WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin cep telefonunda erkek bir şahsa ait mesajlar görmesi sebebiyle tartışmaya başladıkları, sanığın mağdureyi evin yatak odasına kilitleyerek, telefonu alıp mesajları kontrol etmek istediği, ancak bu sırada mağdurenin kilitli bulunan yatak odasının camından kolayca kurtulma imkanının bulunduğunu düşünerek sanığın evin dışına çıkıp pencerenin önünde mesajları okuduktan sonra evin içine geri döndüğü anlaşılmaktadır. Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun anlık olmayan bir süreyi zorunlu olarak içerdiği ve fiil ile sonucun hukuken kabul edilebilecek bir zaman müddetince sürmesini gerektirdiği, olayda ise mağdurenin yatak odasında çok kısa bir süre kaldığı, ayrıca dosya içerisindeki kroki ve evi dışardan gösteren fotoğraflar, tanık, mağdure ve sanık A...'in anlatımları ile sabaha doğru A...'...

    kaynaklanan borçtan sorumludur....

      Ltd.Şti.ne ait olduğunun ileri sürüldüğünü, davalılar arasında borçtan kurtulma amaçlı danışıklı işlemler olduğunu ileri sürerek istihkak iddiasının reddini talep etmiştir. Davalı 3. kişi vekili, haczin müvekkilinin işyerinde yapıldığını, haciz mahallinde borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığını, haciz adresinde daha önce ... isimli kişinin faaliyet gösterdiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı borçlu, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece haczin ödeme emri tebliğ edilen adresten farklı bir adreste yapıldığı, davalı 3. kişinin 16.9.2009 tarihinde haciz adresinde şube açtığı, 3. kişi ve borçlu şirket yetkili ve ortaklarının farklı kişiler olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, alacaklının İİK.nun 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi istemine ilişkindir....

        DAVA : Borçtan Kurtulma Davası DAVA TARİHİ : 17/10/2022 KARAR TARİHİ : 04/06/2024 KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2024 Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA VE SAVUNMA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:müvekkili ... Konfeksiyon Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi gerek ... şehrinde bulunan merkezinde ve gerekse ... şehrinde bulunan şubesinde ... Tekstil ve Konfeksiyon işi ile iştigal ettiğini, müvekkili şirket yetkilisinin kredi kartını kullanmak istediğinde kullanamaması üzerine banka ile iletişime geçtiğinde banka hesabının bloke olduğunu öğrendiğini, yapmış oldukları araştırma neticesinde hakkında ... 5. İcra Müdürlüğünün 2022/... Esas sayılı ve ... 5. İcra Müdürlüğünün 2022/... Esas sayılı icra dosyalarının açıldığını ve banka hesaplarına ve 3 adet araç kaydına haciz konulduğunu öğrendiğini, 15/09/2022 tarihinde, ... 5.İcra Müdürlüğünün 2022/......

          DAVA : Borçtan Kurtulma Davası İNCELEME VE GEREKÇE : Dava; davacıların murisinin davalı bankadan kullandığı krediye ilişkin borcun, murisin vefatının kredi için yaptırılan hayat sigorta poliçesi teminatı kapsamında kaldığı iddasıyla bu kredilere istinaden ödemek zorunda kaldıkları bedelin tahsili istemine ilişkindir. Kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasında banka ile sigortalının kredi borcunun teminat altına alınması nedeniyle menfaatleri vardır. Bu nedenle her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunması esastır....

          Buna göre, itirazın iptali davası, borçlunun iflâsı ile durur (md. 194). Buna göre itirazın iptali davası (md. 67), borçtan kurtulma davası (md. 69), menfi tespit davası veya istirdat davası (md. 72) borçlunun iflâsı ile sadece durur; fakat, iflâs kararının kesinleşmesi ile düşmez. Bilâkis, bu davalara da, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra devam edilir. (md. 194) Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, bir ayrım yapmak gerekir: Müflisin davacı olduğu davalarda, iflâs idaresi bir davanın başarı şansı olduğu kanısına varırsa, masanın bu davayı takip etmesine karar verir; bu karar ikinci alacaklılar toplantısının uygun bulması ile kesinleşir ve ikinci alacaklılar toplantısından sonraki on günlük süre geçince, bundan böyle davaya, davacı olarak iflâs idaresi tarafından devam edilir....

            Yine süresinde borçtan kurtulma davası açmış ve bu davayı kaybetmiş olan borçlu istirdat davası açamayacağı gibi açtığı itirazın iptali davasını kaybeden borçlu da istirdat davası açamaz. Borçlu ödemek zorunda olmadığı bir parayı ödemiş olması; hakkındaki icra takibi şu ya da bu nedenle kesinleştiği için takip konusu borcu ödemek zorunda kalan borçlu daha sonra ödediği paranın gerçek sorumlusu olmadığını yani maddi hukuk anlamında gerçekte sorumlu olmadığını ileri sürerek bu davayı açabilir.( Protesto olan senedini icra takibine konu yapılmaması için ödeyen borçlunun geri alma davası açamayacaktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 07.03.1989 T. 4479/1411) Keza süresi içinde icra dairesine yaptığı itirazla hakkındaki takibi durdurmuş olan borçlu, daha sonra itirazından vazgeçerek takip konusu borcu, mallarının haciz ve satışını önlemek için öderse geri alma davası açamaz. (KURU, B....

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, senedin borçtan mücerret olup kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğini, davacının iddialarının hiçbir hukuki dayanağının olmadığını, müvekkili ile davacının tapu devir işlemleri gerçekleştirdiklerini, bu devir işlemlerinden kaynaklı olan borçlu davacının satış bedelini tamamlayamamasından dolayı taraflar arasında 13/08/2018 düzenleme tarihli, 15/06/2019 ödeme tarihli 165.000,00.TL bedelli senet düzenlendiğini, davacının senedin ödeme tarihi geçtikten sonra müvekkilini sürekli oyaladığını ve uzun süre ödeme yapmadığını, bunun üzerine icra takibi başlattıklarını, davacının imzanın kendisine ait olduğunu ikrar ettiğini, borcun kendisine ait olmadığı iddiasını hiçbir delil ile ispatlayamadığını, davacının iddialarının soyut nitelikte olduğunu ve borçtan kurtulma amacında olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              Kararı ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; borçlunun belirtilen adreste kaçak elektrik kullanımının müvekkili şirket çalışanları tarafından düzenlenen tutanak ve video görüntüleri ile sabit olduğunu, bu tutanak gereğince düzenlenen kaçak elektrik kullanımına ilişkin faturaların son ödeme tarihleri geçmesine ve alacak muaccel olmasına rağmen ödenmediğini,somut olayda yaklaşık ispatın sağlandığını, ihtiyati haciz şartları oluşmasına rağmen mahkemece taleplerinin reddedildiğini, borcun muaccel olduğuna ve yaklaşık ispat şartının fazlasıyla yerine getirildiğine yönelik herhangi bir şüphe bulunmamakla birlikte alacağımızın miktarı da göz önüne alındığında davalı tarafın borçtan kurtulma maksadıyla mal kaçırma, adres değiştirme ve kaçma ihtimaline karşın, hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar İİK m.257 vd.maddeleri uyarınca hukuki güvence kapsamında, ihtiyati haciz verilmesine ilişkin emsal kararları bildirdiklerini belirterek ihtiyati haciz kararı...

                Davacı vekili istinaf dilekçesinde: Davacının dava konusu adreste kaçak elektrik kul- landığı hususunun müvekkili şirket çalışanlarınca düzenlenen kaçak elektrik kullanım tutanakları ile tespit edildiğini, dosya kapsamına göre ihtiyati haciz yönünden "yaklaşık ispat" koşulunun gerçek- leştiğini, borcun muaccel olduğunu, rehin ile temin edilmediğini, dava konusu alacağın miktarı ve davalı tarafın borçtan kurtulma maksadıyla mal kaçırma, adres değiştirme ve kaçma ihtimalinin bulun- duğu gözetildiğinde, hukuki güvence kapsamında hüküm ve icra takibi kesinleşinceye kadar İİK m.257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken red yönünde tesis edilen ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla ara kararın kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; İİK'nun İhtiyati haciz şartları başlıklı 257.maddesinde ; " Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı...

                  UYAP Entegrasyonu