Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, yetkiyi düzenleyen 4721 sayılı TMK'nun 214. maddesi hükmüne göre; eşler veya mirasçılar arasındaki mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi; boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkeme; diğer durumlarda da davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu özel düzenleme karşısında, mal rejiminin tasfiyesi davalarında yetki 6100 sayılı HMK'nun genel hükümlerine göre değil TMK'nun anılan özel nitelikli maddesine göre belirlenir. Somut olayda; taraflar Manisa 1....
Eşler arasında boşanmayla evliliğin sona erdirilmesine karar verilmesi halinde mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer. Taraflar arasında evlilik tarihinden 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TMK. m. 170.), bir yıl içinde başka mal rejimini seçmediklerinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 27.05.2003 tarihine kadar eşler arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 s.K. md. 10/1, 4721 s.K. TMK md. 202/1.). Dava; 743 sayılı TMK. nun 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin olarak açılan taşınmaz ve araç kaydının iptal ve tesciline, olmadığı takdirde bedelleri nedeniyle istenen katkı payı alacağına ilişkindir....
Boşanma yönünden tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşler yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin ilamının kesinleştiği tarihten itibaren boşanmış sayılırlar. Yabancı mahkemelerce verilmiş ve kesinleşmiş boşanma ilamı hakkında, Türk mahkemelerince tanıma tenfiz kararı verilmedikçe eşler Türk kanunlarına göre boşanmış sayılmayacaklarından, ara dönemde boşanmaya bağlı olarak Türkiye'de açılacak tazminat, nafaka ve mal rejiminin tasfiyesi gibi bazı dava haklarının kullanılması imkanı olmayacaktır. Zamanaşımı, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte başlatıldığında, tanıma tenfiz kararından sonra açılacak davaların zamanaşımı süresinin geçmiş olması sonucu ile karşılaşılması kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda hak sahibinin haktan yararlanmasına izin vermeden, zamanaşımını süresinin başlatılması hakkın özüne, hakkaniyete, toplum vicdanına ve adalete aykırıdır....
Asliye hukuk mah.2015/159 esas sayılı dosyası ile ecrimisil davası açıldığı, tarafların anlaşmaları sonucu davacının bu davadan feragat ettiği, anlaşılmaktadır. Eldeki dosyada 03.04.2015 tarihinden itibaren ecrimisil talep edilmektedir....
Dava öncesinde, Kurum denetmenleri tarafından, davacı ve boşanmış olduğu eşinin, boşanmış olmalarına rağmen fiilen birlikte yaşayıp yaşamadıklarına dair araştırma yapılmıştır. Davacı ve eski eşinin, yerleşim yeri adresleri Nüfus Müdürlüğünden celp edilerek tespit edilmiştir. Tespit edilen adreslerden olan, davacının eski eşinin 29.06.2007-05.06.2009 tarihleri arası yerleşim yeri adresi olarak gözüken ... adresinde yapılan araştırmada, kapıcı ile görüşülmüş, görüşmede; adreste, davacının boşanmış olduğu eşinin adreste oturmadığı, adreste ... isimli kişinin oturduğu beyan edilmiştir. Davacının, yerleşim yeri adresi olarak gözüken, ... adresinde araştırma yapılmış, apartman kapıcısı .... ve yönetici ... sözlü beyanlarında, davacı ve boşanmış olduğu eşinin 3 yıldır bu adreste birlikte yaşadıkları yönünde beyanda bulunmuşlardır. ......
Somut olaya gelince; eşler, 20.04.1983 tarihinde evlenmiş, 20.04.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 10.09.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir(4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu mal, dosya kapsamına göre eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 1994 yılında alınmıştır....
aralarındaki tapu iptali ve tescil, El atmanın önlenmesi ve Ecrimisil davasının kısmen reddine kısmen kabulüne dair... 2....
KARAR Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, eşler arasında mal ayrılığı rejimi geçerli olduğu dönemde edinilen 12 nolu mesken yönünden, ziynetler ayrı ve gelirler ayrı gözetilerek usulüne ve dosya kapsamına uygun şekilde davacı lehine toplam katkı oranı belirlendiğine, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen 5 nolu mesken ve araç yönünden bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taleple bağlılık ilkesi gözetilerek hükmedilen miktarlarda bir isabetsizlik bulunmadığına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre davalı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile Usul, Kanun ve bozma gereklerine uygun bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 3.608,70 TL peşin harcın onama harcına...
Aile Mahkemesince, "taraflar dava tarihinde boşanmış oldukları için davanın, alacak davası niteliğinde olduğu ve asliye hukuk mahkemesinin görevli bulunduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, "yapılan harcamaların evlilik birliği içinde müşterek olarak yapıldığından" bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda davacı, davalı ile boşandıklarını, boşanma aşamasında davalı tarafından evlilik birliği içinde edindiği ziynet eşyası ile velayeti kendisinde olan müşterek çocuklarının doğumu nedeniyle takılan hediyelere elkonulduğu iddiasıyla alacağın tahsilini talep etmiştir. Taraflar arasında, önceden bir evlilik birliği bulunduğu, taraflar boşanmış olsalar da, iadesi istenen ziynet eşyaları, para ve hediyelerin evlilik birliği içinde edinildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 4721 sayılı TMK'nın aile ve mal rejimine ilişkin hükümlerinin uygulanması gerektiğinden uyuşmazlığın, aile mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Eşler arasındaki mal rejimi ne olursa olsun, alacak ne zaman doğmuş olursa olsun BK m. 132 b. 3 hükmü uygulanır (BECKER, s. 138, OĞUZMAN/ÖZ, s. 451). Hemen belirtmeliyiz ki, dönüştürme davası (TMK m. 206) sonucu mal ayrılığına geçilmişse ya da eşler başka bir mal rejimine geçmişlerse (TMK m. 203) katılma alacağı (TMK m. 231) evlilik sırasında da doğar. Zamanaşımı süresi eşler arasında mal rejimi sözleşmesi bulunup bulunmadığına göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir. A) EŞLER ARASINDA BİR MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ VARSA ZAMANAŞIMI Eşler arasında kural mal rejiminin (yasal mal rejimi=ediniimiş mallara katılma rejimi) (= TMK m. 202 f....