Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sürekli sözlü, ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, haysiyetsiz hayat sürdüğünü, her gün çocuklarına üç yaşındaki çocuğu da dahil şiddet uyguladığını, kişiliğine, saygınlığına ve iffetine karşı ağza alınmayacak küfür, hakaret ve iftiralarda bulunduğunu, bu tür küfür, iftira ve hakaretlerini toplum içerisinde de sürdürdüğünü, defalarca çocuklarının yanında kıyafetlerini tamamen çıkartarak cinsel organını gösterdiğini, sinirlenmesine haklı bir neden asla olmadığı halde, sinirlendikçe kadının annesine, kız kardeşlerine ve yengelerine ağza alınmayacak sinkaflı hakaretler ettiğini bu duruma karşı her ses çıkardığında çocuklarıyla birlikte işkence gördüğünü ve sokağa atıldığını, davalının her ... kazandığı parayı kumara, içkiye ve hayat kadınlarına harcayarak haysiyetsiz bir hayat yaşamak suretiyle bitirdiğini, eve gelen misafirlerin paralarını, iş yerindeki malzemeleri...

    TMK 174. maddesindeki “boşanmaya sebep olan olaylar”dan maksat, bir davada yargılaması yapılıp neticeye varmada mahkemenin kabul ettiği boşanma sebepleridir. Bu dava ayrı bir boşanma davası olup, evlilik birliği devam ederken ve ilk boşanma davasından sonra gerçekleşen maddi vakıa iddiasıyla, farklı nedene dayalı açılmış olmakla, birleştirme olsaydı eldeki davanın da delilleri toplanacak ve kusur durumu belirlenecekti. Bu davadaki talebinin, diğer davada boşanma kararı verilip kesinleşmesi nedeniyle konusu kalmaması, tazminat talepleri bakımından diğer dosyadaki delillerle birlikte değerlendirilerek kusur belirlemesine ve davacının da TMK 174. maddesine göre bu dava boşanma ile sonuçlansaydı boşanmaya neden olan olaylar nedeniyle tazminat hakkı bulunup bulunmadığı yönünde inceleme yapılmasına engel değildir....

      ın defalarca katılanın yüzüne, kalçasına ve vücudunun çeşitli yerlerine tekme ve yumrukla vurduğunun anlaşılması karşısında, katılanda meydana gelen kemik kırığından, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında iştirak halinde eylemlerini gerçekleştiren her iki sanığın da sorumlu olduğu, sanık hakkında TCK'nin 87/3. maddesi gereğince artırım yapılmasının isabetli olduğu ancak; suçun silahtan sayılan tahta sandalye ve bira şişesi kasası ile işlenmesi nedeniyle TCK'nin 86/3-e maddesi gereğince de artırım yapılması gerektiği gözetilmeden eksik ceza tayini ve yine adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK'nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, katılanın adli raporunda vücudundaki kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını müştereken ağır (4.) derecede etkilediği belirtilmesine...

        Davada; davalının sigortalı olarak çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluktan kurtulduğu ileri sürülerek, davalı lehine hükmedilen aylık 250 TL yoksulluk nafakasının kaldırılması istenilmiştir. Mahkemece; davalının 1250 TL maaşla çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. TMK.’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı, yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davacının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 2011 yılında protokol ile anlaşmalı boşanma sırasında davalı lehine hükmedilen 5000 Euro yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi takdirde 1.000 Euroya indirilmesi davasıdır. TMK'nun 175. maddesine göre "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. TMK'nun 176/3 maddesine göre; “sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irat tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması, haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akti olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irat kesilir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; 2011 yılında protokol ile anlaşmalı boşanma sırasında davalı lehine hükmedilen 5000 Euro yoksulluk nafakasının kaldırılması aksi takdirde 1.000 Euroya indirilmesi davasıdır. TMK'nun 175. maddesine göre "Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir." Kanunda öngörülen şartlar davacı lehine gerçekleştiği takdirde, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ve hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekir. TMK'nun 176/3 maddesine göre; “sözleşme veya hüküm ile kendisine maddi tazminat veya nafaka olarak bir irat tahsis edilmiş eşin yoksulluğunun zail olması, haysiyetsiz hayat sürmesi, bir evlenme akti olmadan fiilen karı koca gibi yaşaması yeniden evlenmesi veya eşlerden birinin ölmesi halinde, aksi taraflarca kararlaştırılmadıkça bu irat kesilir....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların Aksaray 2.Aile Mahkemesinin 2016/174 Esas 2019/229 Karar sayılı ilamıyla boşandıklarını, boşanma neticesinde davalı T3 her ay müvekkili T1 alınarak 250,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine karar verildiğini, T3 2019 yılı Temmuz ayında resmi nikah kıyarak evlendiğini, yeniden evlenme davalını yoksulluk nafakası almasını engelleyen bir durum olduğunu ve Yargıtay içtihatlarınında bu yönde olduğunu, açıklanan tüm bu nedenlerle dava tarihinden başlamak üzere müvekkilinin davalıya ödemekte olduğu yoksulluk nafakasının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar Aksaray 2....

          Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, TMK’ nun 176/....maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. ince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. ... ......

            TMK’nun 176/3. maddesi uyarınca; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davalı-karşı davacı kadının çok uzun süredir başka bir adamla birlikte olduğu, o adamın çocuklarının dahi yanında evine aldığı, bu olayın uzun süreli olması, bu durumun davacı-karşı davalı açısından çekilemez bir hal alışı hep birlikte göz önüne alındığında MK 163. maddede tarifini bulan haysiyetsiz hayat sürmekten dolayı boşanma şartlarının gerçekleştiği, davacı-karşı davalı kocanın eşini dövdüğü, ona küfür ve hakaretler ettiği, bununla birlikte davalı-karşı davacı kadının da kocasını darp ettiği, ona küfür ve hakaretler ettiği, davalı-karşı davacı tarafın daha ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı karşı davalının manevi tazminat talebinin 10.000 TL'lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin talebinin reddine, davalı karşı davacının her iki boşanma sebebi göz önüne alındığında daha ağır kusurlu olması sebebi ile maddi manevi tazminat...

              UYAP Entegrasyonu