DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, 4721 sayılı TMK'nın 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davasıdır. Davalı kadın; kusur belirlemesi, davacı erkek lehine hükmedilen manevi tazminat, velayet düzenlemesi, kendisinin reddedilen yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuş ve kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir. HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda; TMK.'nın 166/son maddesine dayalı fiili ayrılık nedeniyle boşanmaya karar verilebilmesi için boşanma nedenlerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren 3 yıl geçmesi, her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamaması gerekir. Yukarıdaki şartların gerçekleşmesi halinde eşlerden birinin başvurusu üzerine boşanmaya karar verilmesi gerekir....
yükletilecek bir kusurun bulunmaması sebebiyle TMK 166/1 maddesi kapsamında açılan boşanma davasının da ispat edilememesi nedeni reddine " ilişkin karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-#Ayrılığa karar verilebilmesi için boşanma sebebinin gerçekleşmesi ve fakat ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması (TMK.md.170/3) gerekir.Oysa toplanan deliller Türk Medeni Kanununun 161, 162, 163, 164, 165 ve 166. maddesinde yer alan, boşanma sebeplerinden birinin varlığını kabule elverişli ve yeterli değildir. Bu itibarla davanın reddi gerekirken delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yetersiz gerekçe ile ayrılığa karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır....
Aile Mahkemesi TARİHİ : 08/05/2014 ESAS-KARAR NO : 2013/741-2014/233 Taraflar arasındaki “boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Medeni Kanunun 166/1. maddesi; evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılması halinde eşlerden birinin boşanma davası açabileceğini, 170. maddesi de; boşanma sebebi gerçekleşince, ortak hayatın yeniden kurulmasının imkan dahilinde olmasının gerçekleştiğinde hakimin ayrılığa karar verebileceğini hükme bağlamıştır. Ayrılığa karar verilirken, eşlerin barışma ihtimali gerçekleşmeye yakın bir ciddiyetde görülmeli, bunun varlığı makul surette kabul edilecek delillerle kanıtlamalı, böyle bir sonuç sağlam ihtimale dayandırılmalıdır....
DAVA TARİHİ : 22.09.2021 KARAR : Davanın reddi Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece kadının terditli taleplerinden zina sebebine dayalı boşanma talebi hakkında değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davalarının reddine karar verilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesince 2010/233-341 sayılı kararla reddedildiğini, o günden beri ayrı yaşadıklarını ve ortak hayatın yeniden kurulmadığını ileri sürdüğüne göre, dava Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesinde yer alan “boşanma davasının reddi kararına bağlı fiili ayrılık” sebebine dayanmaktadır. O halde, daha önce reddedilen boşanma davasına ilişkin dava dosyası getirtilip incelenerek gösterilen delillerin Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi ve hasıl olacak neticesine göre karar verilmesi gerekirken, bu yön gözetilmeden hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 09.09.2015 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca ayrılık kararı verilmesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece; her ne kadar boşanmayı gerektirecek olaylar mevcut ise de taraflar arasındaki bu geçimsizliğin evlilik birliğini çekilmez hale getirmediği, müşterek çocuk da gözetilerek ortak hayatın yeniden kurulma olasılığının bulunduğu gerekçesiyle TMK 170 maddesi uyarınca ayrılık kararı verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davalı erkeğin bağımsız konut sağlamadığı,eşinin doğumuyla ve çocukla ilgilenmediği anlaşılmaktadır. Bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı erkek tam kusurludur....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/11/2020 NUMARASI : 2019/338 ESAS-2020/480 KARAR DAVA KONUSU : Ortak Hayatın Yeniden Kurulmaması Sebebiyle Boşanma KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 27/11/2000 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, davalının annesi ile birlikte yaşamak istediğini, davalının anne ve babası tarafından davacının istenmediğini, davalının davacının ceplerini karıştırdığını tarafların 3 yıldır bir araya gelmediklerini bu nedenlerle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Türk Medeni Kanununun 170. maddesinin son fıkrası uyarınca ayrılık kararı verilebilmesi için boşanma sebeplerinin ispatlanmış olması, ancak "ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının bulunması" gerekmektedir. Somut olayda, boşanma sebepleri gerçekleşmekle birlikte, tarafların yeniden bir araya gelme ihtimali bulunmamaktadır. O halde, erkek tarafından açılan davanın kabulü suretiyle boşanma kararı verilmesi gerekirken, davanın reddi ile Türk Medeni Kanununun 171. maddesi gereği ayrılık kararı verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19.04.2016(Salı)...
Aile Mahkemesinin 2012/389 Esas sayılı dosyasın da görülen başka bir boşanma davası açıldığını, bu davanın da redddedildiğini, kararın 16/09/2013 tarihinde kesinleştiğini, üç yıllık fiili ayrılık süresinin belirlenme sinde son açılan ve reddedilen davanın kesinleşme tarihinin esas alınması gerek tiğinden üç yıllık sürenin dolmadığını, öncelikle davanın bu nedenle usulden reddi gerektiğini, ayrıca ortak hayatın yeniden kurulamaması koşulunun da gerçekleş mediğini, zira; davacının ikinci açtığı boşanma davası reddedildikten sonra pişman olduğunu söyleyerek birleşme isteğinin müvekkili tarafından kabul edilmesi üzerine tarafların 2013 yılında ortak hayatı kısa bir süre de olsa tesis ederek üç hafta süreyle karı koca hayatı yaşadıklarını, müvekkilinin davacının Havana Demirci ile ilişkisini bitirmediğini öğrenmesi üzerine davacı tarafından evden kovulduğunu, davacının adı geçen kadın ile gayrimeşru ilişki yaşamakta olduğunu, müvekkiline hakaret ettiğini, işkence yaptığını, tehdit ettiğini,...