WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Binaenaleyh; davacı tarafından TMK'nin 6 ve HMK'nin 190. maddeleri kapsamında ispatlanan davanın kabulü ile; 6100 Sayılı HMK'nin 106 ve 2004 Sayılı İİK'nin 72/1-3 ve TTK'nin 783/3 maddeleri gereğince; davacının ------ sayılı dosyasında 14.640.00 TL çek tazminatından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekmiştir.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 72-(5) maddesi "dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz" hükmünü içermektedir....

    O halde; söz konusu taşıtların halen talep eden borçlu şirketin mal varlığı üzerinde gözüktüğü, araçların mülkiyetine ilişkin verilmiş bir mahkeme kararı olmadığı dikkate alınarak İİK 287/1 fıkrası uyarınca konkordato talebi üzerine mahkemenin, borçlunun mal varlığının muhafazası için gerekli gördüğü tedbirleri alması gerektiği, bu nedenle borçlunun mal varlığının muhafazası için tedbir talep edilen araçların talep eden şirkete teslimi ve zilyetliklerin borçlu şirket üzerinde bırakılması zorunluluk olduğundan borçlu şirketin tedbir talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Ancak, talep eden borçlu şirket vekili, Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2022/345 Esas sayılı dava dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararını kaldıracak şekilde tedbir kararı verilmesini talep etmiş ise de mahkemenin, başka bir mahkemede verilen tedbir kararını kaldıracak şekilde karar vermesi hukuken mümkün değildir....

      HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; A-) Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, 6100 sayılı Kanunun 353/1- b-2 maddesi uyarınca Kızıltepe 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/01/2022 tarihli, 2021/536 Esas ve 2022/151 Karar sayılı kararının kaldırılıp, DÜZELTİLEREK, yeniden hüküm kurulmasına, bu suretle; 1- Davanın KISMEN KABULÜNE, buna göre; A-Davacının davalı tarafından aleyhine başlatılan Kızıltepe İcra Müdürlüğü'nün 2016/3922 E. sayılı icra takip dosyasına istinaden 12.636,01- TL yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Kötüniyet tazminat talebinin reddine, B-Davacının davalı tarafından aleyhine başlatılan Kızıltepe İcra Müdürlüğü'nün 2017/3853 E. sayılı icra takip dosyasına istinaden 16.167,41- TL yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Kötüniyet tazminat talebinin reddine C-Davacının davalı tarafından aleyhine başlatılan Mardin İcra Müdürlüğü'nün 2016/11253 E. sayılı icra takip dosyasına istinaden 13.343,62- TL yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, Kötüniyet...

      A.Ş'nin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi'ne başvurusunda "sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde şirketin aktif- pasif dengesizliğinin olumlu yönde düzeleceği, borçlarını ödeyebilir hale geleceği" ileri sürülmüş ve şirketin borca batık olduğunun tespiti, 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesi ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17.03.2014 tarihli kararında ihtiyati tedbir talebi kabul edilmiş, 14.04.2014 tarihli kararında ihtiyati tedbir kararının ihtiyati haciz kararlarının tatbikini de kapsadığı belirtilmiş ve 30.04.2014 tarihli kararda davacı şirket üzerinde ihtiyati haciz uygulanmasının tedbir yoluyla önlenmesine dair ara karar tesis edilmiştir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/102 Esas sayılı ve 30.04.2014 tarihli tedbir kararı, ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine dair değil, verilen ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasına ilişkindir. Dolayısıyla, anılan tedbir kararının borçlu Ç....

        Asliye Ticaret Mahkemesi'ne başvurusunda "sunulan iyileştirme projesi çerçevesinde şirketin aktif- pasif dengesizliğinin olumlu yönde düzeleceği, borçlarını ödeyebilir hale geleceği" ileri sürülmüş ve şirketin borca batık olduğunun tespiti, 1 yıl süre ile iflasın ertelenmesi ve ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17.03.2014 tarihli kararında ihtiyati tedbir talebi kabul edilmiş, 14.04.2014 tarihli kararında ihtiyati tedbir kararının ihtiyati haciz kararlarının tatbikini de kapsadığı belirtilmiş ve 30.04.2014 tarihli kararda davacı şirket üzerinde ihtiyati haciz uygulanmasının tedbir yoluyla önlenmesine dair ara karar tesis edilmiştir. Bu durumda, ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2014/102 Esas sayılı ve 30.04.2014 tarihli tedbir kararı, ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine dair değil, verilen ihtiyati haciz kararlarının uygulanmasına ilişkindir. Dolayısıyla, anılan tedbir kararının borçlu ... İç ve Dış San....

          Zira, anılan tedbir hükmü, tedbir isteyen şirketlerin bir ya da bir kaçını içerecek şekilde kurulmadığı gibi bir ya da birkaç şirketi kapsam dışında bırakacak biçimde de tesis edilmiş değildir. Dolayısıyla, borçlu ... Ses Mağ. İth. İhr. İht. ve Gıda Mad. San. Paz. ve Tic. A.Ş.'nin istemine dayanak yaptığı ticaret mahkemesinin tedbir kararının mahiyeti itibariyle tedbir talebinde bulunan borçlu şirket de dahil olmak üzere dört şirket hakkında da verildiğinin kabulü gerekir. O halde, mahkemece, borçlu şirketin talebi de dikkate alınarak, söz konusu ihtiyati tedbir kararının kapsam ve içeriği göz önünde bulundurulup değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre şikayet hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir....

            Esas sayılı takip dosyasına konu alacağın dayanak teşkil eden çekteki keşideci imzasının davacıya ait olup olmadığı ve bu nedenle davacının takibe konu borçtan dolayı sorumlu olup olmadığı hususunun tespiti hususlarından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmaktadır. Hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren hal olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususları bilirkişiye tespit ettirmesi mümkündür. Bu kapsamda Adli Tıp ve Adli Belge İnceleme Uzmanı ... tarafından hazırlanan 22/01/2024 tarihli bilirkişi raporu ile, yazı ve imza incelemelerinde geçerli tüm grafolojik tanı yöntemleri dikkate alınarak; lup, stereomikroskop, $525 document dedector ve bilgisayar/scan kullanılarak yapılan incelemelerde; inceleme konusu; ... Bankası A.Ş. ... Şubesi'nin ... çek nolu, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 30.03.2013, miktarı 4.250 TL olan çekinde ...'...

              Noterliğinin ... yevmiye numaralı ve 07/09/2019 tarihli satış sözleşmesi ile satıp devrettiğini, bu devir müvekkili tarafından davalı yanın talebi ve davalı yana olan borca mahsuben yapıldığını, davalının müvekkiline karşı .... icra Müdürlüğünün ... Esas ve ... Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin davalı yanın vekil tayin ettiği ... ile 13/06/2017 tarihinde sözleşme ve ibra sözleşmesi yaparak 73.000 TL ödeme yaptığını, davalı tarafından ...'e verilen vekaletnamenin tarihindin sözleşmeden bir gün önce olduğunu, müvekkilinin davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek .... icra Müdürlüğünün ... Esas ve yine .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyalarının tedbir yoluyla durdurulmasını, icra takiplerinin iptalini, dava değerinin % 20 sinden az olmamak üzere tazminat hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesi talebi ile dava ettikleri anlaşıldı. Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görüldü....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Karara karşı davacı vekili süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde; davacı belediyenin kamu kurumu olduğunu, dosyaya sunmuş oldukları belgelerin resmi ve kesin olduğunu, iddialarının kanuna ve resmi belgeye dayandığını, davacı idarenin varlığı süreklilik arz eden bir kamu kurumu olması nedeni ile tedbir kararı verilmesi halinde, davacının uğrayacağı bir zarar söz konusu olduğunda telafi edilebileceği nazara alınarak tedbir taleplerinin tamamı konusunda teminatsız tedbir kararı verilmesi gerektiğini, iller bankasından alacağından mahsup ve kesinti yapılmaması yönündeki taleplerinin bir tespit talebi değil tedbir talebi olduğunu, mahkemece borçlu olmadıklarının tespiti talebi ile işbu tedbir talebinin bir bütün olarak değerlendirerek red edildiğini, dava dilekçelerinde borçlu olmadıklarının tespiti konusunda bir talep söz konusu olmadığını, belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak, davalı Belediye tarafından...

                115.177,17 TL yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 3- Davacının davalıya Mardin İcra Müdürlüğünün 2020/9878 İcra dosyasından dolayı 37.621,10 TL yönünden BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE, 4- Davacının kötü niyet tazminatının yasal şartlar oluşmadığından reddine, karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu