WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; tarafların ilk derece mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davacının ağır kusurlu, davalının da kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında davanın kabulü ile TMK 166/1- 2 maddesi uyarınca tarafların boşanmaların karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, davalının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında davalı lehine maddi manevi tazminat (TMK m. 174/1- 2) takdir edilmesinde, düzenli işi ve geliri bulunmayan bu anlamda boşanma nedeniyle yoksulluğa düşeceği anlaşılan davalı kadın için yoksulluk nafakası takdir edilmesinde de usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı, takdir edilen tazminat ve nafaka tutarlarının da makul bulunduğu, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu anlaşılan erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde...

Davalı kadın süresinde vermediği cevap dilekçesinde nafaka ve tazminat talep etmiş, davacı erkek ise bu taleple ilgili olarak açık bir muvafakat beyanında bulunmamış hatta kabul etmediklerini açıkça beyan etmişlerdir. Durum böyleyken, davalı kadının talep ettiği maddi manevi tazminat ve nafaka talebi ile ilgili olarak "Karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Hükmün açıklanan sebeple bozulması gerekiyor ise de, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu kısmının düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUM m.438/7)....

    Mahkemece davacı-karşı davalı kadının bu talebiyle ilgili olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 3-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 52. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK md.174/1) ve manevi (TMK md. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın ...'...

      Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50 ve 51. maddesi hükmü dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi (TMK m. 174/1) ve manevi (TMK m. 174/2) tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamıştır. 3-Mahkemece, kısa kararda kadının tazminat talebi hakkında hüküm kurulmadığı halde, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında davalı kadının manevi tazminat isteminin reddine karar verilerek tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında manevi tazminat yönünden çelişki yaratılmıştır. Bu sebeple kadının tazminat talebi yönünden verilen karar usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 4-Davalı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi bozmayı gerektirmiştir....

        İstinaf incelemesi sonrası ilk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle kadın lehine tazminat ve nafakaya hükmedilmiş, erkeğin manevi tazminat talebi reddedilmiş, bu karara karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ile kendisinin reddedilen manevi tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince, esastan reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesinin ilk kararında taraflar eşit kusurlu kabul edilmişlerdir. Davacı kadının herhangi bir istinaf talebi bulunmamaktadır. Hüküm, davalı erkek tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf edenin aleyhine olarak erkeğin “Ağır kusurlu” olduğunun kabul edilmesi aleyhe hüküm kurma yasağına aykırı olur. Taraflar eşit kusurlu olup, eşit kusurlu kadın lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

          Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına göre davacı-karşı davalı kocanın tüm, davalı-karşı davacı kadının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı kadın, kocanın boşanma davasına karşı açmış olduğu bağımsız tazminat ve nafaka davasında Türk Medeni Kanunun 174/1 ve 2. maddesine dayalı olarak 70.000 TL manevi ve 30.000 TL maddi tazminat ile nafaka talebinde bulunmuştur. Mahkemenin ilk kararı, Dairemiz tarafından “kadının karşı davasının tazminat ve nafakaya yönelik olduğu, boşanma talebi bulunmadığı halde kadının boşanma davasının da kabulüne karar verilmesinin ve karşı davadaki tazminat ve nafaka talepleri için nispi harç tamamlanmadan, eksik harçla yargılamaya devam edilmesinin doğru olmadığı” gerekçesiyle bozulmuştur....

            davası, kusur belirlemesi, erkeğin manevi tazminat talebinin reddi, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat, kadın ve çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakaları ile iştirak nafakası ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf edilmiştir....

              Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 05/01/2018 tarihli kararının dayanağı protokole göre davacının davalıya iştirak nafakası olarak aylık 1.000 TL ödemeyi, maddi ve manevi tazminat olarak da 100 gram altının 15.02.2020 tarihindeki karşılığını ödemeyi taahhüt ettiği görülmektedir. Protokol tarihi ile Perşembe İcra Müdürlüğü'nün 2020/40 Esas sayılı dosyasının takip tarihi itibari ile toplam tahakkuk eden nafaka miktarı 25.000 TL'dir. Buna karşın 15.02.2020 tarihi itibari ile davacının ödemesi gereken 100 gram altın karşılığı yaklaşık 32.000 TL'ye denk geldiği görülmektedir. Davalı savunmalarında takip talebindeki borç dayanağını "birikmiş nafaka alacağı" olarak sehven yazıldığını, davacıdan nafaka alacağının bulunmadığını, alacağının dayanağının protokolle belirlenen ve halen kendisine ödenmeyen maddi ve manevi tazminat alacağına ilişkin olduğunu beyan etmiştir....

              İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacının nafaka talebinin reddine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, davacı tarafça tazminat miktarlarının düşük olduğu ve nafakanın reddedilmesinin doğru olmadığı gerekçeleri ile istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Somut olayda her ne kadar, tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre davacının nafaka talebi reddedilmiş ise de; sosyal ve ekonomik durum araştırmalarının usulüne uygun yapılmadığı anlaşılmaktadır. "...Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175)....

              birliğinin kendisine yüklediği vazifeleri fazlasıyla yerine getirdiğini, davacının iddialarının hiçbirinin doğru olmadığı ve müvekkilinin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusuru bulunmadığı için müvekkili aleyhine maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemece belirlenen nafaka, maddi ve manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, talepleri doğrultusunda karar verilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

              UYAP Entegrasyonu