Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Birleşen dava ise"terk nedeniyle boşanma" hukuki sebebine dayalı olarak açılmasına rağmen mahkeme gerekçeli kararda her iki davanın "evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma " istemine ilişkin olduğu tespiti yapılarak kısa kararda "birleşen davanın reddine" karar verilmesine rağmen hakimin taleple bağlılık ilkesi gereğince gerekçeli kararında bu hususta bir gerekçeye yer verilmemiştir. Bu haliyle karar, birleşen dava yönünden gerekçesiz olup Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/1- c maddesindeki unsurları içermemektedir. Bu şekilde de gerekçesiz karar oluşturulması usule aykırı bulunmuştur. 2- Dava dilekçesi mahkeme tarafından davalıya tebliğ edilir. Davalının iki hafta içinde davaya cevap verebileceği tebliğ zarfında gösterilir (HMK.m. 122). Cevap dilekçesini verme süresi, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden itibaren iki haftadır (HMK.m.127). Dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır....

Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; açılan davada ileri sürülen iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının müvekkilini sebepsiz yere terk edip giderek boşanma davası açtığını, müvekkilinin bu durum nedeniyle büyük üzüntü içerisinde olduğunu, müvekkilinin boşanmak istemediğini, taraflar arasında boşanmayı gerektirecek bir sorun bulunmadığını müvekkilinin ifade ettiğini, müvekkilinin yıllar sonra ortada bırakılmış vaziyette etrafa muhtaç duruma düştüğünü beyan ederek 2. cevap dilekçesinde müvekkili lehine aylık 1.500 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına 50.000 TL maddi, 50.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir....

Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davacı erkeğin, davalı kadının anlaşmalı boşanmak amacı ile kendisinden para aldığı, daha sonra boşanmaktan vazgeçip terk ettiği vakıasına dayandığı, davacı erkekten boşanmak amacı ile para alıp, boşanmaktan vazgeçmek sureti ile eşine karşı güven sarsıcı davranışta bulunan, haksız nedenle evi terk etmek sureti ile birlikte yaşamaktan kaçınıp, birlik görevlerini ihmal eden kadının tam kusurlu olduğu, kadının kusuru nedeniyle evlilik birliği temelinden sarsılmış olup, davacı erkeğin, boşanma davası açmakta haklı olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylara tazminat isteyen davacı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı...

    İlk derece mahkemesince davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmekle süresinde verilen cevap dilekçesinde davalının müşterek çocuk için istediği tedbir nafakası konusunda olumlu-olumsuz karar verilmemesi doğru görülmemiştir. Tarafların müşterek çocuğu Ela Betül 08.11.2019 tarihi itibariyle ergin hale gelmiştir. Ergin müşterek çocuk için boşanma davasında tedbir ve iştirak nafakası talep edilemez. Davalı annenin ergin çocuk için nafaka talebinde aktif husumeti yoktur. Bu haliyle ilk derece mahkemesince husumet yokluğundan talebin reddine karar verilmesi gerekirken olumlu olumsuz karar verilmemesi nedeniyle davalı tarafın istinaf talebinin kısmen kabulü ile "davalı tarafın husumet yokluğu nedeniyle müşterek ergin çocuk için tedbir nafakası talep edemeyeceği" dikkate alınarak talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1.maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup, ilk derece mahkemesince, erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu bulunması nedeniyle davasının reddine karar verilmiş ise de; tanık beyanlarından davalı kadının sık sık çocuklarını bırakıp evi terk ettiği, kalp ameliyatı olan erkek ile ilgilenmediği, davacı erkeğin ise sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve kadına hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre, erkek dava açmakta haklıdır. Öyleyse davacı erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

      Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, davalı boşanma davası açmakla davacının ayrı yaşama hakkı doğmasına göre, davacının müşterek eve dönmesi için yapılan ihtar ve terk nedeniyle boşanma davası açılması sonuca etkili görülmediğinden davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, davalının tespit edilen geliri nazara alındığında takdir edilen miktar çok olup, TMK’nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmamış ise de, bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 1. fıkrasından “300” rakamlarının çıkartılarak yerine “200” rakamları yazılmak...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın 12.09.2012 tarihinde Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı olarak bağımsız tedbir nafakası davası açmış, davacı erkek ise terk ihtarını 05.11.2012 tarihinde talep etmiştir. Davalı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 197. maddesine dayalı davasının açılmasından itibaren dört aylık ayrılık süresi geçmeden terk ihtarına muhatap olan kadının ortak konuta dönmesi beklenemez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, terk hukuki sebebine dayalı (TMK m. 164) boşanma davasıdır. Davalı kadına ihtar kararı 09.10.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı ihtara cevap vermemiş, dava 15.01.2014 tarihinde açılmış, davalı davaya cevap dilekçesi vermemiştir. Mahkemece davacı erkeğin bağımsız konut temin etmediği ve terk ihtarında samimi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı davaya cevap vermemiş olmakla dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaları inkar etmiş sayılır (HMK m. 128). Davalının davacı erkek tarafından bağımsız konut temin edilmediği" vakıasını ileri sürmesi ve bu savunmasının hükme esas alınması mümkün değildir....

            Türk Medeni Kanununun 164. maddesi hükmüne göre sadece terk edilen eş boşanma davası açabilir. O halde davacının dava hakkı yoktur....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; "dayanılan vakıaların ispat durumuna göre davacının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacının herhangi bir kusurunu ispat edememesi, ayrıca müşterek haneyi davacı-davalı erkeğin davadan önce 2017 yılı Mart ayında terkettiği, davadan sonra 2017 yılı Ekim ayında davacının müşterek konuta geri döndüğü, tarafların barışarak birlikte aile yaşamlarına devam ettikleri, 02.02.2018 tarihine kadar da birlikte yaşadıkları, bu tarihte davacı-davalı erkeğin sarhoş bir şekilde eve gelmesi üzerine tarafların tartıştıkları ve tekrar ayrı yaşamaya başladıkları anlaşılmakla boşanma davasından sonra tarafların barışmaları nedeniyle davacı dayandığı vakıaları affetmiş veya en azından hoşgörü ile karşılamış sayılması nedeniyle" gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiş, davalı - davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile birleşen dava tarihi olan 10/04/2017 tarihinden itibaren...

              UYAP Entegrasyonu