Mahkeme tarafından ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu gerekçesiyle ayrılığa karar verildiğine göre, ayrıca boşanma talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm sonucunun 1. bendi olan “Davacının boşanma talebinin reddine" sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş bu haliyle temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.12.2015 (Pzt.)...
Mahkemece; ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunmasının gerektiğini, dosyada mevcut deliller TMK.nun da yer alan boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabulü elverişli ve yeterli olmadığını, davacının davasını kanıtlayamadığını, ayrılığa karar verilmesi şartlarının da mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin ispatlanmış olması ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK m. 170/3) gerekir. Oysa davacı tarafından bildirilen ve dosya içeresine alınan Kuşadası 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2007/679 Esas 2009/31 Karar sayılı dosyası, Kuşadası Kapatılan 1....
Yerel mahkemece bozma öncesi kararda yer alan gerekçeye yer verildikten sonra; davalı erkeğin aşırı tutumlu davrandığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve küfürlü konuştuğu, ancak aile büyüklerinin araya girmesiyle davacı kadının eşi ile barışıp ortak eve döndüğü, fakat aynı sorunların devam ettiği, tanık beyanlarının soyut olmadığı, son yaşanan olayda davalı erkeğin ortak ikamete kimlerin geleceğine kendisinin izin vereceği konusundaki beyanının davacı kadın için kırıcı olduğu, diğer sorunlar sebebiyle de davacı kadının ortak evi terk ettiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı tarafından davacıya ait taşınmazın tapu kütüğüne "aile konutu şerhi" konulmasıyla ilgili harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmamasına ve tarafların önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yıllık süre zarfında bir araya gelmediklerinin ve ortak hayatın yeniden kurulamadığının, davalı tarafından 15.03.2002 tarihinde davacı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasındaki delillerden anlaşılmış bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.10.2009 (Prş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "ayrılık" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin ispatlanmış olması ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK ms.170/3) gerekir. Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. 2-Kabule göre de, ayrılığın süresinin belirtilmemesi ve davacı yararına yoksulluk nafaksına hükmedilmesi doğru olmamıştır....
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 29.1.2004 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.09.2015 (Salı)...
Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesine göre, boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanma kararı verilir. Ret kararının kesinleşmesinden başlayarak geçen üç yıl zarfında ortak hayatın yeniden kurulmuş olduğunun kabul edilebilmesi için, tarafların bu amaçla bir araya gelmiş ve birlikte yaşamış olmaları, evlilik birliğinin amacına uygun olarak tesis edilmiş olması, bu hususların delillerle ispatlanmış bulunması gerekir. Davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davası reddedilmiş, karar 25/04/2013 tarihinde kesinleşmiş; Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesine dayalı işbu dava ise 24/05/2016 tarihinde açılmıştır....
Ortak çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin okul ve mesai günü olan pazartesi sap 18:00'e kadar belirlenmesi, ortak çocuğun eğitimini engelleyecek nitelikte olacağı ve davalı-karşı davacı babanın çalışma günü olması sebebiyle kişisel ilişkinin tesisini zorlaştıracağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm verilmesi çocuğun menfaatine uygun bulunmamıştır. 4-Dava, 12.08.2014 tarihinde açılmış, tarafların ortak çocuğu ... ise dava açıldıktan sonra 13.12.2014 tarihinde doğmuştur. Ortak çocuk için belirlenen tedbir nafakası yükümlülüğünün çocuğun doğumundan sonra başlayacağı gözetilmeden yazılı şekilde ortak çocuk için dava tarihinden itibaren tedbir nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 5-İlk derece mahkemesinin 18.02.2015 tarihli, 2014/195 esas ve 2015/29 karar sayılı kararı ile her iki davanın da reddine karar verilmiş, davacı-karşı davalı kadın tarafından münhasıran reddedilen kendi davası yönünden temyiz yasa yoluna başvurulmuştur....
Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir (TMK m.166/4). Eldeki davaya dayanak olan ve davacı tarafından daha önce açılan Kastamonu 1....
Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde "Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi halinde, her ne sebeple olursa olsun, ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmü bulunmaktadır. Davalı-karşı davacı erkeğin, ... Aile Mahkemesinin 2011/605 esas, 2011/776 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu boşanma davası reddedilmiş, bu karar 03.11.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Temyiz incelemesine konu erkeğin karşı davası ise 13.08.2015 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle Türk Medeni Kanununun 166/son maddesinde belirtilen 3 yıllık sürenin dolduğu ve kesinleşme tarihinden itibaren ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır....