Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, dava dilekçesinde, takibin dayanağı olan bononun işe giriş için şart koşulması nedeniyle imza kısmı hariç diğer unsurları boş (açık bono) olarak düzenlendiği belirtilerek borca itiraz edilmiş ise de, borçlunun itirazını ispatlamak için İK'nun 169/a-1 maddesinde belirtilen belgelerden birisine dayanmadığı anlaşıldığından icra mahkemesince davanın reddine karar verilmesi isabetli olmuştur....

Dava, İİK 71 maddesi gereğince takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin itfa itirazıdır. İİK'nun 71/1. maddesinde; "Borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir müddet verdiğini, noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır....

Ltd.Şti. aleyhine bir adet bonoya dayanılarak kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin borçluya 30/06/2020 tarihinde tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği ve borçlunun 06.07.2020 tarihinde icra dairesine borca itirazlarını içeren dilekçe sunduğu, aynı dilekçe içeriğiyle 19.08.2020 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır. Davacı borçlunun başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz olup, bu itirazın, aynı Kanun'un 168/5. maddesi uyarınca, ödeme emrinin tebliğinden itibaren beş günlük sürede icra mahkemesine yapılması gerekmektedir. Borca itirazın icra mahkemesi yerine icra dairesine yapılmış olması hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle, kambiyo senetlerine özgü takipte borçlu tarafından yasal sürede icra müdürlüğüne yapılmış bir itiraz bulunmayıp, tedbiren takibin durdurulmasına da hükmedilmediğinden, kesinleşen takipte icra müdürlüğünce takibe devam edilerek haciz işlemleri uygulanması usul ve yasaya uygundur....

Zamanaşımı itirazı ile ilgili olarak yapılan incelemede; Takip borçlusunun takibin işlemsiz bırakıldığını iddia ettiği dönem, takibin kesinleşmesinden önceki devreye ilişkin olup, başvuru bu hali ile İİK'nun 169a/4-5. maddesine göre takibin kesinleşmesinden önceki dönemde bononun zamanaşımına uğradığına yönelik itiraz niteliğindedir. Mahkemece, takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımının gerçekleştiği kabul edildiğine göre, İİK'nun 169a/4-5. maddesi gereğince zamanaşımı itirazının kabulü ile takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptaline hükmedilmesi isabetsiz olduğu gibi, sadece muteriz borçlu yönünden takibin durdurulması gerekirken diğer borçluları da kapsayacak şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, hükmün belirtilen nedenlerle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının düzeltilerek onanması gerekmiştir....

    Borçlular, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde icra mahkemesine başvurarak borcun kısmen ödendiğini ileri sürdüklerine göre, bu itiraz itfa itirazı niteliğindedir. O halde mahkemece, icra dosyasına yapılan ödeme dikkate alınıp,borçluların istemlerinin İİK'nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, hukuki tavsifinin yanlış yapılması sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      İcra Müdürlüğü'nün 2021/12700 esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı davacı tarafından borçlu Cemal Uzun mirasçıları aleyhine genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlandığı, örnek 7 ödeme emrinin davalı borçlu T3 08.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği, dosya içerisinde davalı borçlu T3 tarafından imzalanmış olduğu görülen 17.01.2022 havale tarihli borca itiraz dilekçesinin mevcut olduğu, dilekçenin alt kısmında annesi T3'un 84 yaşında ve hasta olması sebebiyle annesinin imzaladığı borca itiraz dilekçesini teslim ettiğine ilişkin açıklama ve ayrıca imza bulunduğu, borca itiraz üzerine icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği, alacaklı vekili tarafından borçlu T3 tarafından yapılan itirazın yasal olmaması nedeniyle bu borçlu yönünden takibin kesinleştirilmesinin talep edildiği ve icra müdürlüğü tarafından 23.01.2022 tarihli tensip karar tutanağı ile talebin reddine karar verildiği, alacaklı tarafından bu karara karşı şikayet yoluna başvurulduğu görülmüştür...

      İcra Müdürlüğü'nde takip başlatıldığını, borcun aynı borç olduğunu belirterek ödeme emrine, borca, faize ve tüm ferilerine itirazlarının kabulü ile takibin iptalini talep ve dava etmiştir. DOSYADA TOPLANAN DELİLLER: Kocaeli İcra Müdürlüğü'nün 2020/47532 esas sayılı dosyası....

      Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili hakkında başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe itiraz edildiğini, takibin icra müdürlüğünce durdurulduğunu, ancak müvekkiline herhangi bir muacceliyet ihbarında bulunulmadığından TMK'nun 887.maddesi uyarınca taşınmaz maliki 3.şahıs olan davacı müvekkili yönünden borç muaccel olmadığı gerekçesiyle takibin iptali istemiyle açılan iş bu davanın borca itiraz değil, şikayet olduğunu, borca itiraz edilmesinin şikayet yoluyla icra mahkemesinden takibin iptalinin talep edilmesine engel teşkil etmediğini, muacceliyet ihtarı yapılmadan takip başlatılamayacağının bir takip şartı olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın kabulüne, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Dava İİK'nun 149 vd.maddeleri uyarınca açılmış ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takibe itirazdır....

      Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Başvuru davacı borçlunun murisi hakkında başlatılan genel haciz yolu ile takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde takip yöneltilen borçlunun murisi davacının takibe ve borca itiraz ve şikayeti ile niteliğindedir. Somut olayda, müteveffa borçlu Fikret Kuşçu'nun hakkındaki takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun takip devamında 14/11/2010 tarihinde vefat ettiği, alacaklının miraşçıları takibe dahil etmek isteği ile borçlu mirasçısı davacı T1'ya ödeme emri tebliğ ettirdiği, davacı/mirasçının hakkında çıkarılan ödeme emri nedeniyle avukatı T2 eliyle 01/10/2018 takibe itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce 02/10/2018 tarihli kararı ile takibin devamına karar verildiği anlaşılmıştır. İİK'nun 53. maddesi gereğince mirasçılar hakkındaki takip, ilk takibin devamından ibaret bulunduğu için mirasçılara ödeme emri çıkarılmasına gerek yoktur. Takibin kendilerine karşı devam ettirilmesi yönündeki alacaklı isteminin tebliği ile yetinilmesi yeterlidir....

      İcra Müdürlüğü'nün 2019/773 esas sayılı icra takip dosyasında 7 örnek ödeme emrinin borçlu T3’ye 06.02.2019 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu vekilince düzenlenen itiraz dilekçesinin icra müdürlüğünce 14.02.2019 tarihinde tutanağa geçirildiğini ve Uyap Sistemine işlenip kaydedildiği halde icra müdürlüğünce yasal süresi içinde itiraz varmış gibi kabul edilerek 18.02.2019 tarihli kararla borçlu T3 hakkındaki takibin durdurulmasına karar verildiğini, 20.01.2022 tarihli dilekçeleri ile icra dairesine müracaat ederek 18.02.2019 tarihli karar ile takibin devamı ya da durdurulmasına karar verilmemiş olduğu da belirtilerek borçlu T3’nin itirazının süresinde olup olmadığının karara bağlanmasıyla borçlunun malvarlığı araştırmasının yapılması için sorgulama ekranının Uyap sisteminden taraflarına açılmasına karar verilmesinin istendiğini ve müdürlükçe 18.02.2019 tarihli takibin durdurulması kararından dönülmediğini, 22.01.2021 tarihli kararla 18.02.2019 tarihinde borca itirazla ilgili olarak karar...

      UYAP Entegrasyonu