a 05.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği, adı geçen borçlu yönünden takibin kesinleşmesinden itibaren 30.01.2013 tarihine kadar zamanaşımını kesen ya da durduran icra takip işlemi yapılmadığı anlaşılmakla sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 170/b maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 71/2. maddesine göre; "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığını ileri sürecek olursa, aynı yasanın 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır." Aynı yasanın 33-a/1. maddesi hükmüne göre de; "İlamın zamanaşımına uğradığı veya zamanaşımının kesildiği veya tatile uğradığı iddiaları icra mahkemesi tarafından resmi vesikalara müsteniden incelenerek icranın geri bırakılmasına veya devamına karar verilir."...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/11/2019 NUMARASI : 2019/760 ESAS, 2019/963 KARAR DAVA KONUSU : İmzaya İtiraz KARAR : İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen karara karşı süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü; Davacı dava dilekçesinde özetle; icra takibine konu senetteki imzanın kendisine ait olmadığını, takibin TC kimlik numarası olmadan başlatıldığını, senet üzerinde de TC kimlik no olmadığını, borçlunun kendisi olmadığını beyanla borca ve imzaya itiraz ederek takibin iptaline ve alacağın %20'sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Diğer taraftan, takipten önce işlemiş faiz olarak talep edilen 279,62 TL için bir itiraz olmadığından takip işlemiş faiz miktarı yönünden kesinleşmiş olup, mahkemece işlemiş faize itirazın esasının incelenmesi doğru değildir. O halde, mahkemece, yukarıda değinilen açıklamalar doğrultusunda, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle, takipten önceki döneme ait olan ve itiraz edilmeksizin kesinleşen 279,62 TL işlemiş faiz alacağı sabit kalmak üzere, takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak, değişen oranlarda avans faizi üzerinden Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde hesaplama yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan hususlar dikkate alınmaksızın düzenlenen bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm tesisi isabetsizdir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Davalı alacaklı banka tarafından davacı borçlular aleyhine kambiyo senetlerine mahsus ilamsız icra takibi başlatıldığı, iş bu imzaya ve borca itiraz davasının süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğünün ....sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını takibe itiraz edildiğini ve takibin durduğundan bahisle itirazın iptaline, takibin devamına , davalının taşınır ve taşınmaz mallarından borca yetecek olan kısmına ihtiyaten haczine , %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DAVALININ CEVABI: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;borca itiraz dilekçesinin alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre olduğundan öncelikle zaman aşımı itirazlarının bulunduğu , müvekkilinin basiretli bir tacir olarak HGS-OGS bakiyelerini zamanında ödemiş olduğundan doğru plaka tespit edilmesi gerektiğini, cezanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu bildirerek davanın reddine %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine talep etmiştir. DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Ankara ......
Maddesine göre tebligat çıkarıldığı, tebligat yapılmadan borçlunun borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacı alacaklının Mahkememizde iş bu davayı açarak takibin devamı yönündeki iradesini ortaya koyduğu anlaşıldığından borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden borca itiraz etmekte hukuki yararı mevcut olup şikayetin haksız olduğu kanaatiyle şikayetin reddine" dair karar verildiği görülmüştür....
Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; icra takibinin 2020 yılına ilişkin olmadığını, 2012 yılında takip başlatıldığını, davacının murisine tebliğ edilmiş olup, takibin kesinleştiğini, muris tarafından süresi içerisinde yapılmayan itirazın daha sonradan ileri sürülemeyeceğini, bu nedenler ile ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu belirtmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; Uyuşmazlık, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu başlatılan icra takibinde, takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. Davaya konu takip dosyası incelendiğinde; dava dışı müteveffa borçlu hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin müteveffa borçluya tebliğ edildiği, takibin kesinleştiği, daha sonra müteveffa borçlunun mirasçılarına yenileme emri gönderildiği görülmektedir....
İİK'nun 71/1 maddesinde "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve ferilerinin itfa edildiğini yahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir." hükmü yer almaktadır. Somut olayda, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede alacaklı vekili tarafından düzenlenen "Tahsilat alındı belgesi" başlıklı belge içeriklerine göre, borçlunun 17/05/2016 tarihinde 20.000,00 TL, 02/08/2016 tarihinde 30.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmıştır. Yerleşik yargıtay uygulamasına göre, takip dosyasına atıf yapılan banka dekontları ile ödeme kanıtlanabilir....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davacının reddi miras kararının kesinleşmediğini, bu nedenle takibin devam ettiğini, bu durumun Yargıtay içtihatlarında da görüleceğini, takibin kesinleşmesinden sonra icra dosyasına reddi mirasa ilişkin mahkeme kararı sunulmadığını, bu nedenle ödeme emrinin iptal edilmemesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 53. maddesi uyarınca mirasın reddi sebebiyle takibin iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, davacı ve diğer borçlular hakkında başlatılan icra takibinin konusunu oluşturan senette, davacının murisinin avalist olduğu, muris Mehmet Sabri Özkütükçü'nün 10/08/2021 tarihinde vefat ettiği, takibin ise 02/11/2021 tarihinde başlatıldığı anlaşılmaktadır. Beykoz 2....
Ayrıca, İİK.nun 71. ve 33/a-l. maddelerine göre de, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımının gerçekleştiği tespit edildiği taktirde icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekir. Somut olayda, iki adet çeke dayalı olarak başlatılan takipte, takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde, 16.12.2009 ile 07.10.2010 tarihleri arasında alacaklı tarafından takibin sürdürülmesi iradesini gösteren herhangi bir takip işlemi yapılmadığından, takip işlemsiz bırakıldığından, yukarıda açıklanan kurallar gereğince zamanaşımı gerçekleşmiştir. Mahkemece icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın konusuz kaldığından bahisle şikayetin reddine dair karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 30/04/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....