Aslında Dairem bir kadının asgari ücretle çalışmasının bile yoksulluk nafakası takdirine engel teşkil etmeyeceği düşüncesini de sergilememiş değildir; “…..Asgari ücretle çalışma yoksulluk nafakası takdirine engel teşkil etmez. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları gerçekleşmiş olup, davacıya uygun miktarda yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerekir.” (Y2HD, 30.11.2006, 9483-16717) Peki, davacı kadının işten “kendi isteği ile” ayrılması nasıl değerlendirilecektir? Yoksulluk nafakası (TMK. m. 175) isteyenin “yeterli ve düzenli gelir” getiren bir işi olmasına rağmen işinden kendi iradesi dışında ayrılmak zorunda kalmış ise kendisine yoksulluk nafakası verilmelidir. Aksi halde yoksulluk nafakası verilmemelidir; (GENÇCAN-Boşanma-2, s. 769). Görüldüğü üzere işten “kendi isteği ile” ayrılma sebebiyle yoksulluk nafakası verilmemesi sadece ““yeterli ve düzenli gelir” getiren bir işi olanlara özgüdür....
Mahkemece, davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinden sonra,davalının emekli maaşı almaya başladığı, adına kayıtlı taşınmazının bulunduğu, yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle dava tarihinden itibaren nafakanın kaldırılmasına karar verilmiştir.Taraflar arasındaki boşanma davası 11.06.2010 tarihinde kesinleşmesine rağmen, yoksulluk nafakası, iş bu davanın açıldığı tarih itibariyle kesinleşmemiştir. Yoksulluk nafakası, yoksulluk nafakasının kesinleştiği tarih itibariyle hüküm ifade eder. Kaldırılması talebi de ancak yoksulluk nafakası kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren istenebilir....
Yoksulluk nafakası boşanma sırasında istenilmişse, boşanmaya karar verilen hükümde yoksulluk nafakası da karar altına alınacaktır. Bu durumda, yoksulluk nafakası ödemelerinin başlangıç tarihi de boşanma hükmünün kesinleştiği tarih olacaktır. Boşanma davasının kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası davası açılması halinde yoksulluk nafakasının başlangıcı davanın açıldığı tarihtir. TMK 175.maddesinde, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir, hükmü getirilmiştir. Yoksulluğun hukuksal kavramı anılan madde ile tanımlanmamış ise de, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1988 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, içme barınma, sağlık, ulaşım kültür gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir....
Bu husus nazara alınmadan, yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacak şekilde ret hükmü kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Ancak ilk incelemede bu hususun gözden kaçtığı ve hükmün tamamının onandığı anlaşılmakla, davalı kadının yoksulluk nafakası ile ilgili onama kararına ilişkin karar düzeltme isteğinin kabulüne, Dairemizin 26.11.2015 tarih 2015/8000 esas 2015/22383 karar sayılı onama ilamının yoksulluk nafakası yönünden kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeple yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Mahkemece; davacının boşanma davasında sadece tedbir nafakası isteminde bulunduğu; boşanma kararından 6 ay gibi kısa bir süre sonra yoksulluk nafakası davası açtığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında bu 6 aylık sürede ani yükselme ve düşüşlerin olmadığı, davalının ekonomik durumunun yoksulluk nafakası ödeyecek kadar iyi olmadığı gerekçeleri ile davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, boşanma davasının kesinleşmesinden sonra açılan yoksulluk nafakası istemine ilişkindir. Yoksulluk nafakası boşanma kararının kesinleşmesinden sonra hüküm ifade eden, boşanmaya bağlı fer'i bir haktır. Yoksulluk nafakasının boşanmadan sonra talep edilemeyeceğine ilişkin yasada bir hüküm bulunmamaktadır. Boşanma davası sonrasında yoksulluk nafakası isteme hakkını kaybetmemiş davacı (nafaka alacaklısı) TMK'nın 178. maddesi hükmü gereğince boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içerisinde açacağı dava ile yoksulluk nafakası isteyebilir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı erkek tarafından, yoksulluk nafakası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesi tarafından kadının davasının kabulüne, erkeğin davasının reddine ilişkin kararın davalı-davacı erkek tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, bölge adliye mahkemesince davalı-davacı erkeğin istinaf başvurusu yoksulluk nafakası dışında esastan reddedilmiş, davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin ise koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir....
Aile Mahkemesinin 2013/267 esasına kayden görülen boşanma davası sonucunda verilen hüküm, davacı kadın tarafından, yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminatın miktarı, vekalet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise, kusur belirlemesi, iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat yönünden temyiz edilmiş, hüküm Dairemizin 24.04.2018 tarihli, 2016/17113 esas ve 2018/5485 karar sayılı ilamı ile kadın lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminatın miktarı ile davacı kadın lehine vekalet ücreti verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiştir. Böylelikle davacı kadın lehine hüküm altına alınan aylık 300 TL yoksulluk nafakası onanarak kesinleşmiştir....
Davacı kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası koşulları oluşmuştur. Hâl böyleyken, yoksulluk nafakası isteminin reddine hükmetmek davacı kadın aleyhine yoksulluk nafakası yönünden kesin hüküm oluşturacaktır. Bir an için ileride koşulların değişmesi durumunda, davacı kadının tekrar yoksulluk nafakası isteyebileceği düşünülse dahi bu kez de zamanaşımı (TMK m. 178) sorunu gündeme gelecek ve sonuçta davacı kadının hakkı ağır şekilde zarar görmüş olacaktır. Bu durumda, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi hukuka uygundur. Diğer yandan, yoksulluk nafakasının ödenmesine davalının cezaevinden tahliye edileceği tarihten itibaren hükmedilmesi, somut olayın özelliği ve hakkaniyet kurallarına (TMK m. 4) göre isabetli olmuştur....
(HUMK. md.74) Hükmün yoksulluk nafakası yönünden açıklanan sebeple bozulmasına karar verilmesi düşüncesiyle değerli çoğunluğun aksi yöndeki görüşüne katılmıyoruz....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; reddedilen tazminat ve yoksulluk nafakası talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonucunda, ilk derece mahkemesi tarafından davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına 10.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminata, aylık 200 TL tedbir ve aylık 250 TL yoksulluk nafakasına, velayeti anneye verilen ortak çocuk yararına aylık 200 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmiş, davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf talebinde bulunulması üzerine bölge adliye mahkemesi kadının dava dilekçesinde yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinden feragat ettiği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası ile tazminat taleplerinin...