WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2021 NUMARASI : 2020/609 ESAS 2021/701 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Hayata Kast, Pek Kötü Ve Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle) KARAR : Dairemizin 08/12/2021 tarih ve 2021/1786 Esas 2021/1792 sayılı kararı Yargıtay, 2....

/1.maddesi gereğince maddi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı erkek yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendiril diğinde, TMK'nun 174/2.maddesi gereğince manevi tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, Her hangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından, usul ve kanuna uygun olan hükme karşı davalının istinaf taleplerinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-1 bendi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

HGK'nun 07.10.1988 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Yapılan sosyal ekonomik durum araştırması neticesinde davalı kadının 48 yaşında olduğu, çalışmadığı, aylık 200 TL kira vererek kızıyla beraber yaşadığı, Bağ-Kur'dan kendisine 610,00 TL maaş bağlandığı ancak prim borçlanması suretiyle emekli olması nedeniyle aylık 225,00 TL maaş aldığı, davacının emekli maaşı ve buna ek olarak işlettiği tekstil atolyesinden kazancı olduğu, yeniden evlendiği ve aylık 360,00 TL kira verdiği anlaşılmaktadır.Bu durum karşısında mahkemece, davalının aldığı emekli aylığının davalıyı yoksulluktan kurtarmayacağı gözetilerek ve davacının nafakanın kaldırılması talebinin içinde (çoğu isteyen azı da ister) nafakanın indirilmesininde bulunacağı dikkate alınarak TMK 4. maddesindeki hakkaniyet...

    Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek,kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, velâyet, kabul edilen tazminat ve miktarları, kadın ve çocuk yararına kabul edilen nafaka ve miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur. C. Gerekçe 1....

      (TMK m.175) İrad biçimde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka alacakları tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun kalkması, ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. (TMK m.176) TMK.nun 182. maddesine göre; boşanma kararı ile velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır. Türk Medeni Kanunu'nun 327/1. maddesinde; çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin anne ve baba tarafından karşılanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı yasanın 328/1.maddesi hükmü gereğince ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder....

      (HGK.07.10.1998 gün, 1998/2–656 E, 1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2–1158–1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2–397–339 sayılı kararları). Bu durumda ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.Somut olayda; her ne kadar davalı kadının boşanmadan sonra işe girerek özel bir okulda sözleşmeli öğretmen olarak çalışmaya başladığı sabit ise de, işinin sürekli olmadığı anlaşılmaktadır. Davalının çalıştığı işin sabit ve güvenceli bir iş olmaması, davacının ise özel bir hastanede kardiyolog olarak çalıştığı, maddi durumu itibariyle davalıya nazaran çok daha iyi bir durumda olması nedeniyle, yoksulluk nafakasının kaldırılması şartlarının gerçekleştiğinden söz edilmesi olanaklı bulunmamaktadır....

        anlaşmalı boşanma kararının eki sayılan protokolün 7. maddesinde belirlenen ortak çocuk Emine’nin eğitim giderlerinin ve davalının yakıt giderlerinin davacı tarafından ödeneceğine dair hükmün kaldırılmasını, aksi kanaatte olunması halinde azaltılmasını talep ve dava etmiştir....

          davalıya ödenen nafakanın kaldırılmasını talep ve dava etmiştir....

            Tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ihtiyaçları ve harcamaları dikkate alındığında, yasal düzenlemeler ve Yargıtay İçtihatları doğrultusunda davalı kadın hakkında hükmedilen yoksulluk nafakasında indirim yapılması gerekli ise de, davalı hakkında hükmedilen aylık 250,00 TL yoksulluk nafakasının 200,00 TL indirilerek, davacı lehine aylık 50,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, mahkemece yapılan indirimin fazla olması nedeniyle hakkaniyete uygun bulunmamıştır. O halde, mahkemece yapılacak işin; tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, TMK'nun 4.maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince nafaka miktarının makul bir oranda indirilmesi olması gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yoksulluk nafakasında fazla miktarda indirim yapılması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

              .- 2012/137 K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, boşandıktan sonra kendisinin yeniden evlendiğini, boşanma kararı ile davalıya yoksulluk nafakası ödediğini, bu nafakanın maaşından icra kanalıyla kesildiğini ve aylık 210 TL ödediğini, davalının özel bir işyerinde 2013 yılı Temmuz ayından beri sigortalı işçi olarak çalıştığını, buna rağmen halen nafaka almaya devam ettiğini ileri sürerek davalıya ödediği nafakanın iptaline ve 5 aylık nafakanın iade edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; davalının asgari ücret seviyesinde gelir elde etmesinin kendisini yoksulluktan kurtaracak nitelikte olmadığını savunurak davanın reddini talep etmiştir....

                UYAP Entegrasyonu