Somut olayda; sanık ve katılanın aralarında 30.01.2006 tarihli protokole göre anlaşma yaparak bankadan kredi çektikleri, kredi çekilirken krediye karşı katılanın annesi adına kayıtlı taşınmazına ipotek konulduğu, bu anlaşmaya istinaden dava konusu çekin ise hatır çeki olarak katılana verildiği, sanığın bankaya olan borcunu geç ödemesi nedeniyle katılanın teminat çeki olarak verilen çeki tahsil etmek için bankaya ibraz edildiği, sanığın katılana borcu olmadığından bankaya talimat vererek çekin ödenmesini engellediği, sanığın bankadan çektiği parayı ödemesi sonucunda katılanın annesinin taşınmazına konulan ipoteğin kaldırıldığı, çekteki imza ve yazıların sanık tarafından doldurulup imzalandığı, dolayısıyla belli bir anlaşma ve protokole göre iş yapılmış olup, olayda sanığın dolandırıcılık kastının olmadığı dolandırıcılık suçunun oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Aşırı zarar doğması sebebiyle yapı yıkılamadığı takdirde taşınmaz malikinin mamelekinde sebepsiz bir zenginleşme meydana geleceğinden, taşınmaz malikinin malzeme malikine muhik bir tazminat vermesi gerektiği, malzeme maliki iyiniyetli değilse tazminat miktarının, levazımın en az kıymetini geçemeyeceği, aynı yasanın 723.maddesinde belirtilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 01/07/2021 NUMARASI : 2017/1 ESAS, 2021/206 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : Davacının istinaf başvurusu üzerine Gebze 1....
İ.., 66 parsel sayılı taşınmazına davalıların sınırdan tecavüzde bulunduğunu, elatmanın önlenmesi ile binanın tecavüzlü kısmının yıkılmasını istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin inşaatını kendi arazisine yaptığı kanaatiyle ve iyiniyetle yaptığını, inşaatın yapımına bizzat davalı taraf ve ailesinin de yardımcı olduğunu ve hiçbir itirazları olmadığını ileri sürerek TMK' nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı-karşı davacı K.. G.. vekili temyiz etmiştir. Kendi malzemesiyle başkasının taşınmazına inşaat yapan bir kişi bu inşaatını komşusunun taşınmazına taşırmış olabilir, bu durumda TMK'nın 725. maddesindeki koşullar gerçekleşmiş ise taşırdığı bölümün mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir....
sökülüp alınamazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 609 parsel sayılı taşınmazına komşu 94 sayılı parsel malikleri olan davalıların taşkın bina ve duvar yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve bina, duvar ile muhdesatın yıkımı isteklerinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... ise bir savunma getirmemiştir. Mahkemece, davalıların kendi mülkiyetlerinde bulunan 94 parsel sayılı taşınmaza inşa ettikleri bina ve duvarın davacıya ait 609 sayılı parsele taştığı, davalı tarafın binanın kendileri tarafından yapılmadığına dair bir itirazının da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
K.SAY.DOSYASI DAVA TÜRÜ : Tahliye - Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye ve tazminat davasına dair karar, davacı ve davalılardan ... tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Asıl dava, süre bitimi sebebiyle tahliye, birleşen dava ise; açıktan fena kullanma nedeniyle tahliye ve tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davada, davalı ... yönünden davanın reddine, ... yönünden davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ...'nin birleşen dava yönünden tüm, davacı ...'ın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı ...'...
Birleştirilen davada davacı (asıl dava davalısı) ise, kendi taşınmazındaki inşaatın tamamlandığını, davacının taşınmazına bilerek isteyerek tecavüz etmemiş olduğunu, davacının arsasına denk gelen kısmın ayrılması durumda binanın hayatiyetini kaybedeceğini belirterek; taşkın kısmın muhik tazminat karşılığında tapusunun iptali ile adına tescilini talep etmiştir. Mahkemece, tarafların yapmış oldukları sulh anlaşmasına göre 661 ada 2 parsel sayılı taşınmazın belli bir kısmının davacı adına olan tapusunun iptali ile davalı adına tesciline karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Sulh Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, yap-işlet-devret sözleşmesinden kaynaklanan tazminat ve el atmanın önlenmesi istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulü ile istenen 150.000,00 TL tazminatın tahsiline dair verilen karar, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı taraflar arasında mezbaha yapımı ve kiralanmasına ilişkin sözleşme bulunduğunu, belediyeye ait mezbahanın ihale yapılarak davalıya mezbaha yapılması karşılığı kiralandığını, sözleşme gereğince entegre tesis yapılarak ruhsat alınması gerektiği halde bunun yerine getirilmediğini, bu şart yerine getirilmediği için 150.000,00 TL tazminat ödenmesi gerektiğini belirterek sözleşmenin feshi ile davalının tahliyesine ve 150.000,00 TL tazminatın faiziyle tahsiline karar...
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....