Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve hüküm; boşanmış olan taraflar arasında ortak hesaptaki paranın hileli davranışla çekildiği iddiasıyla açılan Borçlar Kanununn sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak isteğine ilişkin olup inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ; Dosyanın görevli Yargıtay 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2007...

    Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2018/1078 Esas sayılı dosyasında izale-i şuyu davası açmış ise de müvekkilinin bu davadan çok sonra haberdar olduğunu; Bu nedenle paylı mülkiyette ecrimisil istenebilmesi için intifadan men koşulunun gerçekleşmesi gerektiğini; Davacının en erken 19/10/2018 tarihinden itibaren ecrimisil talep edebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

    Kanundaki bu yükümlülükler genel olarak; “Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur. Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar (TMK m. 185). Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler. Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar (TMK m. 186). Ana, baba ve çocuk, ailenin huzur ve bütünlüğünün gerektirdiği şekilde birbirlerine yardım etmek, saygı ve anlayış göstermek ve aile onurunu gözetmekle yükümlüdürler (TMK m.322). Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır (TMK m. 327)” şeklindedir....

      Davalı istinaf dilekçesi ile özetle; Yerel mahkemece verilmiş olan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bahse konu taşınmaz üzerinde halen kendisinin oturduğu 4 odadan ibaret olan evi boşanmış olduğu eşi Hasbi ERTÜRK ile birlikte evlilik birlikleri devam ederken yaptıklarını, her ne kadar eşinden boşanmış olsa bile evli iken yaptırmış oldukları evin değerinin yarısının kendisinde olduğunu, bu nedenle evde hukuken oturmaya hakkı olduğunu, bu nedenle davacının kendisinden ecrimisil talep etmeye hakkı olmadığını, ayrıca dava devam ederken davacı T1 dava konusu taşınmazdaki hissesini aynı mahalleden YAşar AYDIN isimli şahsa 2020 yılında sattığını duyduğunu, bu nedenle davacı T1 kendisine dava açma hakkının olmadığını, ayrıca oturmakta olduğu evin de tapuya kayıtlı olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur....

      Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut uyuşmazlık incelendiğinde; 02.03.1990 tarihli mal ortaklığı rejimi sözleşmesinin geçerli şekilde yapıldığı sabit olup, buna göre eşler arasında 17.02.1975 evlilik tarihinden 02.03.1990 sözleşme tarihine kadar yasal mal rejimi olan mal ayrılığı rejimi, sözleşme tarihinden Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar sözleşmeyle seçilen mal ortaklığı rejimi ve 01.01.2002 tarihinden murisin ölüm tarihi 17.07.2015 tarihine kadar ise yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Tasfiyeye konu taşınmaz, eşler arasında mal ortaklığı rejiminin geçerli olduğu 1994 yılında edinilmiş olup, tapuda muris adına kayıtlı olsa da taşınmazın eşlerin ortaklık malı olduğunun kabulü gerekir. Eşler arasındaki mal ortaklığı rejimi ise muris ...'un vefatı ile değil Türk Medeni Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun’un 10/1. maddesi gereği Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile sona ermiştir....

        Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar yönünden, anılan kanun maddelerinin değerlendirilmesi gerekirse; tanıma tenfiz kararı verilmek koşuluyla, eşler yabancı mahkemenin boşanmanın kabulüne ilişkin verdiği kararının kesinleştiği tarih itibarıyla boşanmış sayılırlar. Bu yasal düzenlemeye göre, tanıma tenfiz kararı daha sonraki tarihlerde verilse dahi, evlilik birliği yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihte sona ermiş kabul edilecektir. ......'un 59. maddesi ile getirilen bu düzenleme sayesinde, eşlerin yabancı mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten, tanıma tenfiz kararının verildiği tarihe kadar geçen ara dönemde edindikleri mal varlıkları, evlilik birliği dışında edinilen mal olarak kabul edilecektir. Diğer yandan, bu ara dönemde birbirlerine mirasçı olmayacaklar, duruma göre bu dönemde doğan çocuk evlilik dışı doğmuş sayılacaktır....

          Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın davacı ile eski kayınpeder arasında borç verilen altınlarla ilgili olduğunu belirtip, aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmadığını bildirerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, davacı boşanmış olduğu eşinin babası olan davalı ...'dan evlilik sırasında vermiş olduğunu iddia ettiği altınları istemektedir. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesinde Aile Mahkemesinin görevli olduğu davalar gösterilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık alacak 2011/5773 2011/7627 hukukuna ilişkin olup, Borçlar Kanunundan kaynaklanmaktadır. Bu durumda Türk Medeni Kanununun 2. kitabından kaynaklanmayan uyuşmazlığın Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 15.07.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            B) Eşlerin Birlikte Başvurması Hâlinde Anlaşmalı Boşanma Davasından Feragat Temyiz konusu anlaşmalı boşanma davasında ise; -Eşler birlikte imzaladıkları dava dilekçesi ile boşanma isteminde bulunmuştur, -Temyiz davasının davacısı olan kadın dava dilekçesinde kendisini “davacı” sıfatıyla göstermiştir/tanıtmıştır, -Temyiz davasının davalısı olan koca dava dilekçesinde kendisini “davalı ve karşılık davacı” sıfatıyla göstermiştir/tanıtmıştır, -Dava dilekçesinde tek başvurma harcı alınmıştır, -Dava dilekçesinde kendisini “davacı” sıfatıyla gösteren kadın boşanma davasından feragati sebebiyle hükmün bozulması istemiyle temyiz isteminde bulunmuştur Değerli çoğunluk tarafından “Eşler madem birlikte dava açmışlardır o halde davadan feragat da birlikte olabilir” şeklindeki anlayışı ile boşanma hükmünün “Eşlerin birlikte başvuruda bulanmaları (MK m. 166/3)” gerekçesiyle onanmasına karar verilmiştir....

              B) Eşlerin Birlikte Başvurması Hâlinde Anlaşmalı Boşanma Davasından Feragat Temyiz konusu anlaşmalı boşanma davasında ise; -Eşler birlikte imzaladıkları dava dilekçesi ile boşanma isteminde bulunmuştur, -Temyiz davasının davacısı olan koca dava dilekçesinde kendisini “davacı ve davalı” sıfatıyla göstermiştir/tanıtmıştır, -Temyiz davasının davalısı olan kadın dava dilekçesinde kendisini “davalı ve mütekabil davacı” sıfatıyla göstermiştir/tanıtmıştır, -Dava dilekçesinde tek başvurma harcı alınmıştır, -Dava dilekçesinde kendisini “davacı ve davalı” sıfatıyla gösteren koca boşanma davasından feragati sebebiyle hükmün bozulması istemiyle temyiz isteminde bulunmuştur Değerli çoğunluğun “Eşler madem birlikte dava açmışlardır o halde davadan feragat da birlikte olabilir” şeklindeki anlayışı ile boşanma hükmünün “Eşlerin birlikte başvuruda bulanmalarına (MK m. 166/3) burada kocanın feragatinin sonuç doğurmayacağı” gerekçesiyle onanmasına karar verilmiştir....

                Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/son maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir. Bu durum karşısında evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mülga 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejimi, 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı tarihe kadar 4722 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince, eşler başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerinden TMK'nun 202. maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dosya arasında bulunan tapu kaydından; dava konusu 2297 ada 5 parsel sayılı taşınmazın 15.08.1979 tarihinde satın alma yoluyla davalı adına tapuda kayıtlı bulunduğu, taşınmaz üzerine bina yapıldığı ve binanın 09.10.1990 tarihinde tamamlandığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu