Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesince 2010/233-341 sayılı kararla reddedildiğini, o günden beri ayrı yaşadıklarını ve ortak hayatın yeniden kurulmadığını ileri sürdüğüne göre, dava Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan “boşanma davasının reddi kararına bağlı fiili ayrılık” sebebine dayanmaktadır. O halde, daha önce reddedilen boşanma davasına ilişkin dava dosyası getirtilip incelenerek gösterilen delillerin Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi ve hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 09.09.2015 (Çrş.)...

    Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması, ancak "ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması" gerekmektedir. Somut olayda, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali bulunmamaktadır. O halde, erkek tarafından açılan davanın kabulü suretiyle boşanma kararı verilmesi gerekirken, davanın reddi ile Türk Medeni Kanununun 171. maddesi gereği ayrılık kararı verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.04.2016(Salı)...

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2020 NUMARASI : 2019/338 ESAS-2020/480 KARAR DAVA KONUSU : Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 27/11/2000 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, davalının annesi ile birlikte yaşamak istediğini, davalının anne ve babası tarafından davacının istenmediğini, davalının davacının ceplerini karıştırdığını tarafların 3 yıldır bir araya gelmediklerini bu nedenlerle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Mahkeme tarafından ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu gerekçesiyle ayrılığa karar verildiğine göre, ayrıca boşanma talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı ise de, bu yön yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu 438/7. maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm sonucunun 1. bendi olan “Davacının boşanma talebinin reddine" sözcüklerinin hükümden çıkarılmasına, hükmün bu bölümünün düzeltilmiş bu haliyle temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.12.2015 (Pzt.)...

        Aile Mahkemesinin 2012/389 Esas sayılı dosyasın da görülen başka bir boşanma davası açıldığını, bu davanın da redddedildiğini, kararın 16/09/2013 tarihinde kesinleştiğini, üç yıllık fiili ayrılık süresinin belirlenme sinde son açılan ve reddedilen davanın kesinleşme tarihinin esas alınması gerek tiğinden üç yıllık sürenin dolmadığını, öncelikle davanın bu nedenle usulden reddi gerektiğini, ayrıca ortak hayatın yeniden kurulamaması koşulunun da gerçekleş mediğini, zira; davacının ikinci açtığı boşanma davası reddedildikten sonra pişman olduğunu söyleyerek birleşme isteğinin müvekkili tarafından kabul edilmesi üzerine tarafların 2013 yılında ortak hayatı kısa bir süre de olsa tesis ederek üç hafta süreyle karı koca hayatı yaşadıklarını, müvekkilinin davacının Havana Demirci ile ilişkisini bitirmediğini öğrenmesi üzerine davacı tarafından evden kovulduğunu, davacının adı geçen kadın ile gayrimeşru ilişki yaşamakta olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, işkence yaptığını, tehdit ettiğini,...

        Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı tarafından davacıya ait taşınmazın tapu kütüğüne "aile konutu şerhi" konulmasıyla ilgili harcı verilerek usulüne uygun açılmış bir davanın bulunmamasına ve tarafların önceki boşanma davasının reddine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren geçen üç yıllık süre zarfında bir araya gelmediklerinin ve ortak hayatın yeniden kurulamadığının, davalı tarafından 15.03.2002 tarihinde davacı aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davasındaki delillerden anlaşılmış bulunmasına göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine peşin alınan harcın mahsubuna, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.01.10.2009 (Prş.)...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki "ayrılık" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin ispatlanmış olması ve ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK ms.170/3) gerekir. Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır. 2-Kabule göre de, ayrılığın süresinin belirtilmemesi ve davacı yararına yoksulluk nafaksına hükmedilmesi doğru olmamıştır....

            Yerel mahkemece bozma öncesi kararda yer alan gerekçeye yer verildikten sonra; davalı erkeğin aşırı tutumlu davrandığı, fiziksel şiddet uyguladığı ve küfürlü konuştuğu, ancak aile büyüklerinin araya girmesiyle davacı kadının eşi ile barışıp ortak eve döndüğü, fakat aynı sorunların devam ettiği, tanık beyanlarının soyut olmadığı, son yaşanan olayda davalı erkeğin ortak ikamete kimlerin geleceğine kendisinin izin vereceği konusundaki beyanının davacı kadın için kırıcı olduğu, diğer sorunlar sebebiyle de davacı kadının ortak evi terk ettiği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir. Direnme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              Mahkemece; ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunmasının gerektiğini, dosyada mevcut deliller TMK.nun da yer alan boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabulü elverişli ve yeterli olmadığını, davacının davasını kanıtlayamadığını, ayrılığa karar verilmesi şartlarının da mevcut olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin ispatlanmış olması ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK m. 170/3) gerekir. Oysa davacı tarafından bildirilen ve dosya içeresine alınan Kuşadası 3. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2007/679 Esas 2009/31 Karar sayılı dosyası, Kuşadası Kapatılan 1....

              Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinde açılan boşanma davasının reddedilip, 29.1.2004 tarihinde kesinleştiği, kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kadının fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2 ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 29.09.2015 (Salı)...

                UYAP Entegrasyonu