Dava, İİK 71 maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır....
Davacı, davalı ile imzalanan sözleşmeler gereğince teslim edilen ürün karşılığı düzenlenen fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibi sonucu ödeme emrinin tebliğinden önce borcun bir kısmını haricen ödeyerek talep edilen borca ve ferilerine yapılan ödeme kadar itiraz ettiğini, oysa takibin başlatılmasına davalı sebebiyet verdiğinden ödediği bedelin ferilerinden de sorumlu olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davacı ... 6. İcra Müdürlüğü'nün 2015/523 E. sayılı dosyası ile davalı borçluya yönelik 26.1.2015 tarihinde 123.339,10 TL asıl alacak üzerinden faturaya dayalı ilamsız icra takibi başlatmış olup, davalı borçlu bir kısım fatura bedelleri karşılığı 30.1.2015 tarihinde 93.673,75 ödemiş, takibe de 9.2.2015 tarihinde ödediği bedel kadar itiraz etmiştir. Takip tarihinden sonraki bir tarihte borcun bir kısmı ödenmişse de, davacının takibin ferisi olan vekalet ücretine yönelik olarak da talebi bulunduğundan bu davayı açmakta hukuki yararı vardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Erdemli İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 08/08/2007NUMARASI : 2007/78-2007/126 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Taraflar arasındaki uyuşmazlık takibin kesinleşmesinden sonra borcun itfa edilmesi nedeniyle takibin iptali isteminden ibarettir. Konu ile ilgili İİK.nun 71. maddesinde de takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verildiğini maddede belirtilen belgelerle ispatlarsa takibin iptalinin her zaman icra mahkemesinden istenebileceği öngörülmüştür....
İcra Müdürlüğünün 2019/2917 sayılı dosyası üzerinden toplam 62.176,94 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takip talebi ve ödeme emrinde reşit olmayan davacının velisi Gülistan Şendur'un gösterildiği, borçlu vekilinin süresinde yetkiye ve borca itiraz ettiği, davalı alacaklı vekilinin yetki itirazını kabul etmesi üzerine icra müdürlüğünce dosyanın davacı yönünden Uşak 3. İcra Müdürlüğüne gönderildiği, 2019/2786 sayılı dosyasına kayden düzenlenen örnek 7 nolu ödeme emrinde ise reşit olmayan davacının velisinin gösterilmediği ve ödeme emrinin vekiline tebliğ edildiği, yasal 7 günlük sürede itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır. İlamsız takiplerde borca yasal sürede itiraz edilmesi halinde, ayrıca icra hukuk mahkemesinde şikayet davası açılmasını engelleyen yasal bir düzenleme yoktur. İİK' nun 62. maddesi uyarınca her türlü itiraz icra müdürülüğüne yapılması gerekirse de ödeme emrinin ve takibin şikayet yoluyla icra mahkemesinden iptali istenebilir....
icra takibinin kesinleşmesinden önceki bir tarihte alındığını, bu nedenle davacıların takip konusu borçtan sorumlu olmadıklarını belirterek takibin davacılar yönünden iptaline karar verilmesini istemiştir....
Yine, davacının başvurusu takibin kesinleşmesinden sonra olup, mahiyeti itibariyle borca itiraz değil şikayet niteliğinde olduğundan, mahkemece Deniz Buluttekin yönüyle mirasın yasal sürede reddedilmesi ve dolayısıyla borçlu sıfatına sahip olunmaması nedeni ile takibin iptal edilmesine karar verilmesi gerekirken takibin durdurulmasına hükmedilmesi yerinde değilse de, istinaf edenin sıfatına göre aleyhe olan bu husus değerlendirme konusu yapılmamıştır ( Yargıtay 12. HD'nin 09.10.2017 tarihli, 2016/20527 E, 2017/12067 K. sayılı içtihadı). Yukarıda belirtilen nedenlerle, davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kararın HMK 353/1- b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına, davacı Deniz Buluttekin yönüyle şikayetin kabulüne ve takibin durdurulmasına, davacı T1 yönüyle şikayetin reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1)Davalı alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile HMK'nun 353/1- b(2) maddesi uyarınca İzmir 9....
İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından borçlu aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığı, alacaklının icra mahkemesine yaptığı başvuruda, borçlunun icra dairesi nezdinde borca itirazı olmadığını, sadece yetkiye itiraz ettiği halde, icra müdürü tarafından takibin borca ve yetkiye itiraz nedeniyle durdurulduğunu ileri sürerek, borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması işleminin iptalini ve borçlunun yetki itirazının kaldırılmasını istediği, mahkemece, yetkiye ve borca itiraz nedeniyle takibin durdurulması işlemi usul ve yasaya uygun olduğundan şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; borçlu şirket yetkilisinin takibe itiraz ettiği sırada hükümlü vasfını taşıdığını, hükümlü sıfatına haiz bir kişinin şirket yetkilisi sıfatına da haiz olamayacağını, bu nedenle borca itirazın geçersiz olduğunu, 5237 sayılı TCK'nun 53.maddesine göre şirketlerde yönetici olamama şeklindeki hak yoksunluğunun hükmün infazının tamamlanmasına kadar devam edeceğini, Mustafa Düzgün'ün infazının henüz tamamlanmadığını, dolayısıyla borca itirazın yok hükmünde olduğunu, takibin devam etmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 16.maddesi uyarınca açılmış şikayet davasıdır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince; "Tüm dosya kapsamı ve icra dosyası birlikte değerlendirildiğinde:Dava İİK'nun 168/5, 169 ve 169a maddeleri kapsamında borca itiraz olup süresinde açıldığı,mahkemezin görevli olduğu görülmüştür İcra takibinin mükerrer olduğu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, ilk takipten açıkça feragat edilmediği sürece yeni bir takip yapılamaz. Öte yandan sonraki takibin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla yapılmış olmasının da sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. (Yargıtay 12HD. 2019/6203E. 2020/4075K.) (alıntı Ankara BAM 34 XX 630/835 esas ve 2021/219 karar sayılı ilamı) Somut olayda İstanbul Anadolu 22. İcra Müdürlüğünün 2019/37270 esas ve Küçükçekmece 4 icra müdürlüğünün 2021/1656 esas sayılı dosyaları aynı senede yönelik olup takiplerde alacaklının feragati bulunmamaktadır....
uğradığı, takas vs. tüm itirazlara borca itiraz denildiğini, davacıların reddi mirasa ilişkin talepleri 2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 169.maddesine dayalı borca itiraz niteliğindedir....