Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek dava dilekçesinde taraflar arasında daha önce verilen ayrılık kararına rağmen ortak hayatın yeniden kurulamadığından bahisle TMK 172 maddesine dayanarak boşanma isteminde bulunmuş, mahkemece TMK 166/1 maddesi uyarınca davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden davalı tarafından daha önce davacı aleyhine bir boşanma davası açıldığı, bu davada 1 yıl ayrılık kararı verildiği ve hükmün 12.06.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesi ve açıklanan olaylara göre, boşanma davası Türk Medeni Kanununun 172 maddesinde yer alan sebebe dayanmaktadır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki birleştirilerek yapılan davanın muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1- # Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK.md.170/3) gerekir.Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....

      az olduğu, boşanma davasında kişisel ilişki kurulmakla kişisel ilişkiye dair asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı ve dava açmakta haklı olan erkek lehine vekâlet ücreti takdiri gerektiği gerekçesiyle; kadının erkeğin birleşen boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve tazminatların miktarı ile kadının kesinleşen boşanma davası hakkında yeniden hüküm kurulması, kişisel ilişkiye ilişkin asıl davada verilen kabul hükmü ve çocukların tedbir nafakasının bitiş tarihine yönelik istinaf taleplerinin kabulüne, kusurun yukarıda gösterilen şekilde düzeltilmesine, davalı - davacı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilerek; erkeğin asıl davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tedbir nafakası davasında ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 350,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin boşanma davasındaki yargılama giderlerinin erkeğe yükletilerek erkeğin davası için...

        SAVUNMA Davalı cevap dilekçesinde özetle; iddiaların çirkin bir iftira olduğunu belirterek boşanma talebi ile Tahir Eymen için uygun bir nafaka ödemeyi kabul ettiğini beyan etmiş, ikinci cevap dilekçesinde 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ Davalının ortak çocuğa karşı sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği ceza mahkemesi kararı ile sabit olup davalının davranışları sebebiyle ortak hayatın temelinden sarsıldığı ve birliğe devam etmenin artık mümkün olmadığı, davalının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların TMK’nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, velayetin anneye tevdiine, davalı ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine yer olmadığına, 400,00 TL tedbir, yoksulluk; 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir....

        Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hakim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Eşlerden biri, haklı bir sebep olmaksızın diğerinin birlikte yaşamaktan kaçınması veya ortak hayatın başka bir sebeple olanaksız hale gelmesi üzerine de yukarıdaki istemlerde bulunabilir. Eşlerin ergin olmayan çocukları varsa hakim, ana ve baba ile çocuklar arasındaki ilişkileri düzenleyen hükümlere göre gereken önlemleri alır....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, "tarafların karşılıklı olarak eşlerden beklenen iletişim, paylaşma, birlikte hareket edebilme durumunun zedelendiği ve boşanma kararı verilmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı" gerekçesiyle Türk Medeni Kanununun 171. maddesi gereği ayrılık kararı verilmiş ise de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı erkeğin, birlik görevlerini yerine getirmediği, eşinin ailesine soğuk davrandığı ve eşine ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek tamamen kusurludur. Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması, ancak "ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması" gerekmektedir. Somut olayda, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali toplanan delillerle kanıtlanamamıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı tarafından nafaka, maddi ve manevi tazminat yönünden; davalı tarafından da vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi gereğince boşanma kararı verilebilmesi için, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi, bu süre içinde her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamamış olması gerekir. Daha önce açılmış bulunan ve reddedilen boşanma davasına ilişkin karar kesinleşmemiş ise, üç yıllık süre başlamış olmaz. Olayda, daha önceki boşanma davasının reddine ilişkin karar taraflara tebliğ edilmemiş ve kesinleşmemiştir. Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi koşulları oluşmamıştır....

            Önceki boşanma davasının davacı-karşı davalı tarafından açıldığı, davanın "kadına atfı kabil kusur bulunmadığı" gerekçesiyle reddedildiği, ret kararının kesinleşmesinden başlayarak üç yıl geçtiği, bu süre içinde ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Fiili ayrılık süresi içinde de davalı karşı davacının bir kusuru ortaya konulamamıştır. Önceki boşanma davasının reddine ilişkin karar, o davaya kadar davalı-karşı davacının boşanmayı gerektirecek bir kusurunun bulunmadığı konusunda kesin hüküm teşkil eder. Bu kesin hükmün varlığı karşısında, önceki olaylardan dolayı davalı-karşı davacı artık kusurlu sayılamaz. Fiili ayrılık süresi içinde davalının bir kusuru da ispatlanmadığına göre, boşanmaya sebep olan fiili ayrılıkta davacı-karşı davalı kusurludur. Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacı-karşı davalının “eşini sevmediğini, istemediğini söyleyerek birlikte yaşamaktan kaçındığı” anlaşılmaktadır....

              Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eşin açmış olduğu terk sebebiyle boşanma (TMK. m. 164) davası “bu sebeple” reddedilmelidir; “....Nafaka davasında dinlenen tanık beyanlarına göre boşanma davasının davacısı koca kadını evden kovmuş terke zorlamıştır. Eşini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuda dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Bu itibarla Türk Medeni Kanununun 164. maddesi koşulları gerçekleşmemiştir. Davacının terke dayalı davasının reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir...” (Y2HD, 15.06.2005, 9041-9271, GENÇCAN-Boşanma-2, s. 131) .../ Gerek 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 164 f....

                Davacı-davalı erkeğin istinaf dilekçesinde, asıl davada verilen boşanma hükmünün istinaf edilmemesi nedeniyle kesinleştiği belirtilmiş ise de davalı-davacı kadının kararın kaldırılması ve tüm taleplerinin kabul edilmesi yönündeki talebi, cevap dilekçesinde davanın reddinin istenmesi karşısında asıl davanın kabulüne yönelik de istinaf niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Esas dava; TMK'nın 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebiyle boşanma, karşı dava; TMK'nın 166/1 maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle açılan boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine göre boşanma kararı verilebilmesi için, önceki boşanma davasında verilen ve kesinleşen ret kararının üzerinden en az üç yıl geçmiş olmasına rağmen ortak hayatın kısa süreli bile olsa yeniden kurulamamış olması gerekir....

                UYAP Entegrasyonu