Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 07/07/2021 NUMARASI : 2020/365 ESAS-2021/512 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma - Aile Konutu Şerhi Konulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı-karşı davalı erkek vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2), zina (TMK md 161) ve haysiyetsiz hayat sürme (TMK md. 163) nedenlerine dayalı olarak boşanmalarına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, Türk Medeni Kanununun 163. maddesinde yer alan küçük düşürücü suç işleme sebebine dayalı boşanma davasıdır. Küçük düşürücü suç işlemenin Türk Medeni Kanununun 163. maddesi hükmüne göre boşanma sebebi olabilmesi için suç teşkil eden eylemin evlendikten sonra işlenmiş olması gerekir. Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden tarafların, davalının işlediği suç tarihinden sonra evlendikleri anlaşılmaktadır....

    Davacı, davalıya babasından malvarlığı ve maaş kaldığını, kendisinin ise çalışmadığını belirterek bu davayı açmıştır. Dosyanın incelenmesinde, davalının babası boşanmaya ilişkin kararın verilmesinden çok önce 03/02/2014 tarihinde ölmüş, davalıya boşanma kararı kesinleştikten hemen sonra 01/07/2015 tarihinde maaş bağlanmış, 2016 yılı 10. ayındaki bordrosuna göre aylık 683,01 TL aldığı görülmüştür. Davalının babası boşanmaya ilişkin karar tarihinden önce öldüğü için bu durum gözetilerek, davalı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Davalının aldığı nafaka ve babasından dolayı aldığı toplam 1.083,01 TL davalıyı yoksulluktan kurtaracak bir miktar değildir. Davalının babasından kalan taşınmazlar nedeniyle gelir elde ettiği de ispatlanamamıştır. Ayrıca davacı her ne kadar işsiz olduğunu iddia etmiş ise de, davacının 1972 doğumlu olduğu, çalışmasına engel bir hastalığının bulunduğu iddi ve ispat edilememiştir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, Tehdit Hüküm : TCK'nın 106/1-1. cümle, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK'nın 53, 58/9; TCK'nın 314/3 ve 220/6 maddeleri delaletiyle 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi, TCK'nın 220/6, 53, 58/9. maddeleri uyarınca mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Müştekinin hayat dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit ettiği iddia ve kabul olunan sanığın, söz konusu suçu silahlı terör örgütü adına gerçekleştirip gerçekleştirmediği yeterli gerekçe ile tartışılıp değerlendirilmeden, silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi ve tehdit suçundan tayin olunan cezada 3713 sayılı Kanunun 5/1. maddesi uyarınca artırım yapılmak suretiyle fazla ceza tayini, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; a-Örgüt adına suç işleme suçundan öncelikle temel ceza tayin edilip...

      Özel boşanma sebepleri ise kendi içinde mutlak özel boşanma sebepleri (zina-TMK m. 161, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış-TMK m. 162, suç işleme-TMK m. 163 ve son olarak terk-TMK m. 164) ve nispi özel boşanma sebepleri (haysiyetsiz hayat sürme-TMK m. 163 ve akıl hastalığı TMK m.163) şeklinde ayrıma tabidir. Bu ayrımların asıl önemi; hâkimin, somut olayda evliliğin çekilmez hâle gelip gelmediğini incelemesinin gerekip gerekmediği noktasında kendini gösterir. Kanun koyucu özel mutlak boşanma sebepleri konusunda belirli bir olayın gerçekleşmesi şartını aramıştır. Özel mutlak boşanma sebebine dayalı bir davada “kanunun aradığı belli şart” gerçekleştiği takdirde artık hâkim, genel boşanma ve özel nispi boşanma sebebine dayalı davaların aksine “evliliğin çekilmez hale gelip gelmediğini” incelemeksizin boşanma kararı vermek zorundadır. Zira kanun koyucu; özel mutlak boşanma sebeplerinden birinin varlığı hâlinde, ortak hayatın çekilmez hâle geldiğini kabul etmiştir....

        Temyiz Sebepleri Davalı erkek vekili, boşanma davasının reddi gerektiği, davalı erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ispatlanamadığını, bankacı olan müvekkilinin eve geç gelmesinin işinden kaynaklandığını, zina ve haysiyetsiz hayat sürme hukuki sebebi ile açılan davaların reddine karar verilmesine rağmen müvekkiline sadakatsizlik kusurunun yüklenmesinin karar gerekçesinin kendi içinde çelişkili olduğunu, kadın yararına tazminat ve yoksulluk nafakası koşulları oluşmadığını, ziynet alacağı davasının ispat edilemediğini, davacı kadının annesinin yanlı beyanlarının davanın kabulü için yeterli olmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe 1....

          Davalının evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerinden kaçınma ve davacıyı aldatma gayesiyle müşterek haneden haksız biçimde ayrılarak Beytullah Gülistan adlı şahsın yanına yerleştiği, bu şahısla aynı çatı altında birlikte yaşadığı, davalı tarafın da bu birlikte yaşamanın varlığını kabul ettiği, evliliğin boşanma noktasına gelmesine yol açan ve davacı tarafça iddia ve ispat edilen olaylarda davalının tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu, boşanma davasının TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca kabulünün gerektiği, TMK'nın 161. ve 162. maddeleri uyarınca açılan davada 6 aylık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu, TMK'nın 163. maddesi uyarınca yapılan boşanma talebinde davalının davada tartışılan davranışlarının suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme niteliğinde olmadığı, TMK'nın 164. maddesi uyarınca ise usulüne uygun terk ihtarının bulunmadığı" gerekçesiyle, davanın TMK'nın 166/1. maddesi maddesi uyarınca kabulü ile tarafların boşanmalarına, diğer boşanma sebepleri yönünden reddine, müşterek...

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı dilekçesinde; kendisi ile davalının 2009 yılında boşandıklarını, davalı ve müşterek çocuk lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL olmak üzere toplam 300,00 TL yoksulluk ve iştirak nafakasının hüküm altına alındığını, kendisinin işsiz olup birikmiş nafaka borçlarını ödeyememesi nedeniyle cezaevine girmiş olması, davalının da işe girip çalışmaya başlaması nedeniyle yoksulluk halinin ortadan kalktığını belirterek, mahkemece hüküm altına alınan yoksulluk ve iştirak nafakasının kaldırılmasına, mümkün olmadığı takdirde nafakaların indirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma HÜKÜM : TCK'nın 155/2, 62/1, 52/2-4, 53/1. maddeleri gereği mahkumiyet Hizmet nedeni ile güveni kötüye kullanma suçundan sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü; Sanığın, 5237 sayılı TCK'nın 43/1. maddesi kapsamında, 2009-2012 yılları arasında aynı suç işleme kararıyla Kanun'un aynı hükmünü değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ederek haksız menfaat temin etmiş olması karşısında, zincirleme suç hükümlerinin uygulanmayarak eksik ceza tayin edilmesi, karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır....

              , gayri meşru ilişkisini kızlarına ikrar ettiğini, A.D. isimli bayan ile birlikte yaşadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, tarafların şiddetli geçimsizlik ve haysiyetsiz yaşam sürme sebeplerine dayalı olarak boşanmalarına, 1.500 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu