Savcılığına intikal ettiğini, soruşturmanın halen devam ettiğini, müvekkili elinden rızası hilafına çıkan çeklerin kimliği belirsiz, kişi veya kişilerce daha sonra üzeri doldurulup sahte imzalarla keşide edilip, ciro edilmek suretiyle kullanıldığını, iş bu çeklerden olan davaya konu çekin tahsil için icra takibine konulduğunu, çekteki imzanın davacı şirket yetkililerine ait olmadığını iddia ederek borçlu olmadıklarının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, çekin keşidecisi olan davacının dava dışı cirantalarla birlikte borçlu olduğunu, takibin itirazsız kesinleştiğini, davacı ve diğer borçluların davalıyı dolandırdığını, bu nedenle C. Savcılığına şikayette bulunduklarını, davacının basiretli tacir gibi davranıp çek iptali davası açması gerekirken bunu yapmayıp, müvekkilinin zarara uğramasına neden olduğunu savunarak davanın reddi ile lehlerine tazminata hükmolunmasını istemiştir....
Şirketi yetkilisi ... ... imzası ile verildiği, ancak beklenilen mal gelmediği gibi çeklerin factoring şirketlerine temlik edildiğini öğrendiğini, davalıların elindeki çeklerin Yönetmeliğin 22.maddesine göre alacağın tevsik edici belgeye bağlanması gerektiğini ileri sürerek çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve çeklerin iptalini talep ve dava etmiştir. Asıl ve birleşen davadaki davalılar vekilleri davanın haksız olduğunu, dava konusu çeklerin ve faturaların davacı şirketin defter kayıtlarında mevcut olduğunu belirterek ayrı ayrı davaların reddini istemişlerdir....
Bankası aracılığıyla ibraz olunduğunun tespit edildiğini ve kendilerine dava konusu çeklere ilişkin istirdat davası açmak üzere 2 haftalık süre verildiğini, bunun üzerine arabuluculuk merkezine başvurulduğunu, sürecin anlaşmama ile sonuçlandığını, dava konusu çeklerin arka yüzünde bulanan müvekkili şirkete ait kaşe ve üzerindeki imzanın sahte olduğunu, varsa diğer cirolar ile müvekkilinin bir ilgisinin de olmadığını beyanla davacının dava konusu çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile çeklerin iptalini, çeklerin meşru hamil olan müvekkiline iadesini talep ve dava etmiştir. Davalı; dava dilekçesi ve duruşma gününün usulen tebliğine rağmen davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır. Dava, menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir....
Uyuşmazlık davacının faturalardan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise, ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233)....
Kişi konumundaki müvekkilini zarara uğratmak kastıyla kötü niyetle tahsil ettiğini, davalı alacaklının söz konusu icra dosyası ile davalı borçlu şirketin hak ve alacaklarının haczi için davacı müvekkiline haciz ihbarnamesi gönderdiğini, dosyanın borçlu olarak icra dosyasına eklendiğini, müvekkilinin haciz tehdidi altında dosya borcunu ödemek zorunda kaldığını, icra dosyasına konu alacağın davacı müvekkilinden tahsil edilmesinin yasaya ve usule aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı takip borçlusu ...Ltd. Şti'ne herhangi bir borcunun olmadığını, davalı alacaklı ...Ltd. Şti.'nin takibe konu alacağı kötü niyetle müvekkilini zarara uğratma kastıyla tahsil ettiğini belirterek, müvekkilinin davalılara borçlu bulunmadığının tespiti ile borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı 66.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Samsun 5. Asliye Hukuk Mahkemesince; "Somut olayda; davalı alacaklı ... Ltd. Şti.'...
Bu tür bir yararın bulunması halinde borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir. Bunun dışında, ...... takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Ancak, borçlu borcunu ...... dairesine ödedikten sonra artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur. Bundan sonra ödediği paranın geri alınması için bir dava açması söz konusu olur ki bu da istirdat davasıdır....
Davacı, gerçek kişi davalıların diğer davalı ... ’ye olan borçları nedeni ile başlatılan icra takip dosyasından kendisine gönderilen İİK 89. maddesine dayalı haciz ihbarnamelerine süresinde cevap verip itiraz edemediği için bankadaki parasına haciz konulduğunu ve bir bölümünün alacaklıya ödendiğini, haciz ihbarnamelerinin gönderildiği tarihte yönetim boşluğu olduğundan süresinde cevap verememiş olduğunu beyanla davalılara borçlu olmadığının tespiti ile haciz konularak alacaklıya ödenen parasının istirdadına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın usul ve esas yönden reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, davalı alacaklı Denizbank A.Ş. ve ... yönünden süresi içinde menfi tespit davası açılmadığı, davalılar ... ve ... yönünden ise husumet nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, menfi tespit ile birlikte istirdat isteminde de bulunmuştur....
Dava, davacı hakkında yapılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti iken takip konusu miktarın icra dosyasına ödenmesi nedeniyle, ödenen bedelin tahsiline ilişkin istirdat davasına dönüştürülmüştür.Mahkemece,davanın kabulü ile 15.565,87 TLnin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, her ne kadar taraflar arasında 16.6.2002 başlangıç tarihli kira sözleşmesi bulunsa da müvekkilinin eşinin kiralananın bulunduğu apartmanda kapıcılık yaptığını,kiralananın kapıcı dairesi olarak kullanıldığını,müvekkili aleyhine başlatılan takibin haksız olduğunu belirterek kira alacağının tahsiline yönelik başlatılan takipte borçlu olmadığının tespitini istemiştir....
Mahkemece, ispat yükünün davalıda olduğu, davalının kredinin davacı adına kullanıldığını, çekilen paranın davacıya verildiğini, asıl borçlunun davacı olduğunu ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm,davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2010/7678-16023 2-Davacı, yargılama sırasında,icra dosyasına kesilen miktar yönünden istirdat talebinde bulunmuştur. Mahkemece kararın kesinleşmesi halinde istirdat davası açmaya gerek kalmadan icranın eski hale iade edileceği gerekçesiyle davacının istirdat talebinin reddine karar verilmiştir....
Limited Şirketinin menfi tespit ve çek istirdat davasına yönelik tüm taleplerinin REDDİNE, -Davacı ... Limited Şirketinin menfi tespit davasının KABULÜ ile; ... Bankası Anonim Şirketi Gebze Şubesine ait, ... seri numaralı, 26/01/2012 keşide tarihli ve 20.000,00 TL bedelli çek nedeniyle davacının tüm davalılara BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, -Davacı ... Limited Şirketinin istirdat davasının kabulü ile; davaya konu ... Bankası Anonim Şirketi Gebze Şubesine ait ... seri numaralı 26/01/2012 keşide tarihli ve 20.000,00 TL bedelli çekin davalı ... Şirketinden alınarak davacıya VERİLMESİNE, -Davacı ... Limited Şirketinin kötü niyet tazminatı talebinin eldeki davanın icra takibinden önce açılması, mahkememizce takibe yönelik ihtiyati tedbir sebebiyle durdurma kararı verilmemesi karşısında İİK 72/4 maddesi hükmünde yer alan yasal koşullar oluşmadığından tazminat talebinin REDDİNE," karar verilmiştir....