Bina yapılıncaya kadar, binayı tamamlamaya yönelik gerçekleştirilen her inşa faaliyeti, aslında ruhsatsız bir binanın yapım eylemidir. Ortada ruhsatsız bina yapılması kararının icrası kapsamında işlenen birden fazla binanın tamamlanması değil, bir binanın tamamlanmasına yönelik inşa işlemleri vardır. Belediye ya da yetkili merciler tarafından tutulan yapı tatil tutanakları, Kanuna aykırı olarak yapılan bir eylemin tespit işlemi ve bunun belgelendirilmesidir. Yapı tatil tutanağı tutulmuş olmasa bile binanın yapımı aşamasındaki her inşa faaliyeti zaten belli bir sürece yayılmış olacağından, örneğin temel ile duvarların çıkılması, çatının yapılması bile değişik zaman kavramı içinde işlenmiş ayrı birer bir suç hareketi olarak kabul edilebileceğinden, zincirleme suç hükümlerinin yapı tatil tutanaklarından sonra faaliyete devam edilmesi ile nitelenmeden her tamamlanmış bina hakkında uygulanması gerekir ki bu mümkün değildir....
TL maddi tazminat ile yaralanması nedeniyle 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahline karar verilmesini talep etmiştir....
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; TMK 723/son maddesi gereğince taşınmaz üzerinde ağaçlar bulunduğu tespit edildiğine göre ağaçlı değeri ile ağaçsız değerinin ayrı ayrı bilirkişiye tespit ettirilip aradaki farkın davalı yönünden sebepsiz zenginleşme teşkil edip etmeyeceğinin araştırılması, ağaçları diken malik iyiniyetli değilse asgari levazım değerini geçip geçmeyeceğinin araştırılması ayrıca, MK'nın 729/1.maddesinde; "Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır.", buna bağlı olarak aynı kanunun 722/1.maddesinde; "Bir kimse kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanırsa, bu malzeme arazinin bütünleyici parçası olur." hükmü getirilmiştir. Hal böyle olunca;....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, dava konusu 103 ada, 25 parselde kayıt maliki olduğunu, komşu 24 parselde iştirak halinde malik olan davalıların taşkın yapılandığını, sözlü uyarılara rağmen inşaatın durdurulmadığını, ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve taşkın kısmın yıkımına olmadığı taktirde 8.000,00.-TL tazminatın 1996 yılından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için ayrı ayrı 2.000,00.-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, tecavüzlü bina yapıldığı iddiasını kabul etmemekle birlikte aralarında yaptıkları sözleşme uyarınca; 2.000.-TL bedel karşılığında, binalar arasındaki çekme mesafesinin ve aradaki boşluğun eşit kullanımını belirlediklerini, davacıların muvafakatlerinin bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM VE TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, maliki olduğu 141 ada 70 parsel sayılı taşınmazına davalı tarafından betonarme bina inşaatı yapılmak suretiyle elatıldığını ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesine, yapının yıkılmasına, taşınmazın eski hale getirilmesine, kullanımdan kaynaklanan zarar karşılığı 2000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ..., barakanın kendilerine ait alanda kaldığı düşünülerek ve davacının bilgisi dahilinde yarıcısı tarafından inşa edildiğini belirterek davanın reddini savunmuş, olmadığı takdirde TMK 725.maddesi kapsamında değerlendirme yapılmasını istemiştir. Dahili davalı ..., tarafların babalarının tasarrufunda iken dava konusu yapıyı iyiniyetli olarak yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, elatmanın önlenmesine, yapının yıkılmasına, taşınmazın eski hale getirilmesine ve 305,02....
Mahkemece, davalıların kendi malzemesiyle başkasının taşınmazına sürekli ve tamamlayıcı nitelikte yapı inşaa ettikleri, şartları oluştuğu takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 724.maddesine göre uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesinin mümkün olduğu, ancak Türk Medeni Kanunu'nun 3.maddesine göre iyiniyet koşulunun oluşabilmesi için davacının kendisinden beklenen tüm dikkat ve özeni göstermiş olması gerektiği, çaplı taşınmaza taşkın yapılaşma halinde ise iyiniyetin varlığını kabul edebilmek için tapu sicil müdürlüğü, kadastro müdürlüğü veya belediyeye müracaat edilerek kendi çap kaydının kapsamının tayin ettirilmesi ve buna göre yapılan ölçüm dahilinde bina inşaa edilmesi gerektiği, davalılar tarafından bu yönde yapılmış bir başvuru veya talebe dair evrakın dosyaya sunulmaması nedeniyle davalıların iyiniyetli oldukları yönündeki savunmaya itibar edilemeyeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne, davacılara ait olan...
Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir. " hükmünü, TMK madde 995 ise " İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır." hükmünü içermektedir. Alıntılanan hükümler kapsamında malik, taşınmazına haksız el atmanın önlenmesini ve haksız el atma nedeniyle uğradığı zararın giderilmesini talep edebilecektir. Davacı taraf dava konusu taşınmazına davalıların bina yapmak suretiyle haksız olarak el attığını iddia etmiş ise de mahkememiz tarafından yapılan keşif sırasındaki ölçümlerde dava konusu edilen binanın davacıların taşınmazına taşmadığı tespit edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAZMİNAT Taraflar arasında görülen davada; Davacı, davalı ile birlikte paydaş oldukları 2807 Ada 8 parsel numaralı taşınmazda davalının payı karşılığının yaklaşık 170 m² olduğunu, davalının bu alan üzerinde İmar Planına göre bina yapması mümkün olmamasına rağmen, payına müdahale ederek bina inşa ettiğini, davalının kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, payına müdahalenin önlenmesini, inşaatın yıkılmasını ve 6.500 TL maddi, 2.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir Davalı, davaya konu taşınmazı satış suretiyle edindiğini, satın aldığı yerin 221 m² olduğunu, taşınmaz üzerine inşaatı 2008 yılının Haziran ayında yapmaya başladığını, davacı tarafın evinin inşaata komşu olmasına rağmen ses çıkarmadığını, karşı tarafın taşınmazına taşmak gibi bir amacının söz konusu olmadığını, davacının maddi ve manevi tazminat isteminin hukuka uygun olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. 5. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. 6....
Türk Medeni Kanunu'nun 729. maddesinde; bir kimsenin başkasının fidanını kendi arazisine yada kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikmesi halinde, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümlerin bunlar hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. TMK'nın 722. maddesinde ise; bir kimsenin kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanması halinde bu malzemenin arazinin bütünleyici parçası olacağı ancak sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesinin aşırı zarara yol açmaması halinde malzeme sahibinin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebileceği, aynı koşullar altında arazinin malikinin de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır....