in akıl hastası olduğundan bahisle Türk Medeni Kanununun 405. maddesi uyarınca kısıtlanmasını, kendisine davacının vasi tayin edilmesini istemiş, mahkemece ... Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 06.02.2012 tarihli Uz. Dr. ... imzalı vasi tayinine gerek olmadığı yönündeki raporu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 409/2.maddesi, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmi sağlık kurulu raporu üzerine karar verilebileceğini, hakimin karar vermeden önce, kurul raporunu gözönünde tutarak kısıtlanması istenilen kişiyi dinleyebileceğini hükme bağlamıştır. Somut olayda akıl hastalığı nedeniyle vasi tayini istemi mahkemece tek hekim raporuna dayanılarak reddedilmiştir. Tek hekim tarafından verilen rapor Türk Medeni Kanununun 405.maddesindeki kısıtlama sebebinin bulunup bulunmadığı hususunda yeterli değildir. Mahkemece kısıtlanması istenilen ...'...
Sanık hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilirken akıl hastalığı sebebiyle TCK’nin 32/1. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ve TCK’nin 57/1. maddesi gereği koruma ve tedavi amaçlı güvenlik tedbiri uygulanmasına, yüksek güvenlikli bir sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına alınmasına karar verildiğinde aynı Yasanın 57/2. maddesi gereği “hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş akıl hastasının, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirlenmesi üzerine mahkeme veya hakim kararı ile serbest bırakılabileceğinin” kararda belirtilmemesi, TCK’nin 57/2. maddesi hükmü akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin yasal sonucu olup infazda gözetilmesi mümkün görüldüğünden bozma nedeni yapılmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece bozma üzerine verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nin 32/2. maddesinin son cümlesinde; "Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir." şeklindeki düzenleme karşısında, akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan sanık hakkında, ceza süresi aynı olmak koşuluyla tamamen akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak infazına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. 1) Mağdurun yüzünde sabit iz meydana gelecek şekilde yaralandığı olayda, neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama niteliğindeki yüzde sabit izin, basit tıbbi müdahale ile giderilemeyeceği gözetilmeden, sanık hakkında temel cezanın 5237 sayılı TCK'nin 86/1. maddesi yerine...
Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; babası ...’un akıl hastalığı ve akıl zayıflığı nedeniyle vesayet altına alınmasını istemiş; mahkemece alınan heyet raporu doğrultusunda davanın kabulü ile kısıtlı adayı ...’un Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesi gereğince vesayet altına alınarak davacının vasi olarak atanmasına karar verilmiştir. Dosya arasında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinde; mahkemece verilen karara dayanak 27.03.2014 tarihli heyet raporunda kısıtlı adayının akli melakelerinin yerinde olmadığı, kanuni ehil olmadığı, hastalığının tedaviyle düzelemeyeceği, başkalarının yardımına ihtiyacı olduğu, vasi tayini gerektiği bildirildiği halde;dosya arasında bulunan ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/360 E sayılı dosyasında aldırılmış ... 4....
oluşturup oluşturmadığı, eğer oluşturuyor ise suç vasfının belirlenmesi ve gerek subuta ve gerekse vasfa ilişkin gerekçeli değerlendirmenin her bir suç için CMK.nın 230/1-b maddesi gereğince ayrı ayrı hükümde tartışılması suretiyle 5271 sayılı CMK.nın 223/3-a maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ve 5237 sayılı TCK.nın 57. maddesi gereğince akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesi gerekirken, hükümde çelişkiye yol açacak şekilde sanığın önce atılı suçtan mahkûmiyetine daha sonra da hakkında akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına ve akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanmasına karar verilmesi, Atılı suçu işlediği sabit görülerek hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirine hüküm olunan sanığa, 5271 sayılı CMK.nın 325/1. maddesi gereğince bütün yargılama giderlerinin de yükletilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yargılama giderlerinin hazine üzerinde bırakılması; Kanuna aykırı, O Yer Cumhuriyet...
in ileri yaşta olup, akıl hastalığı ve akıl zayıflığı nedeniyle işlerini görmekten aciz olduğunu, yaptığı işlerin hukuki mahiyetini anlamaktan ve kavramaktan yoksun bulunduğunu, malvarlığını da kötü yönettiğini, bazı gayrimenkullerini oğluna karşılıksız olarak verdiği gibi ucuz yolla da satışlar yaptığını, sürekli olarak hafıza kaybı yaşadığını ileri sürerek kısıtlanmasına ve kendisine vasi veya kayyım atanmasına karar verilmesini istemiş; mahkemece, Ceyhan İlçe Devlet Hastanesince "akli melekeleri yerindedir, vasi tayini gerekmez" şeklinde rapor düzenlendiği, kısıtlı adayının duruşmada alınan beyanında da akıl sağlığının yerinde olduğunu beyan etmesi karşısında kısıtlanması talep edilenin akıl sağlığının yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Basit cinsel saldırı, hakaret, tehdit HÜKÜM : Akıl hastalığı nedeniyle ceza verilmesine yer olmadığına Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri uygulanmasına dair hükümler usul ve kanuna uygun olduğundan, sanık müdafiin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların 26.07.2015 tarihinde evlendikleri, sağlık kurulu raporunda davalıda klinik olarak hafif mental retardasyon ve kronik psikoz olduğu, evlenme tarihinde sürekli ayırt etme gücünün bulunmadığı ve kronik psikoz tablosunun bulunduğu, bu tablonun evlenmeye engel olacak nitelikte olduğu, kronik psikoz rahatsızlığının başlangıç tarihinin medulla kayıtlarına göre 2010 yılı olduğu, akıl hastalığının evlenmeden sonra ortaya çıkmadığı, akıl hastalığının evliliği çekilmez hale getirebileceği, akıl hastalığının geçmesine olanak bulunmadığı ve davalıya rahatsızlığı nedeniyle vasi tayini gerektiğinin bildirildiği, davalının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 405 inci maddesi gereğince kısıtlanarak annesi ...'...
Türk Medeni Kanunu'nun 405. maddesinde, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken ya da başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her erginin kısıtlanacağı hükme bağlanmıştır. Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle kısıtlamaya ancak resmî sağlık kurulu raporu üzerine karar verilir. Hâkim, karar vermeden önce, kurul raporunu göz önünde tutarak kısıtlanması istenen kişiyi dinleyebilir. (TMK 409.m) Somut davada, kısıtlanması istenen hakkında düzenlenen Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 30.03.2021 tarihli, ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı ile nöroloji uzmanının da katılımıyla düzenlenen sağlık kurulu raporunda, akli dengesinin akıllıca yaşam sürmeye yeterli olmadığı, hastalığının sürekli olup, hakimlikçe dinlenmesinde yarar olmadığı, vasi tayininin gerektiği yönündeki raporu ve yine Adli Tıp Kurumu 4....
nun 286 maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin "rey ve mutaalası" hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir. Hele ayırt etme gücünün nispi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli tıp kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanunun 409/2 maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür. Ne var ki, mahkemece hükme yeterli araştırma yapılmaksızın zaman aşımı nedeniyle davanın reddi cihetine gidilmiştir....