"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu 985 parsel sayılı taşınmazda kayıt maliki olduğunu, komşu 987 parselde malik olan davalının kendi taşınmazına yaptığı iki katlı binanın taşkın yapılandığını, İmar Yasasına uygun olmayan kaçak bina inşa ettiğini, mutfak, banyo ve çatı oluğunun atık sularını taşınmazına akıttığını, suların taşınmazında biriktiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmesini istemiştir. Davalı, çekişmeli binanın inşasından önce gerekli ölçümleri yaptırdığını, tecavüzün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; kanıtlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....
Sanıkların bahçesi ile katılanın bahçesinin komşu olduğu ve aralarında sulama nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu, katılanın, sanıkların bahçeyi sulamakta kullandığı derenin üst tarafından boru vasıtasıyla kendi taşınmazına su getirmek suretiyle bahçesini suladığı, suça konu borunun birçok yerinden kesilerek zarar verildiği, katılanın sanıkların borusuna zarar verdiğinden bahisle şikayetçi olduğu olayda, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeter somut ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatlarına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....
maddesi gereğince bina yaptığı yerin bedeli karşılığında temliken tescili talebinde bulunmuş, ancak bu talebinin kabul edilmemesi halinde tazminat istememiştir. Bu itibarla mahkemece elatmanın önlenmesi ile birlikte kal kararı da verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın üzerine yapılan yapının en az levazım değerinin 42.339,12 TL olduğu ve dava konusu taşınmazların üzerinde bulunan ev ve ahırın yıkılması halinde aşırı zarar doğacağı, davacıların en az levazım değerini davalı ...'a ödemeyi kabul etmediği gerekçesiyle kal talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleştirilen davada temliken tescil isteyen davacı ...'ın tüm, elatmanın önlenmesi ve kal isteyen asıl davanın davacısı..'...
Davacı, kayden maliki olduğu 6027 ada 20 parsel sayılı taşınmaza komşu 1 parsel maliki davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahale etmesi nedeniyle davalı aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabul edildiğini,yapı ruhsatı aldığı halde taşkın bina nedeniyle taşınmazı üzerine bina yapamadığını ileri sürerek dava tarihi olan 01.08.2012 tarihinden geriye dönük 5 yıllık toplam 10.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı,iyiniyetli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yargılama sırasında elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davanın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği, 01.08.2007-01.08.2012 tarihleri arasındaki dönem için bina geliri üzerinden hesaplanan bilirkişi raporuna göre davacının 13.956,00 TL ecrimisil hakkının bulunduğu gerekçesi ile ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir....
Davacı apartman yönetimi, 244 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ortak kullanım alanı olarak kullanılan kapalı otoparkın davalıya ait ... bitişik yan duvarının bir yılı aşkın süredir yoğun şekilde ıslanarak zarar gördüğünü, suların bina temeline ve elektrik tesisatına ulaşması nedeniyle can güvenliğinin tehlikeye girdiğini ileri sürerek otoparkın aylardır kullanılamaz hale geldiğini ileri sürerek davalının müdahalesinin önlenmesini, otoparkta meydana gelen sıva, boya ve elektrik tesisatındaki hasar nedeniyle 2.000,00 TL ve otopark kullanılamadığı için 8.000 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL zararın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....
Davacı, ... ada ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 3 katlı binanın sahibi olduğunu, ... ada ... sayılı yan parsel maliki olan davalının yaptırdığı inşaat çalışması sırasında yeterli önlem alınmadığından zemin kazı çalışması nedeniyle sahibi olduğu binanın taşıyıcı kolon ile kirişlerin zarar gördüğünü zeminin kaydığını, binada çatlaklar oluştuğunu belirterek binanın güçlendirme ve onarım bedelinin tahsilini, bu mümkün olmadığında hasarlanan bina nedeniyle uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacıya ait binanın ruhsatsız, projesiz ve kaçak bina niteliğinde olduğunu, dava dışı ... Büyükşehir Belediyesi tarafından 1992 yılında henüz inşaat aşamasındayken durdurma kararı verildiğini, 1994 yılında ruhsatsız, projesiz ve kaçak olması nedeniyle binanın yıkımına karar verildiğini belirterek yersiz açılan davanın reddini savunmuştur....
Ltd Şti ve davalı ... vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Dava dilekçesinde; bina asgari levazım bedeli, enkaz bedeli, ağaçların bedeli ve bırakılan ağaçların odun bedelini talep edilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 729.maddesinde; "Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır" denilmektedir....
Türk Medeni Kanunu'nun 722/1.maddesi gereğince; “Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin ya da bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur. 2.fıkra hükmüne göre; ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açmayacaksa, malzeme sahibi, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebilir. 3.fıkra hükmüne göre de; Aynı koşullar altında arazinin maliki de, rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebilir." Aynı Kanunun 723.maddesi gereğince ise; “Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....