Takas hakkı, doğduğu tarihten itibaren kullanılabilen ve karşı tarafa ulaştığı anda geriye yönelik olarak hukuksal sonuç meydana getiren ve yenilik doğuran, alacağı ve borcu küçük alacak oranında karşılıklı olarak ortadan kaldıran bir haktır. HGK'nin 12.10.1994 tarihli ve 1994/251- 593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nin 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2- Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3- Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Bir alacağın ilama bağlanmış olması halinde, takas ve mahsuba konu edileceği tartışmasız olup, takas ve mahsup yapılabilmesi için ilamın kesinleşmesi de zorunlu değildir. Borçlu takas talebini icra mahkemesine beyan edebileceği gibi, bu başvurusunu icra dairesine de yapabilir....
İlk derece mahkeme kararında da belirtildiği üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak, takasa konu alacağın İİK'nin 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması veya alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabileceğinden, somut olayda, davacı şirketin takibin kesinleşmesinden sonra ortaya çıkan 30.06.2014 tarih ve 853349 sayılı faturadan kaynaklanan karşı alacağının dosya borcu ile İİK'nun 71/1. Madde hükümleri gereğince takas ve mahsubu talep edilmiş olup, takas ve mahsup için sunulan fatura İİK.68 maddesinde belirtilen belge niteliğinde olmadığı, HMK.355 mad....
Takasın defi olarak ileri sürüldüğü davada, takas ve mahsup sonucu kalan ve hüküm altına alınan miktar üzerinden yargılama harcı alınacak, takas ve mahsup defi nedeni ile reddedilen miktar üzerinden ileri süren yararına vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilecektir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işveren tarafından yapılan kısmi ödemenin işçinin hangi alacağına mahsup edileceği noktasında toplanmaktadır. I. Normatif Dayanak Uyuşmazlığın normatif dayanağı Borçlar Kanununun 84–86 maddeleridir. Borçlar Kanununun 84 üncü maddesinde “Borçlu faiz veya masrafları tediyede gecikmiş değil ise kısmen icra eylediği tediyeyi resülmale mahsup edebilir....
Enyüksek Kumaş firmasından alacaklı olduğunun Banka kayıtları, ihtarname ve 14.İcra Müdürlüğünün 2019\38666 Esas dosya ile sabit olduğunu, takas ve mahsup işlemi usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının rehnettiği ve rehin sözleşmesine istinaden takas ve mahsup edilen tutar için takip başlatmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, İstanbul 30.İcra Müdürlüğünün 2020/7977 Esas sayılı takibin iptaline, icra baskısı altında dosyaya ödenen tutarın Müvekkili Bankaya nemaları ve işleyecek faiz ve ferileri ile birlikte iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
Şikayetçi mahkemeden, takas mahsup talebinde bulunmasına ve bakiye borcun bulunmadığı iddiası ile muhtıranın iptalini talep etmesine rağmen, Mahkemece davacının takas ve mahsup talebi de değerlendirilerek alınacak bilirkişi raporu ile davacının talepleri hakkında yeni bir uyuşmazlığa sebebiyet vermeyecek şekilde hüküm kurulması gerekirken, yalnızca muhtarının iptali ile icra müdürlüğünün takas-mahsup talebinin reddine ilişkin kararının iptaline karar vermekle yetinilmesi isabetsizdir. Zira Mahkemece uyuşmazlığın esası hakkında, uyuşmazlığı sonlandıran bir karar verilmemiştir....
Mahkemece davalının takas- mahsup talebinde bulunduğu, her iki alacağın para alacağı olması ve muaccel olması nedeniyle takas şartlarının oluşmuş olduğu, davalının takas talebinde ileri sürdüğü alacak miktarının dava konusu alacak miktarından fazla olduğu, davalı borçlunun icra takibine itirazlarında da takas talebinde bulunduğu anlaşıldığından dava konusu icra takiplerine yönelik itirazın iptaline ilişkin talebin reddine karar vermek gerektiği, takas miktarını aşan alacağa ilişkin talep bulunmadığı ve harç yatırılmadığı anlaşıldığından bu kısma ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığı, davalının itirazı haksız olmadığından koşulları bulunmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava ortak gider alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....
Alacaklardan biri, münazaalı olsa bile takas dermeyan olunabilir." hükmünü içermektedir. 6908 sayılı TBK'nın 139. maddesinde de aynı yönde düzenlemeler yer almaktadır. Yenilik doğuran bir hak olan takasın, davadan önce ve dava sırasında ileri sürülmesi mümkün olduğu gibi, terditli olarak beyan edilmesi de takasın şarta bağlandığı anlamına gelmemektedir. Takas talebinin mutlaka karşı dava şeklinde ileri sürülmesi zorunlu olmayıp, savunma olarak da ileri sürülmesi olanaklıdır. Takas ve mahsup birbirinden farklı kavramlardır. Mahsupta, birbirinden ayrı ve bağımsız iki alacak mevcut olmayıp, alacak miktarından belli olgular dolayısıyla indirme talebi bulunmaktadır. Alacaktan indirilecek olan meblağ bir karşı alacak değildir. Mahsup, alacağın gerçek miktarını belirlemek üzere yapılan bir işlemdir. Mahsup itirazının karşı dava olarak ileri sürülmesine gerek olmadığı gibi, ayrı bir davada istenmesi zorunluluğu da bulunmamaktadır....
İcra Müdürlüğünün 2018/12803 Esas sayılı dosyasındaki alacaktan takas ve mahsubuna karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; takas ve mahsup için gerekli koşulların bulunmadığını, müvekkilinin vekalet ücreti ve yaptığı masraflar nedeni ile ilamsız icra takibi başlattığını, davacılar murisinin vekili aracılığı ile itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacılar murisinin bu itirazdan sonra müvekkili aleyhine kendisini zarara uğrattığı iddiası ile Kayseri 6....
İcra Müdürlüğünün 2021/3048 Esas sayılı takip dosyasında davalıların 31/05/2021 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiğini, davalı borçlu şirketin itirazı tebligat yapılamaması nedeniyle sonuç doğurmayacağından, yeniden tebligat yapılması talebinde bulunulduğunu, borçlular vekiline tebligat yapıldığını ve itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, davalıların itiraz dilekçesinde takip konusu yazılı kira sözleşmesine, kiracılık ve kefillik vasıflarına, imzalarına itiraz etmediğini, 2021 yılı Şubat ve Mart ayları kira paralarının kiracı şirket tarafından ödenmediğini, kira faturalarının takip dayanağı olarak icra dosyasına eklendiğini, davalı T3 müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kira sözleşmesini imzaladığını, kefalet süresi ve kefil olunan miktarı el yazısı ile yazdığını, davalıların itirazının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek, itirazın kaldırılmasına ve takibin devamına, %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, davalı itirazı ile takibin durduğunu, arabuluculuk yoluna müracaat edilmiş ise de sonuç alınamadığını, arz edilen hususlar nedeniyle; itirazın iptaline, takibin devamına % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesi talep edilmiştir. CEVAP; Davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça, davalı şirketin ürünlerine taşıma sırasında verilen zararın tazmini talebi ile keşide edilen ihtarın, 17.08.2017 tarihinde tebliğinden sonra 07.09.2017 tarihinde takip talebinde bulunduğunu, ödeme emrinin tebliğ edildiği ve borca itiraz edilentarih itibari ile de davacı şirket aleyhine dava açıldığını, takip tarihi ve itiraz tarihi itibari ile davacı şirketten alacaklı olunduğunun İzmir ....... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ....... Esas sayılı dosyası ile sabit olduğunu, TBK 97. Mad....