Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile yaşamına saygı hakkı ise, anne-baba arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra birlikte yaşamamaları ile boşanmış olsalar bile, eşler arasında birlikte yaşama ve çocukla kişisel ilişki kurma hakkını içerir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin pek çok kararlarında tanımladığı gibi, bir davranış eğer kişilerde aşağılık duygusu yaratıyorsa ve onları küçük düşürecek veya alçaltacak nitelikte ise aşağılayıcı muameledir. Bu muamelenin kamuya açık olarak yapılması onun aşağılayıcı nitelikte olup olmamasında rol oynamakla beraber kişinin kendi gözünde küçük düşmesi yeterli sayılmaktadır....

    Aile yaşamına saygı hakkı ise, anne-baba arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra birlikte yaşamamaları ile boşanmış olsalar bile, eşler arasında birlikte yaşama ve çocukla kişisel ilişki kurma hakkını içerir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin pek çok kararlarında tanımladığı gibi, bir davranış eğer kişilerde aşağılık duygusu yaratıyorsa ve onları küçük düşürecek veya alçaltacak nitelikte ise aşağılayıcı muameledir. Bu muamelenin kamuya açık olarak yapılması onun aşağılayıcı nitelikte olup olmamasında rol oynamakla beraber kişinin kendi gözünde küçük düşmesi yeterli sayılmaktadır. Somut olayda; sanıkların resmi nikâhlı evli iken, sanık ...'...

      Aile yaşamına saygı hakkı, anne - baba arasındaki ilişki sona ermiş artık birlikte yaşamıyor veya boşanmış olsalar bile, çocukla eşler arasında birlikte yaşama ve kişisel ilişki kurma hakkını da içermektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin pek çok kararlarında tanımladığı gibi,bir davranış eğer kişilerde aşağılık duygusu yaratıyorsa ve onları küçük düşürecek veya alçaltacak nitelikte ise aşağılayıcı muameledir. Bu muamelenin kamuya açık olarak yapılması onun aşağılayıcı nitelikte olup olmamasında rol oynamakla beraber kişinin kendi gözünde küçük düşmesi yeterli sayılmaktadır....

        Aile yaşamına saygı hakkı ise, anne-baba arasındaki ilişkinin sona ermesinden sonra birlikte yaşamamaları ile boşanmış olsalar bile, eşler arasında birlikte yaşama ve çocukla kişisel ilişki kurma hakkını içerir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin pek çok kararlarında tanımladığı gibi, bir davranış eğer kişilerde aşağılık duygusu yaratıyorsa ve onları küçük düşürecek veya alçaltacak nitelikte ise aşağılayıcı muameledir. Bu muamelenin kamuya açık olarak yapılması onun aşağılayıcı nitelikte olup olmamasında rol oynamakla beraber kişinin kendi gözünde küçük düşmesi yeterli sayılmaktadır....

          Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; dava öncesinde Kurum denetmeni tarafından, davalının ... adresinde araştırma yapıldığı, yapılan araştırmada; mahalle sakini ve mahallede esnaflık yapan ...’ın imzalı beyanının alındığı, 14.01.2009 tarihli beyanında; davalı ve boşanmış olduğu eşinin yukarıda belirtilen davalı adresinde 3 ay öncesine kadar birlikte oturmakta iken nereye taşındıkları hususunda bilgisinin olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu, mahkemedeki beyanında ise; davalı ve boşanmış olduğu eşini tanımadığı şeklinde beyanda bulunduğu, apartman sakinleri sözlü beyanlarında; davalının bu adresten taşındığı, taşınmadan önce birlikte yaşadıkları şeklinde beyanda bulundukları, mahalle bakkalı sözlü beyanında; davalının eşi ve çocukları ile birlikte yaşadığı, nereye taşındıkları hususunda bilgi sahibi olmadığı şeklinde beyanda bulunduğu, Kurum denetmeni tarafından düzenlenen rapor ile davalı ve boşanmış olduğu eşinin 01.11.2008-31.08.2009 tarihleri arasında boşanmış oldukları...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine asıl davada 10/12/2012 ve karşı davada 16/01/2013 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl dava elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı davada ise alacak istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine ve karşı davanın kabulüne dair verilen 12/03/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davada davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, karşı dava, davalı tarafından ödenen giderlere yönelik tazminat istemine ilişkindir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, fiili ayrılık sırasında aile konutundan dolayı, aleyhine açılan men'i müdahale, tahliye ve ecrimisil davası nedeniyle ödemek zorunda kaldığı yargılama giderinin yarısının yasal faizi ile birlikte tarafına ödenmesi için davalı eşi aleyhine eldeki davayı açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. "Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar"(TMK m.186/3). "Eşlerden birinin istemi üzerine hâkim, ailenin geçimi için her birinin yapacağı parasal katkıyı belirler" (196/1). "Eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddî biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir....

                Davacı ve boşanmış olduğu eşine ait tespit edilen yerleşim yeri adreslerinde, kolluk araştırma tutanağı, tutanak tanıkları ve davacı tanıkları dışında re’sen tanık tespit etmek suretiyle tanık dinlenilmemiştir. Davacı ve boşanmış olduğu eşine ait, nüfus adres kayıt sisteminden temin edilen adreslerden; ... adreslerinin aynı adres olup olmadığı hususunda araştırma yapılmalı, tespit edilen tüm yerleşim yeri adreslerinde, ikamet tarihleri itibariyle davacı ve boşanmış olduğu eşinin fiilen birlikte yaşayıp yaşamadığı, adreslerde kimlerin yaşadığı kolluk vasıtasıyla araştırılmalı, adreslerde, yönetici, kapıcı, yeterli sayıda komşu tanıklar re’sen tespit edilerek dinlenilmeli, sonucuna göre karar verilmelidir....” denilmiş olmasına rağmen, Mahkemece gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....

                  Ecrimisil konusundaki temyiz itirazlarına gelince, dosya kapsamına göre davacı ile davalılardan T3’ın boşanmış oldukları ve boşanmanın da 13.02.2002 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacının boşanma kararının kesinleştiği 13.02.2002 tarihi ile davanın açıldığı 06.09.2013 tarihi arasında geçen 11 yıllık süre boyunca anılan davalıya ihtarname göndererek taşınmazın tahliyesini ve ecrimisili talep etmemesi karşısında davalı T3’ın dava konusu taşınmazda davacının rızası hilafına oturup oturmadığı konusunda yapılan araştırmanın yeterli olduğunu söyleyebilme olanağı yoktur....

                  Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden, eşler arasında mal ayrılığı (TKM.nin 170.m.) rejimi geçerlidir. Dava konusu Ortaköy 43 ada 64 parselde 5 numaralı bağımsız mesken 12.8.1986, Maltepe 4023 ada 20 parselde 11 numaralı bağımsız mesken ise, 11.10.1995 tarihinde davalı adına satın alınarak tapuya tescil edilmişlerdir. Davacının isteği 743 sayılı TKM.nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı eş tarafından edinilen taşınmazlara yapılan katkı payı alacağı isteğine ilişkindir....

                    UYAP Entegrasyonu