in usulsüz tebligat şikâyeti dışındaki sair itiraz ve şikayetlerin; asıl dava dosyasında da şikayet dilekçesinde aynen tekrar edilmiş olduğu gerekçesi ile birleşen davada borçlu ...'in borca itiraz, zaman aşımı itirazı, takibe konu senedin sonradan doldurulduğuna ilişkin şikayet ile mükerrer takibin iptali talebi yönünden HMK'nin 114/1-ı maddesi gereği derdestlik nedeniyle birleşen davanın usulden reddine karar verildiği görülmekle birlikte, alacaklının davada kendini bir vekille temsil ettirdiği de gözetilerek, ilk derece yargılaması açısından birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 11/3. maddesi uyarınca maktu tarife üzerinden alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının birleşen dava yönünden temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 19....
söyleyerek zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını istemiştir....
yapılmadığından zaman aşımına uğradığını belirterek davanın kabulü ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesine istinaden 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, bahse konu yasanın 154/2 maddesinde belirtilen hallerin bulunması halinde zaman aşımının kesileceğinin düzenlendiği göz önüne alındığında 29/04/2013 tarihinde başlatılan icra takibi ile davanın açıldığı tarih olan 16/10/2023 tarihleri arasında söz konusu yasa maddesinde belirtilen 10 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu (Yargıtay 11 HD'nin 2016/11126 Esas ve 2018/3247 Karar sayılı ilamı) her ne kadar dosyada arabuluculuk olmakla birlikte arabuluculuk süresince zaman aşımının işlemeyeceği düşünülse bile görevsizlik kararı verilmesi ile dosyanın Mahkememize tevzisinin yapıldığı, görevsizlik kararı verilmesinden sonra arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu, bu nedenle davadan evvel yapılan bir arabuluculuk başvurusu olmadığından arabuluculuk sürecinin değerlendirmeye alınmasına gerek görülmeyerek davalı yanca ileri sürülen zaman aşımı defisi dikkate alınarak davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki...
aşımı nedeniyle iptaline karar verilmiştir....
Ancak, bu ödemelere ilişkin olarak davalılar zaman aşımı savunmasında bulunmuşlardır. Bilindiği üzere, zaman aşımı, borçlunun alacaklıya karşı alacağı ödemesine engelleyen maddi hukuka ilişkin bir savunma vasıtasıdır. Ayrıca, zaman aşımı borcu sona erdiren bir sebep de değildir. Başka bir anlatımla, bir borç zaman aşımına uğrasa dahi varlığını korur ve alacaklı borçludan borcunu yerine getirmesini yani edasını isteyebilir. Hatta, zaman aşımına uğrayan borcu eda etmiş olan borçlunun ifası da geçerli bir ifadır. Ancak, borçlu zaman aşımı definde bulunduğu takdirde artık ondan borcun ifası istenemeyecektir. Bu yüzden zaman aşımı, hukuki niteliği itibariyle itiraz değil, defidir. Taraflarca ileri sürülmediği takdirde hakim tarafından zaman aşımına uğramış bir borç resen dikkate alınmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Borca itiraz Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: ... A R A R Borçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekkili aleyhine ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/1164 sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine konu, Tarım Kredi Kooperatifi'nin 26/06/1995 tarih ve 988-987 ve 986 nolu kredi borç senetlerinin zamanaşımına uğradığını, İİK'nun 33/a maddesi gereğince zamanaşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasını ve takibin iptalini talep etmiştir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu takibin kesinleşmiş mahkeme kararına istinaden başlatılan ilamlı takip olduğunu, İİK'nun 33. maddesinin de yer alan icranın geri bırakılması şartlarının dava dilekçesinde ileri sürülmediğini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İzmir 12. İcra Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davacının İzmir 5. İcra Müdürlüğünün 2020/782 Esas sayılı dosyasında borca yapılan itirazın reddine karar verilmiştir. Davacı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyaya sunduğu delillerin incelenmediğini, pandemiden dolayı çalışamadığını, mevcut ekonomik durum nedeniyle takibe konu borcu ödeme imkanı bulunmadığını, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava ilamlı takibe itiraz istemine ilişkindir....
Borçlunun başvurusunda ileri sürdüğü hususların tamamı İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğindedir. İİK'nun 168. maddesinin 3. ve 5. bentleri gereğince itirazın 5 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Somut olayda, borçluya ödeme emrinin 20.12.2013 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun ise bu tarihten itibaren 5 günlük süreyi geçirdikten sonra 26.12.2013 tarihinde zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece, itirazın süre aşımı yönünden reddi gerekirken işin esası incelenerek yazılı gerekçe ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Müdürlüğü'nün 2020/96253 esas sayılı dosyasında iki adet senedin örnek 10 ödeme emrine dayalı olarak takibe konu edildiğini, takibe konu edilen her iki senedin de zaman aşımına uğradığını belirterek zaman aşımı sebebi ile icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının zaman aşımı iddiasının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....