Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA: Davalı/davacı vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin davalıya verilmesine, müvekkili lehine 10.000,00'er TL maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine, davacı-karşı davalının nafaka ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

Somut olayda ; davacı kadının ayrılık kararı ile birlikte davalı erkeğin kişilik haklarına saldırılarına yönelik davranışları sebebiyle manevi tazminat da talep ettiği, boşanma davasının eki niteliğinde TMK'nın174/2 maddesi uyarınca harca tabi olmadan manevi tazminat talep etme imkanı var iken, sadece ayrılık kararı verilmesi talep edildiğinde istenilen manevi tazminatın ayrılık davasının eki niteliğinde olmadığı, ilk derece mahkemesince davacı kadına ayrılık davasının eki niteliğinde olmayan manevi tazminat talebine ilişkin HK.30- 32.maddeleri uyarınca eksik nisbi harcı yatırması için süre verilmesi ve harcın yatırılması durumunda görev hususu da değerlendirilerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken, kadının manevi tazminat talebi hakkında kısmen kabul yönünde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür....

Somut olayda ; davacı kadının ayrılık kararı ile birlikte davalı erkeğin kişilik haklarına saldırılarına yönelik davranışları sebebiyle manevi tazminat da talep ettiği, boşanma davasının eki niteliğinde TMK'nın174/2 maddesi uyarınca harca tabi olmadan manevi tazminat talep etme imkanı var iken, sadece ayrılık kararı verilmesi talep edildiğinde istenilen manevi tazminatın ayrılık davasının eki niteliğinde olmadığı, ilk derece mahkemesince davacı kadına ayrılık davasının eki niteliğinde olmayan manevi tazminat talebine ilişkin HK.30- 32.maddeleri uyarınca eksik nisbi harcı yatırması için süre verilmesi ve harcın yatırılması durumunda görev hususu da değerlendirilerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken, kadının manevi tazminat talebi hakkında kısmen kabul yönünde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından her iki dava yönünden; davalı-davacı kadın tarafından tazminat ve nafaka miktarları ile iştirak nafakasına artış uygulanması talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-davalı erkeğin tüm, davalı-davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davalı-davacı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat...

    davalı-karşı davacı yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır....

      Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın, dava dilekçesinde, "fiziksel şiddet " vakıasına dayanmamış, bu vakıaya süresinde olmayan cevaba cevap dilekçesinde dayanmıştır. İlk kez süresinde sunulmayan dilekçede yer verilen bu vakıaya dayanarak erkeğe kusur yüklenemez. Ancak mahkemece belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı erkeğin aşağıdaki bent dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın, dava dilekçesinde boşanma, nafaka ve manevi tazminat talebinde bulunmuş, ancak maddi tazminat talebinde bulunmamıştır. Davacı kadın tarafından yasal süre geçtikten sonra cevaba cevap dilekçesi sunulmuş ve ilk kez 02.12.2014 tarihli cevaba cevap dilekçesinde maddi tazminat talebinde bulunmuştur....

        kadının da kusurlu kabul edilmesine rağmen kadın lehine nafaka takdirinin, kadının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesine rağmen erkek lehine vekalet ücreti takdir edilmemesinin, toplanan delillere, usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır....

        SAVUNMA:Davalının mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının davasını ve taleplerini kabul etmediğini, davacınıın davasının reddine karar verilmesinin gerektiğini, anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma davasının duruşma sırasında hem eşinin hem kendisinin nafaka, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmadığına yönelik beyanlarının alındığını, davacı, mahkeme huzurunda hem nafaka açısından hem de maddi ve manevi tazminat açısından talepte bulunmadığını açıkca ve özgür iradesi ile dile getirdiğini, mahkeme huzurunda alınan beyan ortada iken, davacının nafaka ve maddi- manevi tazminat taleplerinde bulunması, hakkın açık bir şekilde kötüye kullanımı olduğunu, kendisinin bir firmada lastik tamircisi olarak çalıştığını, maaşının asgari ücret olduğunu, başka gelirinin olmadığını, kirada oturduğunu, çocuğunun hükmedilen nafakayı aksatmadan ödediğini, reşit olan iki çocuklarının olduğunu, onların ihtiyaçlarını yakinen ilgilendiğini, oğlu Burak'ın çalıştığını, ancak zaman zaman...

        , ancak davacının hakaretlerini dikkate almadığını, davacının sinirli karakterinin dikkate alınmadığını belirterek, boşanma kararının onanmasına, maddi manevi tazminat kararı ile nafaka kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....

        İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "...davalının çocukların velayetinin kendisinde kalması halinde davacıdan nafaka ve tazminat talebi olmadığı,boşanma davasını kabul ettiği beyanları karşısında tarafların boşanmalarına " gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verildiği, davacının nafaka ve tazminat isteklerinden vazgeçtiğinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına ortak çocukların velayetinin davalı babaya verilmesine, davacı anne ile şahsi ilişki tesis edildiği anlaşılmıştır....

        UYAP Entegrasyonu