Türk Medeni Kanunun 176/3.maddesinde boşanma sonucunda irad biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılmasına karar verileceği düzenlenmeştir. Dava dilekçesinde davalının ... isimli şahısla imam nikahlı olarak evliymiş gibi yaşadığı ileri sürülmüş, davalı ise bu şahsın evli olduğunu bilmeden onunla nişanlandığını, ancak resmen evli olduğunu öğrenince ayrıldığını savunmuş, mahkemece de aynı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dosyada mevcut Polatlı 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/555 E-2010/166 K. sayılı dava dosyasında davalının dava dışı ... isimli şahıs aleyhine manevi tazminat istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır. Bu dosya içeriğinden davalı ile dava dışı ...'...
Aile Mahkemesinin 2009/4 E. 2009/724 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, söz konusu boşanma davası ile davalı lehine aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, davalıya boşanma davasından sonra vefat eden babasından dolayı maaş bağlandığı gibi miras nedeniyle kendisine kalan taşınmazlar nedeniyle de ekonomik durumunun iyileştiğini, müşterek çocukların velayetinin, her türlü bakım ve masraflarının kendisi üzerinde olduğunu ve mevcut nafaka yükümlülüğünün kendisini maddi açıdan zor duruma düşürdüğünü ileri sürerek, aylık 150,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının maddi durumunun iyi olduğunu, babasının ölümüyle kendisine bağlanan maaşın geçimine yeterli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir....
CEVAP Davalı-davacı erkek vekili karşı dava dilekçesi ile karşı dava cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının dayısının oğlu ... ile ilişkisinin olduğunu itiraf ettikten sonra evliliklerinin bittiğini, kadının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, emeklilikten sonra finansal hayata yöneldiğini, kadının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini ve kadının buna ses çıkartmadığını, erkeğe "mesleğin ve paran için evlendim" dediğini, evden kovduğunu ve yüzüne tükürdüğünü, hakaret ettiğini iddia ederek asıl davanın reddine karşı davanın kabulüne, zina nedeniyle, haysiyetsiz hayat sürme nedeniyle, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. III....
Bu hükümlere göre, dava ehliyeti bulunmayan (tam ehliyetsiz) kişiye karşı açılan ve kanuni temsilcisinin yokluğunda sürdürülen dava, yasal temsilcinin izniyle hukuki varlık ve geçerlilik kazanmaz. Yasal temsilci, tam ehliyetsizin yaptığı işleme sonradan icazet vermiş olsa bile, işlem geçerli hale gelmez. Eğer yasal temsilci tam ehliyetsizin yaptığı işlemi, gerekli ve onun çıkarlarına uygun buluyor ve devam ettirmek istiyorsa, o işlemi yeniden ve kendisi yapmak zorundadır. Bu bakımdan tam ehliyetsiz erkeğe karşı açılan davada, hüküm kurulduktan sonra yasal temsilcisinin onay vermesinin hukuki bir önemi bulunmamaktadır. Davalının yargılamayla ilgili açıklamada bulunma, bu çerçevede savunmalarını ileri sürme ve ispat hakkı mevcuttur. Bu hakkını, ancak kendisine atanmış olan kanuni temsilcisi vasıtasıyla kullanması mümkündür (HMK md. 114/1 -d)....
ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafaka miktarında, Herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı kadın yararına TMK’nun 175.maddesi uyarınca yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, Boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddi desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı...
Türk Medeni Kanunun 176/3. maddesine göre; İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Somut olayda; davalının, boşanma kararından sonra çalışmaya başladığı , düzenli ve sürekli olmasa da ortalama asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği anlaşılmaktadır. Yerleşik Yargıtay'ın uygulamalarına göre, asgari ücretin yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK'nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi). Bu nedenle; davalının geliri yoksulluğu ortadan kaldırmayıp, bu durumun sadece nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin, davanın yoksulluk nafakası yönünden kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Bu durumlarda eylemlerin gerçekleştirildiği yer ve araya giren zaman aralığı, yeni bir suç işleme kastı, fiili kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti açısından önem arz etmektedir....
Bu durumlarda eylemlerin gerçekleştirildiği yer ve araya giren zaman aralığı, yeni bir suç işleme kastı, fiili kesintinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti açısından önem arz etmektedir. Somut olaya bakıldığında ise; sanığın 30.11.2011 günü ...ili ... ilçesinde gerçekleştirdiği eyleminden sonra 02.06.2012 tarihinde ... ili ... ilçesinde sahte parayı tedavüle sürme suçunu işlediği, sanığın ... ilçesinde gerçekleştirdiği eylemi nedeniyle sahte paralar ile yakalanıp ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldığı, akabinde 02.06.2012 günü ......
TMK'nun 175.maddesine göre; ''Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.'' TMK’ nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve 1998/2–656–688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
TMK’nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır. TMK.nun 176/4.maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir. Dosya kapsamında usulüne uygun dayanılan vakıa ve toplanan deliller dikkate alındığında boşanma davasından sonra davalı kadın zaman zaman günü birlik mankenlik yaptığını belirtmiş ise de, aylık düzenli işi ve geliri olmadığı, yoksulluğunun ortadan kalkmadığı anlaşılmakla asıl davanın reddine ilişkin karar usul, yasa ve dosya kapsamına uygundur....