Mahkemece, her iki tarafın da alacak ve borçlarının maddi anlamda kesinleşmesi gerektiği, takibin şeklen kesinleşmesinin yeterli bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiş, hüküm borçlu vekilince temyiz edilmiştir. HGK'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere, icra mahkemesinde takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1-Takasa konu alacağın İİK'nun 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, bu alacakla ilgili olarak icra takibi yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 2-Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Bu istem, takibin her safhasında ileri sürülebilir. Alacak ilamlarının takas ve mahsuba konu edilebilmeleri için kesinleşmeleri gerekmez. Somut olayda her iki takip dosyasındaki alacak aynı ilamdan kaynaklanmakta olup vekalet ücreti alacakları dışında takas talebine uygun alacaklardır....
İcra Müdürlüğü'nün 2015/248 E. sayılı takip dosyasından işbu dosyaya takas def'i ileri sürdüğünü belirttiği, mahkemece, bakiye borcun bulunduğu gerekçesiyle takibin iptali talebinin reddine, davanın icra takibinin iptaline ilişkin olduğu ve takas def'inin icra dairesinde ileri sürülebileceği gerekçesi ile de takas def'inin reddine karar verildiği görülmüştür. H.G.K'nun 12.10.1994 tarih ve 1994/251-593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili İcra Mahkemesinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1-Takasa konu alacağın İİK.nun 68.maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2-Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3-Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Borçlunun takas talebini icra mahkemesine beyan edebileceği gibi, bu başvurusunu icra dairesine sunması da mümkündür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Takas hakkı, doğduğu tarihten itibaren kullanılabilen ve karşı tarafa ulaştığı anda geriye yönelik olarak hukuksal sonuç meydana getiren ve yenilik doğuran, alacağı ve borcu küçük alacak oranında karşılıklı olarak ortadan kaldıran bir haktır. HGK'nin 12.10.1994 tarihli ve 1994/251- 593 sayılı kararında da benimsendiği üzere dar yetkili icra mahkemesinin yargılama usulü gözönünde tutulduğunda takip hukuku bakımından takas ve mahsup iddiası kural olarak; 1- Takasa konu alacağın İİK'nin 68. maddesindeki belgelere dayalı bulunması, 2- Bu alacakla ilgili olarak icra takibinin yapılmış ve takibin kesinleşmiş olması, 3- Alacağın ilama bağlanması hallerinde nazara alınabilir. Bir alacağın ilama bağlanmış olması halinde, takas ve mahsuba konu edileceği tartışmasız olup, takas ve mahsup yapılabilmesi için ilamın kesinleşmesi de zorunlu değildir. İlama dayalı takas itirazı, icra mahkemesinde her zaman ileri sürülebilir. Bakırköy 15....
Günü Balosu Etkinliğinin Bir Kısım Organizasyonu '' düzenlenmesi için bila tarihli 4 sayfa 9 madde ve 1 ek (Organizatör tarafından sağlanacak detaylar) oluşan noter onaysız bir sözleşme imzalanmıştır. Alınan 16/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davanın .... İcra Dairesinin 2018/... Esas sayılı icra takibine itirazın iptali davası olduğunu, hesaplama ile davacının alacağı; 101.836,00-TL asıl alacak, 9.439,36-TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 11.275,36-TL hesap edildiğini, Takibin iptal edilip edilmeyeceği, takibin devam edip etmeyeceği, icra inkar tazminatı v.s konularda kararın Sayın Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir. HUKUKİ NİTELENDİRME ve GEREKÇE Dava; Davalı borçlunun .... İcra Müdürlüğü'nün 2018/... Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır....
Görüldüğü üzere davacı şirketin icra takibinden önce, icra takibinde ve birleşen dosyada mahsup talebi bulunmaktadır. Bu durumda takip tarihi ve asıl davanın açıldığı tarih itibariyle davalı-karşı davacı şirketin satım sözleşmesinden kaynaklı muaccel hale gelen alacaklarının, asıl davada talep edilen tazminat alacağından takas ve mahsup edilerek sonucuna göre davalar hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahsup yoluna gidilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 Sayılı HMK'ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, Yargıtay duruşması için kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına takdir olunan 1.350....
Takip borçlusu (davalı) vekili 03.07.2013 tarihinde, borca itirazında; "Takibe konu alacağın tedbir nafakası olup, 27.11.2012-17.06.2013 aylarına ait toplam 7 aylık miktarın 28.000 TL olduğundan, fazlaya ilişkin kısma itiraz ettiğini" belirtmiş ve itirazın devamında "Taraflar arasında görülen İstanbul Anadolu 14. Aile Mahkemesinin 2012/698 E.sayılı dosyasında davacının müvekkilden 75.000 TL aldığını kabul ve ikrar ettiğini, takibe konu alacağın bu miktardan mahsup edilmesini" istemiştir. Mahkemece, davalının takas mahsup istemekle birlikte nafakanın tamamına itiraz ettiği kabul edilmiş, ancak taraflar arasında 75.000 TL paranın alınması konusu kesinleşmiş bir belgeye dayalı olmayıp, böyle bir paranın var olup olmadığı, varsa davacı tarafından alınıp alınmadığı yargılama ile ortaya çıkacağı, hukuken bu haliyle takas ve mahsubun istenmesi davacı tarafça kabul edilmediği sürece mümkün görünmediği gerekçesiyle takas ve mahsuba ilişkin talebi reddedilmiştir....
Aynı tebliğin para cezalarına karşı itiraz ve kesinleşmesine ilişkin 12., 13 ve 14....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirkete mal sattığını ancak bedelinin ödenmediğini bunun üzerine davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, takas ve mahsup definde bulunarak, davanın reddini istemiştir....
Esas sayılı dosyasında takip başlattığı, davalının takipte yetkiye ve borca itiraz ettiği, bunun üzerine takibe itirazın iptali ve takibin devamı için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline karar verilmiş, davalı vekili hükmü istinaf etmiştir. Taraflar arasında güvenlik hizmeti verilmesine dair sözleşme bulunduğu ve davacının hizmeti ifa ettiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. İstinafa konu edilen uyuşmazlık; davaya konu takibin mükerrer olup olmadığı, davacının güvenlik hizmetini ayıplı ifa edip etmediği, hizmetin eksik ve ayıplı ifa edilmesi nedeniyle davalının zararı olup olmadığı, varsa zararın takip konusu alacaktan takas edilip edilmeyeceği noktalarında toplanmaktadır. Davalı, davaya konu takibin mükerrer olduğunu savunmuşsa da, mükerrerlik iddiasına dayanak takiplerde alacaklının farklı olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede taraf olan ...'...
İcra Müdürlüğünün 2016/6099 sayılı dosyasıyla takip başlattıklarını, davalı borçlunun borca ve ferilerine itiraz ettiğini, davalının, şirket kayıtlarına göre 63.836,29 TL borcunun bulunduğunu, itirazın yerinde olmayıp süre kazanmaya yönelik olduğunu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, faturalardan dolayı alacaklı olduklarını, alacaklı olduklarının ticari defterlerin incelenmesinden de anlaşılacağını belirterek; itirazın kısmi olarak kabulü ile takibin 63.836,29 TL üzerinden iptali ile takibin bu miktar ve ferileri üzerinden devamına ve %40'dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep ettikleri görülmüştür....