Ancak incelenen dosya kapsamında mahkemece davanın kısmen kabulüne denilmekle birlikte davacının terditli tazminat isteminin ıslah edilmiş hali ile tam kabulüne karar verildiği, terditli istemlerin ilkinin reddedildiği görülmüştür. Terditli (kademeli) davalarda (6100 sayılı HMK mad. 111.), davacı aynı davalıya karşı aralarında hukuki veya ekonomik bağlantı bulunan birden fazla talebini aralarında aslilik ve fer'ilik ilişkisi kurarak aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Terditli davalardaki taleplerden biri asıl taleptir; ikincisi fer'i taleptir. Davacı, ilk önce asıl talep hakkında karar verilmesini ister, yardımcı talebini ise asıl talebin reddedilmesi ihtimali için yapar. Mahkeme de, davacının asıl talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer'i talebi inceleyemez ve karara bağlayamaz. Yani; Dava terditli olarak açılmış olup; iki ayrı dava değil, tek dava vardır....
İşbu davada ise davacı vekili, davalıların yüksek kâr payı verileceği ve yatırılan paraların istendiği zaman iade edileceği vaatleriyle para topladığını, bu şekilde müvekkilinin dolandırıldığını, kaldı ki müvekkilinin davalı şirkette geçerli ortaklığının bulunması durumunda müvekkilinden payların nominal değerinin çok üzerinde haksız olarak tahsilatlar yapıldığını, müvekkilinden haksız olarak alınan bu bedelin iadesi gerektiğini ileri sürerek terditli olarak birinci talebinde, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespitini ve bu amaçla verilen paranın tahsilini, ikinci talebinde ise nominal değer üzerinde fazladan ödenen paranın tahsilini talep etmiş, yargılama sırasında, birinci talebinden ve davalı ... aleyhine açtığı davadan feragat ettiğini, davasını ikinci talebine hasrettiğini bildirmiştir....
Yargılamanın geldiği son safhada, davadaki taleplerin terditli talep olarak ileri sürüldüğü, ikame araç zararının ise (değer kaybı talebiyle birlikte) son sıradaki terditli fer'i talep olduğu, tahkikat sonucunda davacının asli talebinin husumet yokluğundan reddi gerektiği ve bu nedenle ilk sıradaki fer'i terditli talebiyle ilgili (satış bedelinin iadesi-onarım giderleri tahsili) yapılan değerlendirme sonucunda bu terditli talep hakkında hüküm kurulması gerektiği anlaşılmakla, son sıradaki terditli talep hakkında HMK md 111 uyarınca dosyamızda hüküm kurulamayacağı görüldüğünden, yargılamada geçen süre de gözetilerek, ... CBS soruşturma dosyasının sonuçlanmasının beklenmesinden vazgeçilmiştir....
SAVUNMA : Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır. Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu oturma grubunun ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı, davacının mobilyanın ayıpsız benzeri değiştirilmesi ve terditli olarak bedel iadesi talebinin haklı olup olmadığı noktasındadır. Davanın Hukuki Niteliği: Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı bedelin iadesi istemine ilişkin tazminat davasıdır. Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)'nun 227. maddesindeki; "Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir: 1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3....
Asliye Hukuk Mahkemesinde 07.03.1984 tarihinde tezyid-i bedel (bedel arttırım) davası açıldığını, ancak dosyanın davacılar tarafından takipsiz bırakılarak, anılan Mahkemenin 24.04.1991 tarihli ve 1990/1610 Esas, 1991/1314 Karar sayılı kararı ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, dava konusu taşınmazın usulüne uygun olarak kamulaştırıldığını, taşınmazın 1164 sayılı Kanun'un amaçları doğrultusunda, 6830 sayılı İstimlak Kanunu hükümleri gereği, mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğü tarafından İmar ve İskan Bakanlığının 07.06.1982 tarihli ve 1405/543 sayılı Olur'u ile kamulaştırıldığını, müvekkili idare aleyhine açılan işbu davada, dava konusu taşınmazın kamulaştırma amacına uygun olarak adına kamulaştırma yapılan İstanbul Deri Organize Sanayi Bölgesine devredilmiş bulunduğunu belirterek kesin hüküm itirazlarının kabulüne karar verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte ise 2942 sayılı Kanun'un Ek Madde 3 gereği, kamulaştırmanın ortaya çıkardığı değer artışından ari bir şekilde kıymet takdiri...
Ancak davacının dava dilekçesinde terditli bir istemi bulunmuyorken 24.11.2016 tarihli dilekçe ile davasını ıslah ederek terditli hale getirdiği ve terditli talebini de " belirlenecek rayiç değer " olarak niteleyerek belirsiz alacak isteminde bulunduğu, alacağın belirli hale gelmesi ile yani keşif yapılıp rayiç değer belirlendikten sonra da 14.3.2018 tarihli dilekçesi ile 225.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile ödenmesine karar verilmesini istediği görülmesine karşılık mahkemenin faiz istenmediği gerekçesi ile faize ilişkin hüküm kurmamış olması yerinde değildir....
"İçtihat Metni" İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, ikinci kademe tazminat davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Yargıtay (Kapatılan) 14. Hukuk Dairesince İlk Derece Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; asıl dava yönünden, davacı ... tarafından açılan tapu iptali ve tescil, terditli tazminat davasının açılmamış sayılmasına, davacıların tapu iptali ve tescil taleplerinin reddine, terditli tazminat taleplerinin kabulüne; birleşen dava yönünden, davacının tapu iptali ve tescil talebinin reddine; terditli tazminat talebinin kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir....
Davacının talebi terditli dava mahiyetindedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 227. maddesinde alıcıya tanınan haklar yenilik doğurucu yani tüketilen haklardan olup alıcı bunlardan ancak birini kullanabilecek, başka bir anlatımla terditli olarak talepte bulunamayacaktır. Tüketicinin seçimlik hakkını hangi yönde kullandığı hususunda tereddüt var ise de, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekir. Somut olayda ilk derece mahkemesince bedel iadesine karar verilmiş davacı, dilekçesindeki ilk talebi olan ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesi talebiyle istinaf talebinde bulunmuş Bölge Adliye Mahkemesince davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiş davacı yine aynı talepte bu kez temyiz isteminde bulunmuştur....
Davada , ayıp iddiasına dayalı nispi ile değişim, terditli olarak bedel iadesi talep edilmiştir. Mahkeme, davacının aracının kaza sonucu servise gittiği, araçta ayıp olduğu hususunun davacı tarafça ileri sürülmediği , aracın ayıplı olmadığı, dolayısıyla azami tamir süresinin aşılması durumunun ayıplı mallarda gündeme gelebileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının ayıp iddiasına dayalı olmayan nispi ile değişim yada bedel iadesi talebinin yerinde olmadığı gerekçesiyle ;"Davacının davasının reddine" karar vermiştir. Kararı davacı vekili ile davalı T3....AŞ vekili istinaf etmiştir.İstinaf dilekçesinde; Davacı vekili istinaf dilekçesinde ;garanti belgesindeki yasal tamir süresinin aşıldığını,aracın bu nedenle ayıplı olduğunu belirterek ilgili ve belirttikleri tüm yasal hükümler gereğince davanın kabulüne karar verilmesi için kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili; davalılar murisi ... ile müvekkili arasında düzenlenen devir sözleşmesinin geçerli olduğunu, davalı tarafın bedel iadesi borcunun kapsamının belirlenmesi gerektiğini belirterek; yerel mahkeme kararını kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A. Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B....