WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmadığı gibi ortada terk hukuki sebebine dayalı açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Buna göre davalı kadın kusursuzdur. Kadına yüklenen kusurların gerekçeden çıkartılması gerekmiştir. Sonuç olarak; Davacının vefat etmesi nedeniyle evlilik birliği ölümle sona ermekle boşanma davası konusuz kaldığından boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına ve davalı kadının kusursuz olduğunun tespitine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan sebeplerle; I-Davalı kadının istinaf başvurusunun KABULÜ ile;Antalya 5....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek arafından açılan dava, Türk Medeni Kanununun 164. maddesinde düzenlenen terk hukuksal sebebine dayalıdır. Davacı erkeğin Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı bir davası bulunmadığı gibi, usulüne uygun olarak yapılmış bir ıslah da bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan bir boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. (HMK m. 26/1). Ondan fazlasına veya başka birşeye karar veremez....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı (koca) tarafından kendi boşanma davası, kusur belirlemesi, velayet, kişisel ilişki süresi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve nafaka yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı tarafından açılan Türk Medeni Kanununun 164'ncü maddesinde yer alan " terk" sebebine dayanan birleştirilen boşanma davasının, terk tarihinden itibaren dört ay geçmeden ihtar talebinde bulunulmuş olması karşısında, ihtar hukuki sonuç doğurmayacağından reddinin bu sebeple sonucu bakımından doğru bulunmasına göre davalı-davacı (koca)'nın bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediği gibi, diğer hususlara ilişkin...

      Erkek tarafından karşı eşin "hakaret, evi terk, davalının ailesinin müdahalesi, evliğin sorumluluklarını sürekli dışarda yemek yemek ve gezmek isteyerek yerine getirmeme, gebelik testi sırasında yüksek sesle bağırma, annesi hakkında olumsuz sözler söyleme " vakıalarına dayanan kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı, TMK'nun 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma davası açıldığı, davalı- birleşen davacı kadın tarafından ise karşı eşin " ailesi ile görüşmesini kısıtlama, ''hiç bir şeyim değilsin ,tek varlığım annem', hiç bir şeyimsin' şeklinde sözler söyleme, maddi ve manevi olarak ilgilenmeme, hakaret, aşağılama, davacı- birleşen davalının ailesinin evliliğe müdahalesi, boşanma davası açarak evi terk," vakıalarına dayanan kusurlu davranışları ile hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedenine dayalı, TMK'nun 162. maddesi uyarınca boşanma davası açıldığı, yapılan yargılama neticesinde ilk derece mahkemesi tarafından asıl ve birleşen boşanma...

      DAVA Davacı- karşı davalı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadını aşağıladığını, ailesi ile görüşmesini engellediğini, kadın ve çocuğu ile ilgilenmediğini, sürekli kahvehaneye gidip geç saatte eve geldiğini, çalışmadığını, evin ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, kadını sürekli başka kadınlarla kıyasladığını, kadını kendi ailesi ile birlikte yaşamaya zorladığını, erkeğin ve ailesinin sürekli hakaret ettiklerini, babasının kadına fiziksel şiddet uygulamasına sessiz kaldığını, sürekli alkol kullandığını, herkese borç yaptığını, eve alacaklıların geldiğini, kişisel bakımına dikkat etmediğini, kadını defalarca cinsel birlikteliğe zorladığını, kadını evden kovduğunu, kadının kıyafeti ile sokağa atıldığını, erkeğin tehditte bulunduğunu, apart işleten erkeğin fuhuş suçu nedeni ile tutuklandığını, erkeğin başka kadınlar ile duygusal ilişki yaşadığını iddia ederek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Fiili ayrılık başlı başına boşanma nedeni değildir, terk hukuki sebebine dayalı bir davada bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanununun 166. maddesinde "evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer....

          Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut dosyada; boşanma davası sürecinde eşlerden biri (erkek) ölmüş olduğundan; evliliğin ölümle sona erdiği, boşanma davasının konusu kalmadığı, Yargıtay uygulamalarına göre, yargılama devam ederken eşlerden birin vefatı halinde verilecek kararda; eşit, ağır ya da az kusur ibareleri kullanılmaksızın, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda "kusurlu olup olmadığının tespiti" ile yetinilmesinin gerektiği, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; taraflarca usulüne uygun dilekçeler aşamasında dayanılan ve hükme esas alınan erkeğe yüklenen kusurların somut görgüye dayalı tutarlı tanık anlatımları ve sunulan deliller ile kanıtlanmış olduğu, erkeğin, kadın için öne sürdüğü kusurları ispat edemediği, kadının ortak konutu terk etmeye zorlandığı ve dönmemekte haklı olduğunun sabit olduğu, Mahkemece sadece sağ kalan eşin kusurlu olup olmadığının tespiti ile yetinilmesi gerekirken ölen eşe tam...

            Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Asıl Dava TMK 166/son maddesi uyarınca, ortak hayatın kurulmaması sebebiyle boşanma istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre; boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak, feragat ile sonuçlanan davalarda ise feragat tarihinden itibaren üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir..." (Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2016/16959 Esas, 2018/5583 Karar sayılı 25/04/2018 tarihli kararı) Somut olayda, davacı erkek tarafından Rize Aile Mahkemesinin 2015/424 Esas, 2015/494 Karar sayılı dosyası ile açılan boşanma davasında davacı 27/11/2015 tarihli dilekçe ile davadan feragat etmiş ve TMK'nın 166/4....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek terk hukuki sebebine dayanarak boşanma davası açmıştır. Türk Medeni Kanununun 164. maddesi; eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebeple ortak konuta dönmediği takdirde, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ise istem üzerine mahkeme veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; boşanma davası açılabileceğini hükme bağlamıştır. Bu ihtar ve ihtarın tebliğine ilişkin mazbatanın aslı veya onaylı örneği dava dosyası içerisinde mevcut değildir....

              Terk ihtarı davacı-davalı kadına 05.10.2016 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan birleşen davanın 06.10.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu bakımdan davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasını kanunda öngörülen iki aylık süre dolmadan açtığı için reddi gerekirken, ihtarın samimi olmaması nedeniyle reddi doğru olmamıştır. Davalı-davacı erkeğin terke dayalı boşanma davasının reddi sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün, kocanın boşanma davasının reddine yönelik gerekçesi düzeltilmek suretiyle onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

                UYAP Entegrasyonu