Bu bağlamda, nafaka alacağının tahsilini teminen borçlu hakkında takibin kesinleşmesinden sonra yapılan ödemelerin nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerektiği gibi hakkaniyet kuralları gereği takip öncesine ait, yapılan ödemelerde hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığının da kabulü gerekir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/242 KARAR NO : 2023/952 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TOKAT İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/12/2022 NUMARASI : 2022/301 ESAS- 2022/415 KARAR DAVA KONUSU : İcra Takibine İtiraz (Borca İtiraz) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM: Davacı dava dilekçesinde özetle; Tokat İcra Müdürlüğünün 2021/12357 Esas sayılı dosyası ile hakkında icra takibi yapıldığını, takibe konu senedin 2015 yılında zirai ilaç ve fide alımı karşılığında borçlanılması sebebiyle boş bir şekilde karşı tarafa verildiğini, bu zamana kadar tarafına borca tebligat gelmediğini, borç ödenmesine rağmen senedin anlaşmaya aykırı bir şekilde takibe konulduğunu beyanla borca itirazın kabulü ile takibin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına, satış işleminin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
Maddesi kapsamında borca itiraz olmakla ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde ileri sürülmesi kanunen zorunludur. Davacı tarafça ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 5 günlük süre içerisinde belirtilen nedenle borca itirazda bulunulmuştur. Borçluların bu haliyle icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 169. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, bu itirazın kabulü halinde aynı Kanunun 169/a-5. maddesi gereğince takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekir ki, ilk derece mahkemesi kararı da bu yöndedir. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen dikkate alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....
Takip sırasında takip borçlusu Cuma Şanlı'nın 17/05/2017 tarihinde vefat ettiği, davacı Engin Şanlı'nın 02/06/2017 tarihinde Niğde Sulh Hukuk Mahkemesinde mirasın reddinin tespiti davası açtığı, mahkemenin 12/09/2017 tarih 2017/508 Esas 2017/704 Karar sayılı ilamı ile, "davanın kabulü ile mirasın kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespitine" karar verildiği, kararın 20/10/2022 tarihinde kesinleştiği, murisin ölümü halinde mirasçının mirası usulüne uygun reddetmesi halinde mirasçı hakkında takip yapılamayacağı ve mirasçı aleyhine takibin devamının mümkün olmadığı, İİK'nın 53.maddesi uyarınca, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde mirasın reddi kararının davacı tarafından alındığı, bu hususun kamu düzeni ile ilgili olup İİK'nın 16/2 maddesi uyarınca süresiz olarak şikayet hakkının bulunduğu dolayısıyla takip alacaklısı tarafından mirası süresi içerisinde reddetmiş olan davacı aleyhine borç muhtırası gönderilemeyeceği gibi takibin devam etmesi de mümkün olmadığından mahkemece davanın kabulüne...
İcra Müdürlüğünün 2020/4564 Esas sayılı dosyasında borçlu T1 ve borçlu T4 hakkında kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe başlanmış olup borçlu tarafından 21/09/2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, T1'ın borca itiraz dilekçesinde, T4 ve T5 250.000,00 TL ' lik teminat senedi verdiğini, ihtar çekerek 250.000,000 'lik senedini geri istediğini ve müvekkili T2' ı tanımadığını beyan ettiğini, borçlunun itirazının haksız, dayanaksız olup gerçeği yansıtmadığını, kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takibe itirazda, borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren 5 gün içerisinde takibin yapıldığını icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine dilekçe ile başvurarak imzaya veya borca itiraz hakkını kullanabileceğini, davacı borçluya gönderilen ödeme emrinin 12/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini, davacı borçlu tarafından 5 yasal günlük süre sona erdikten sonra 21/09/2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, söz konusu borca itiraz süresinde yapılmadığından öncelikle borca itirazın...
Davacı alacaklı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davalı vekilinin, gerek yetkisizlikle gelen icra müdürlüğünde gerekse yetkisizlik üzerine gelen somut dava konusu icra müdürlüğünde borca itiraz ettiğini, fakat imzaya ayrıca ve açıkça itiraz etmediğini, bu nedenle borca itiraz dilekçesinde imzaya açıkça itiraz etmeyen borçlunun, itirazın kaldırılması davasında artık imzaya itiraz edemeyeceğini, Yargıtay kararlarının da bu yönde olduğunu, takip dayanağı belgenin kesin borç ikrarını içeren bir belge olması bir yana, Yargıtay içtihatları gereği de İİK'nun 68. maddesi kapsamında borç ikrarını içeren belge olarak kabul edilmesi gerektiğini, 09.01.2020 tarihli taraflar arasındaki borç mutabakat belgesindeki ilk cümlede davalının, kayıtsız şartsız 110.131,00 TL borcu bulunduğuna ilişkin kabulü ve imzası bulunduğunu, anılan belgenin 2. cümlesinde ise bu borcun davalı tarafından 13.01.2020 tarihinde müşteri evraklarıyla ödeneceğinin, yani ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığını,...
itiraz ettiklerini, davacını imza örneklerinin ilgili kurumlardan celbini talep ettiklerini, bilirkişi incelemesi sonucunda da imzanın müvekkile ait olmadığının anlaşılacağını belirterek imzaya itirazların kabulüne, takibin davacı yönünden durdurulmasına ve iptaline, asıl alacağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü'nün 2009/33495 E. sayılı dosyası ile başlatılan takibe davalıların icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz ettiklerini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine %40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılara TK 35'e göre tebligat yapılmıştır. Davalı ... vekili sonraki dilekçesinde, müvekkilinin açılan bu davadan haricen haberi olduğunu, dava konusu icra takibinin mükerrer olduğunu, zira davacı tarafından rehnin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi ve rehin açığı belgesine istinaden yapılan iki icra takibi daha bulunduğunu, takipten önce müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir....
Sayılı ilamında " İİK.nun 71/1. maddesine göre, borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Alacaklı tarafından, borçlu hakkında, genel haciz yolu ile başlatılan icra takibinde, borçlu davacının, takibe konu borcun ödendiğini iddia ederek icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece borca itirazın İİK'nın 168. Maddesinde aranan 5 günlük yasal süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle istemin süreden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Öncelikle takibin türü ilamsız takip olup, İİK'nın 62. maddesi uyarınca borçlunun her türlü borca itirazını ödeme emrinin tebliğinden 7 günlük süre içerisinde icra dairesine bildirmesi gerekir. Ancak, İİK'nın 71. maddesi uyarınca, "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden istiyebilir."...