DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE Dava, imza inkarına dayalı menfi tespit ve kısmen istirdat davası iken, yargılamanın devamı sırasında borcun tamamen ödenmesi ile istirdat davasına dönüşmüştür....
Bu durumda eda davası sonunda verilen hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edildiğinden; eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kuşkusuzdur. Eda davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz kuralının geçerli olabilmesi için, eda davası sonunda verilecek hükmün tespite ilişkin bölümü ile tespit davası sonunda alınacak tespit hükmü arasında, meydana getirdikleri kesin hüküm (m.237) etkisi bakımından hiç bir fark bulunmaması gerekir. Yani tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman, davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı, dava dosyasında da tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebileceğinden davacının tespit davası açmakta, korunması gereken bir hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine" şeklinde karar verilmiştir....
Bu durumda eda davası sonunda verilen hüküm ile, aynı zamanda dava konusu hukuki ilişkinin var olup olmadığı da tespit edildiğinden; eda davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı kuşkusuzdur. Eda davası açmak mümkün ise tespit davası açılamaz kuralının geçerli olabilmesi için, eda davası sonunda verilecek hükmün tespite ilişkin bölümü ile tespit davası sonunda alınacak tespit hükmü arasında, meydana getirdikleri kesin hüküm (m.237) etkisi bakımından hiç bir fark bulunmaması gerekir. Yani tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebilecekse, o zaman, davacının ayrı bir tespit davası açmakta hukuki yararı olmadığı, dava dosyasında da tespit davası ile istenen hukuki korunma, eda davası ile tamamen elde edilebileceğinden davacının tespit davası açmakta, korunması gereken bir hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddine" şeklinde karar verilmiştir....
Bu durumda eldeki erteleme davası konusuz kaldığından başkaca inceleme yapılmaksızın kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün re'sen BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın kiracıyı borçtan kurtulma imkanı sağladığını, taraflar arasında uzlaşılmış bir kira sözleşmesinin bulunmadığını, kiracının tek taraflı bir işlemle hem kira bedelini belirlemesi hem de kira ödeme yöntemi değiştirmesinin hukuk düzeni tarafından korunmaması gerektiğini, kiracının tek taraflı olarak uzlaşma sağlanmadan kira bedelini kendisinin tayin ettiğini ileri sürerek verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
kurtulma imkanına sahip olduğu gerekçesiyle, davacı şirketin iflasının İİK'nın 179/.... madde gereğince ... yıl süre ile ertelenmesine karar verilmiştir....
Davacı şirketin tedbir kararı ile iflas erteleme kurumunun kendisine sağladığı korumadan yararlandığı halde alacaklıları tatmin edici bir düzelme şirketin borçtan kurtulacağı yönünde olumlu bir gelişme yaşamadığı, ayrıca şirket faaliyetinin devam edip etmediğinin belirli olmaması karşısında davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, bir kısım müdahiller vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, müdahiller yararına BOZULMASINA, temyiz eden müdahillerin peşin yatırdıkları harçların istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,....01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Av. ... arasındaki itirazın iptali davası hakkında .... Asliye Hukuk Mahkemesi’nden verilen 12.11.2012 tarihli ve E.2012/517 - K.2015/521 sayılı hükmün davalılar vekilince temyizi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu. - KARAR - Dava ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan ilâmsız takibe itirazın iptali davasıdır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 887. maddesi “İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya, hem kendisine karşı yapılmış olmasına bağlıdır.” hükmünü amirdir. Bu itibarla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilâmsız takip yapılmadan önce borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotekli taşınmaz maliki ile borçluya noter ihtarı gönderilmesi gerekir. Bu dava şartı olup re’sen dikkate alınır. Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinin delil kısmında noter ihtarına dayanmıştır....
Bu hüküm, borçluya borca aykırı davranarak ve böylece ifası gereken edim yerine kararlaştırılan ceza koşulunu ödeyerek borçtan kurtulma olanağını vermemektedir. Borçlu borca aykırı davrandığı takdirde, sözleşmede ceza koşulu kararlaştırılmasına rağmen, alacaklı borçludan aynen ifayı talep edebilir. Bu nedenle, 6098 s. TBK. m. 179 f. I (818 s. BK. m. 158 f I)’de borçlu ya borca aykırı davranarak bunun yerine ceza koşulu ödeyip borçtan kurtulma yetkisini değil, buna karar verme yetkisini alacaklıya vermiştir. Alacaklı, borçlunun borca aykırı davranışı halinde, aynen ifayı talep edebileceği gibi, bundan vazgeçerek ceza koşulunun ödenmesini talep edebilir. Burada, alacaklıya tanınmış bir seçimlik hak söz konusudur. Bu nedenledir ki, ceza koşulunun bu türüne “seçimlik ceza koşulu” (seçimlik cezai şart) adı verilmektedir (Ahmet M. KILIÇOĞLU, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 16. Bası, Ankara 2012, s. 773). İfaya eklenen cezai şart; 6098 s. TBK. m. 179 f. II (818 s. BK. m. 158 f....
Zira usul yasamızda, itirazın iptali davası ile ilgili özel yetkili bir mahkemenin varlığı kabul edilmemiştir. Oysa borçtan kurtulma davası (İİK'nın 69/II, ) menfi tesbit ve istirdat davaları (İİK'nın 72/VIII, İİK. 89/III) için özel yetki hükümleri kabul edilmiş, bu davaların icra takibinin yapıldığı icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği düzenlenmiştir. Ancak itirazın iptâli davaları için az yukarıda açıklandığı üzere özel bir yetki kuralı getirilmediğinden HMK'nın yetkiye ilişkin düzünlemeleri tatbik edilecektir. Davalılardan bir kısmının Yeşilhisar'da ikamet ettikleri anlaşıldığından yetkili mahkemede dava açıldığı gözetilmelidir. Bu durumda mahkemece yetkili yerde takip başlatıldığı ve yetkili mahkemede de dava açıldığı anlaşıldığından işin esasının incelenerek taraf delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....