Tüketici Mahkemesi’nin 2020/403 Esas, 2021/280 Karar sayılı kararını yanlış yorumladığını ve koltukların iadesini faiz başlangıcı yönünden değerlendirmeye aldığını, ancak tüketici hukuku ve ayıplı mala ilişkin hükümler gereğince mal ve bedel iadesine ilişkin kararlarda bedel iadesi şartının malın iadesi şartına bağlandığını, malın iadesi gerçekleşmeden para alacağının muaccel hale gelmesinin kabul edilemediğini, alacaklının henüz koltuk iadesi gerçekleşmeden icra takibine konu bedeli talep etme hakkının bulunmadığını, alacaklı tarafın, koltukların iadesi yapılmadan, iadenin nasıl yapılacağını ve koltukların ne durumda olduğu bile belli olmadan ilamlı takip başlatmasının açıkça usul ve yasaya aykırı olduğundan takibin iptalinin gerektiğini, takibin iptali konusunda aksi kanaatte olunması halinde ise ödeme emrinin iptalinin gerektiğini, gerekçeli kararda söz konusu bedele faiz işletilebilmesi için iadenin gerçekleşmesi gerektiğinin açıkça belirttiğini, ancak ödeme emri incelendiğinde ise...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, işlettiği internet kafesinde kullanılmak üzere davalıdan satın aldığı hard diskin ayıplı çıktığını ileri sürerek bedelinin iadesine ve maddi zararının tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece miktar itibariyle bedel iadesi talebinin tüketici hakem heyetinde görülmesi gerektiği, maddi tazminat istemi yönünden de iddia olunan zararın 4077 sayılı kanun çerçevesinde davalının sorumluluğunu gerektiren düzenleme kapsamında olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ayıp iddiasına dayalı bedel iadesi ve maddi tazminat istemine ilişkindir....
Dava, harici satışa dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının resmi şekilde yapılmayan sözleşmeye istinaden yaptığı tapu iptal ve tescil isteğinin reddine karar verilmesi yerinde olmuş ise de, bedel isteğinin reddine dair karar dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Harici satış bedelinin ödendiği yönündeki iddianın HUMK'un 288. maddesi (6100 sayılı HMK'nin 200/1. maddesi) hükmü gereğince; yazılı belge ile ispat edilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Dosya kapsamı incelendiğinde 02.02.1990 tarihli harici satış sözleşmesindeki imzanın dahili davalıların murisi ...'in eli ürünü olduğu adli tıp kurumu raporu ile sabittir. İlgili sözleşmede satış bedeli 30.000.000 TL olduğu ve bu paranın bir kısmı nakit bir kısmı ise çek olarak ödendiği belirtilmiştir. Diğer bir ifadeyle taşınmaz satışı için bedel ödendiği, bedelin (miktarları belli olmasa bile) çek ve nakit para olarak taşınmazını satan ...'e verildiği sabittir....
Taraf vekillerinin bu yöne ilişkin istinaf itirazı yerindedir. 3- Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf itirazı yönünden yapılan incelemede; Dava, harici satış sözleşmesi ( senet ) ile satılan ve intikal ettirilmeyen taşınmazın, davacılar tarafından ödenen satış bedelinin tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeniyle taşınmazın rayiç bedelinin tahsili, mümkün olmadığı takdirde sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince TBK'nun 77/82 maddeleri ( TK'nun 61- 66. maddeleri ) gereğince iadesi istemli terditli davadır. HMK’nın 111. maddesinde düzenlenen biçimde terditli dava açılabilir. Terditli davalarda aynı davalıya karşı birden fazla talep, aralarında bir aslilik ferilik ilişkisi kurmak suretiyle aynı dava dilekçesinde ileri sürülebilir. Ancak bu talepler arasında hukuki bağlantının bulunması şarttır....
olarak Davalı'dan alınarak Müvekkiline ödenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle satılan malın ayıplı olduğunun tespiti ile, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesine; bunun mümkün olmaması halinde, Müvekkilinin ayıplı mal için ödediği 9.500,00-TL'nin satış tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte Müvekkiline iadesine; mahkemece sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yönünde hüküm kurulması halinde, aynı marka ve modelli cihazın güncel fiyatıyla, satış bedeli arasında kalan farkın tazminat olarak davalı'dan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
nı da davada hasım göstererek, aslilik - ferilik ilişkisi kurulmak suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin mümkün olmaması halinde davalılardan tazminat isteğinde bulunmuş, böylelikle talebini terditli olarak ileri sürmüştür. Mahkemece; bozmaya uygun olarak tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verildikten sonra feri(terditli) talep olan tazminat isteği hususunda da icrai hüküm kurularak, davalı ... yönünden ret kararı verilmesi ve davacı aleyhine, davalı ... lehine olacak şekilde yargılama giderlerine ve bu kapsamda vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olup bu nedenle hüküm bozulmalıdır. VI. KARAR Açıklanan sebeplerle; 1. Davalı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TESCİL VE TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı; kayden maliki olduğu 1965 ada 13 parsel sayılı taşınmazı dilediği bedel ve koşullarda satması yönünde 24.06.2008 tarihinde ...'e vekalet verdiğini, ancak...'in düşük bedelle babası olan diğer davalı ...'e 27.02.2009 tarihinde sattığını, bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek, vekalet görevinin kötüye kullanılması nedeniyle tapu iptali tescil ve tazminat istekleriyle terditli dava açmıştır. Davalılar; iddiaların asılsız olduğunu, davacının kayden malik olduğu dava dışı 1965 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşaat yapımı yönünde yüklenici ... ile davacı arasında 24.06.2008 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmedeki edimler arasında dengeyi sağlamak amacıyla çekişmeli 1965 ada 13 parsel sayılı taşınmazın bedelsiz olarak yüklenici...'...
sonuçsuz kaldığının anlaşıldığı iş bu davada davacının alıcı sıfatıyla sonuç itibariyle satış bedelinde indirim ve mevcut arızalara ilişkin tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmış, yazılı açıklamalar doğrultusunda açılan iş bu davada Türk Borçlar Kanunu 209 ve devamı maddeleri uyarınca davacının haklı olduğu anlaşıldığından ıslah dilekçesi nazarında davacı tarafça 34 XX 758 plakalı aracın emsalleri ile arasındaki bedel farkı olan 5000,00TL maddi zarar ile araçtaki arıza nedeniyle masrafların talep edildiği görülmüş olup davacının karşılıklı olarak satışa konu araçların iadesi ve 3000,00TL fark olarak ödenen bedelin iadesine ilişkin talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 34 XX 758 plakalı aracın hasarsız emsalleri ile arasındaki değer farkı olan 5000,00TL ve satış tarihi itibariyle mevcut arızaların tamir bedeli olan 2000,00TL yönünden......." gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bu tür davalara da terditli davalar denilir. Ne var ki bu gibi durumlarda, orta yerde birden fazla dava çeşidi yoktur. Dava, aslında terditli istekler içeren tek bir davadır. Somut olayda da, davacılar tek bir dava açmışlar, ancak mahkeme önüne terditli talep getirmişlerdir. HUMK’nun 417.maddesi uyarınca yasalardaki istisnalar dışında mahkemelerin yargılama giderlerinden (HUMK m.423), bu arada avukatlık ücretinden aleyhine hüküm kurulan tarafı sorumlu tutması gerekir. Eldeki davada, davacıların belirtildiği üzere aslında tek bir dava olan terditli istemi kabul edildiğinden, ortada davacılar aleyhine kurulmuş bir hüküm yoktur. Dolayısıyla davacılar, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulamaz....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; Dava sözleşmeye dayalı olarak tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi talebine ilişkindir....