dava süresince ayrı yaşamakta ve eve dönmemekte haklıdır. Bu süre zarfında Türk Medeni Kanununun 164'ncü maddesi kapsamında bir terkin varlığından ve haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemekten bahsedilemez.Bu yasal düzenlemeye göre terkin koşulları bulunmamaktadır....

CEVAP Davalı-davacı kadın vekili cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddia ettiği olayların gerçeği yansıtmadığını, kabul etmediklerini, müvekkilinin evinin ve eşinin gereken tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, erkeğin önceki evliliğinden olan oğlunun müvekkilini istemediğini ve tehdit ettiğini, erkeğin sürekli borçlandığını ve ödemekten kaçındığını, müvekkilinin annesinin hastalığı nedeniyle erkeğin rızası ile yanına gittiğini, ancak erkeğin kendi oğlundan müvekkili uzak tutmak istemesi nedeniyle dışarıda buluşmak zorunda kaldıklarını, buna rağmen müvekkilinin erkeğin yemek vb. ihtiyaçlarını karşıladığını, hastane sürecinde erkeğin, oğlunun hastanede olmadığı zamanlarda müvekkili çağırdığını ve görüştüklerini, ziyaretine gittiğini, erkeğin oğlunun baskısı ile boşanma davasının açıldığını, erkeğin ve oğlunun borçları nedeniyle müvekkilinin bütün kazancını ve ziynet eşyalarını verdiğini, kredi çektirdiklerini, müvekkilinin işyerinde işten çıkarılması üzerine tarafların...

    Davacı karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesi ile, kusur belirlemesinin yanlış yapıldığını, kadına maddi ve manevi tazminat verilmesinin yanlış olduğunu, asıl davanın reddinin yanlış olduğunu belirterek asıl davanın kabulüne, kadının boşanma yönündeki talebi hariç maddi ve manevi tazminat ve diğer talepler yönünden davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı karşı davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Asıl ve karşı dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle TMK 166/1.madde gereğince boşanma davasıdır. Her iki tarafında boşanmanın feri niteliğinde olmayan davaları mevcuttur....

    Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı tarafından, tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Mahkemece davalı-davacı kadının telefonda başka erkeklerle görüşerek sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; kadına yüklenen sadakatsizlik vakıasının ispatlanamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında ortak konutu terk ederek birlikte yaşamaktan kaçınan erkek boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda tam kusurludur....

      Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacıdan boşanmak istemediğini, geçimsizlikte kusurun tamamen davacıda olduğunu, davacının 9 sene önce ağabeyinin baldızı ile kaçtığını ve onunla yaşadığını, davacı hakkında nafaka davası açtığını ve nafakaya hükmedildiğini, davacının nafakayı ödememek için cezadan kurtulmak amacıyla boşanma davasını açtığını, davacının evi terk ettikten sonra yardımda bulunmadığını, davacı ile hiç bir zaman kavgalarının olmadığını, dava dilekçesinde ki iddiaların doğru olmadığını belirterek haksız davanın reddine, boşanmada davacının kusurlu olması, psikolojisinin bozulması nedeniyle 30.000,00 TL manevi, kendisi ve çocukları maddi yönden yıpratması, para göndermemesi nedeniyle 30.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren davacıdan alınarak tarafına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

      olarak ciddi bir geliri olan davacının evi terk ettiği tarihten sonra müvekkilini arayıp sormadığı gibi ulaşılamaz hale geldiğini, evlilik birliğinin tamamen davacının kusuru ile temelinden sarsıldığını, davacının yaklaşık 10 yıl önce evi terk etmesi nedeniyle evlilik birliğinin fiilen bittiğini, davacının kusurundan kaynaklanan nedenlerle tarafların boşanmasını talep ettiklerini belirterek, asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulüne ve tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00....

      DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm kusur ve nafakalar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Davacı-davalı kadın tarafından açılan terk nedenine dayalı boşanma davasının dayanağı olan ihtar dosyasında, başka yerde bulunan davalı-davacı koca için yol gideri gönderilmediğinden ihtar geçersizdir.Açıklanan nedenlerle davacı-davalı kadının terk nedenine dayanan boşanma davasının reddi gerekirken kabul edilmesi doğru olmamıştır. Ancak bu yön davalı-davacı koca tarafından temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir. 2-Davalı-davacı kocanın boşanma davası yönünden; Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir....

        Davalı kadın istinaf dilekçesinde, oğlunun şizofreni hastası olması nedeniyle duruşmalarda hazır bulunamadığını ve diyeceklerini ifade edemediğini, davacının uyuşturucu kullandığını, kendisine hakaret ettiğini, darp ettiğini, öldürmeye teşebbüs ettiğini, bu nedenlerden dolayı evi terk etmek zorunda kaldığını, mahkemece kusur belirlemesinin bu nedenle hatalı yapıldığını, davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek kararın kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap vermemiştir. Dava, TMK 166/1.maddesi gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasıdır. İlk derece mahkemesince kadının, davacıyı terk edip Bursa'da yaşamaya başlaması, eş ve aile sorumluluğunu yerine getirmemesi nedeniyle kusurlu olduğu belirlenerek tarafların boşanmalarına, yine erkeği çevresine karşı küçük düşürücü eylemleri nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir....

        HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı-davacının; davacı-davalının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince KABULÜNE, kusura ilişkin gerekçenin yukarıda gösterilen şekilde düzeltilmesine, ilk derece mahkemesi kararının hüküm bölümünden, davacı-davalının boşanma davasına ilişkin "Asıl dava yönünden" başlıklı A-1 bölümünün tüm alt bentleriyle, davalı-davacının boşanma davasına ilişkin "2020/19 esas sayılı birleşen dava yönünden" başlıklı bölümünden davalı-davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine ilişkin B-2. bendin tamamı ile, B-3. bendinden yoksulluk nafakasına ilişkin hükmün KALDIRILMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince bu yönden yeniden esas hakkında karar verilmesi ile, 2- Davalı-davacının boşanma davasında verilen boşanma hükmünün taraflarca istinaf...

        GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; TALEP: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalının sürekli evi terk ederek eşini ve evini ihmal ettiğini, sürekli olarak ortak hayatın kurulamaması yönünde hareket ettiğini, müvekkilinin davalıyı akrabasının düğününe katılması için Tarsus ilçesine götürdüğünü ve orada bıraktığını, davalının daha sonra müvekkilini arayarak eve bir daha dönmeyeceğini söylediğini, evi terk ettiğini, müvekkilinin evlilik birliğinin bozulmaması için yaptığı tüm çabaların sonuçsuz kaldığını, davacının davalıya 16/12/2019 tarihinde noterden ortak konuta dönmesi için ihtar çektiğini, davalının yol ve konaklama masraflarını karşıladığını, eve ait anahtarın davalının da bildiği bir adrese bırakıldığını, davalının iki aylık süre geçmesine rağmen ortak konuta dönmediğini ileri sürerek TMK'nın 164. maddesine göre terk nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. SAVUNMA: Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacıya Tarsus 2....

        UYAP Entegrasyonu