Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Mahallinde yapılan keşif sonucu orman bilirkişisi tarafından düzenlenen raporda sanığın eylemi nedeniyle 6831 sayılı Kanun'un 112. ve 113. maddeleri uyarınca gerçek zarar oluşmadığının, aynı Kanun'un 114. maddesi gereği ağaçlandırma gideri mevcut olduğunun belirlenmesi ve gerçek zarara ağaçlandırma giderinin dahil olmaması karşısında, sanık hakkında zararı gidermediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Kabule göre de; Kendisini vekil ile temsil ettirmeyen katılan kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 10/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

    Asliye Ceza Mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılmasına karar verilmiş ise de...hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olarak, 5271 sayılı CMK'nın 231/6-c maddesinde işaret olunan zarar kavramının kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenebilir, ölçülebilir maddi zararlara ilişkin olduğu, dosya arasında bulunan 03/07/2018 tarihli bilirkişi raporunda; yeni ağaç kesimi ve orman tahribatı bulunmadığı, ancak işgal edilen alanın ağaçlandırma bedelinin 2.724,48 Türk lirası olduğunun belirtildiği, söz konusu bedelin 5271 sayılı Kanun'un 231/6. maddesi anlamında somut zarar olarak kabulünün mümkün olmadığı, dolayısıyla olay nedeniyle tespit edilen somut zarar bulunmadığından...CMK’nın 309/4- maddesi uyarınca BOZULMASINA.." şeklindeki açıklamalar nazara alındığında, Dosya kapsamına göre, 14/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda işgal edilen alanın ağaçlandırma bedelinin 6.368,00 Türk lirası olarak belirlediği ve bu zararın da sanık tarafından giderilmediği...

      (II) 6831 Sayılı Kanunun 114/1.fıkrası gereğince; her türlü orman suçları ile tahrip olunan veya yakılan sahalar için, bu Kanunda yazılı tazminattan başka ayrıca, ağaç cinsine göre cari yıl içindeki mahalli birim saha ağaçlandırma gideri esas tutularak ağaçlandırma masrafına da hükmolunur. Somut olayda 23/07/2016 tarihli suç tutanağına göre orman alanının zarar gördüğü tespit edilmiş ise de orman örtüsü ağaç veya ağaçları hakkında bir açıklamaya yer verilmediği saptanmıştır. Ancak Turgutlu CBS'nın 2016/5176 Soruşturma sayılı 01/09/2016 tarihli iddianamesinde orman arazisi yanında ağaçların yandığı iddiasıyla kamu davası açıldığı saptanmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Sanığın eyleminin, İl Çevre orman Müdürlüğünün şikayet konusu ve iddianamedeki anlatıma göre, orman Genel Müdürlüğüne ... ormanı kurmak amacıyla ağaçlandırma sahası olarak tahsis edilen maliye hazinesine ait yerde tarla yapmak amacıyla açma yaparak tecavüzde bulunmak olması karşısında, dava konusu yerin orman alanı olup olmadığı ve sanığın eyleminin açma mı yoksa işgal ve faydalanma mı olduğu konusunda, alanında uzman orman ve harita mühendisleri ile dava konusu yerin eski memleket haritası hava fotoğrafları ve amenajman planlarının zemine tatbik edilmek suretiyle keşif yapıldıktan sonra sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde beraat kararı verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan idare vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Orman mühendisi raporunda suç konusu yerde yeni açma yapıldığını belirtmesine göre 6831 sayılı Kanunun 93/2. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi sayılmamış olup, katılan idare lehine müsadereye karar verilen meyve ağaçlarının değeri üzerinden hükmolunacak nispi vekalet ücretinin tazminat ve ağaçlandırma gideri üzerinden hesaplanması neticeye etkili görülmemiştir. Sanığın temyiz itirazları, oluşa, yapılan yargılamaya, toplanan delillere, gerekçeye ve uygulamaya göre yerinde görülmediğinden, reddiyle hükmün ONANMASINA, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Zira T1 tarafından düzenlenen belgede açma yapılan alanın 13.000 m² olarak gösterildiği, orman muhafaza memurları tarafından tutulan suç tutanağında 84 ağaç kesildiğinin belirtildiği, alınan raporda ise suç tutanağındaki metreküplerden farklı rakamların kabul edildiği, çelişkilerin giderilmediği tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunda orman idaresince kesilen tüm ağaçların kayın olduğu kabulüne göre hesaplama yapılması nedeniyle tazminat miktarının fazla belirlendiğinin belirtildiği bu nedenle tahsili mümkün olan toplam miktarın 63.384,35 TL. olarak belirlendiği, buna rağmen gerekçesi açıklanmadan davanın tam kabulüne karar verildiği tespit edilmiştir....

          Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede: Yangın sahasında yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile, yangından dolayı herhangi bir ağacın zarar görmediği, zarar gören ağaççıkların ekonomik değer taşımadığı, yangının örtü yangını şeklinde seyrettiği ve toprakta verim kaybına neden olmadığı tespit edilmiş olup, 6831 sayılı Kanun'un 110/3. maddesinde düzenlenen gerçek zararın hesabında yanan sahada hasar gören ağaç ve ağaçcıklarla, bitki örtüsüne göre oluşan zarar, ağaç ve ağaçcıkların hayatiyetini kaybedip etmediği, geride kalan emvalin değerlendirilme miktarı, yok olan canlı varlıktan ve toprağın verim gücündeki azalma gibi hususların nazara alınması gerekip ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarının dikkate alınmaması gerektiğine göre; ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarından oluşan zararın sanıklar tarafından giderilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak; Her ne kadar orman idaresinin 15/9/2009 tarihli yazısında, sanığın eylemi nedeniyle idarenin 15,40 lira zararı olduğu bildirilmiş, sanık da 2/11/2009 tarihli celsede idarenin zararını ödemeyi kabul etmediğini beyan etmişse de; mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda ve davanın dayanağını oluşturan suç tutanağında, yerin orman içi boşluk olup bitki örtüsü bulunmadığından toprağın düzlenerek ev yapıldığının, açmanın enaz 15 yıl öncesine dayanıp yeni açma yapılmadığının, sanığın eyleminin işgal ve faydalanma olduğunun, bu nedenle tazminat ve ağaçlandırma gideri gerekmediğinin bildirilmesine göre diğer objektif ve subjektif koşulların mevcudiyeti de değerlendirilmeden, sabıkasız olan sanık yönünden zararın giderilmediği gerekçesiyle CMK'nin...

              Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu ile yangının örtü yangını şeklinde seyrettiği, yanan emvalin bulunmadığı tespit edilmiş olup 6831 sayılı Kanun'un 110/3. maddesinde düzenlenen gerçek zararın hesabında yanan sahada hasar gören ağaç ve ağaçcıklarla, bitki örtüsüne göre oluşan zarar, ağaç ve ağaçcıkların hayatiyetini kaybedip etmediği, geride kalan emvalin değerlendirilme miktarı, yok olan canlı varlıktan ve toprağın verim gücündeki azalma gibi hususların nazara alınması gerekip ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarının dikkate alınamayacağı anlaşılmakla toprakta verim kaybı ve orman emvali zararı bulunmadığı nazara alınıp temel ceza üzerinden 6831 sayılı Kanun'un 110/3-2. cümlesi uyarınca "zarar azlığı" nedeniyle indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi ve CMK'nun 231/5 ve devamı maddelerinde yer alan subjektif şartlar değerlendirilerek...

                Dava, 6831 sayılı Orman Kanununun 114. maddesi uyarınca ağaçlandırma giderine yönelik tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Dosya kapsamından davaya konu parselin 24/12/1956 tarihinde davalıların murisinin babası adına tespit gördüğü, itiraz üzerine mahkeme kararı ile orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılarak tespit işleminin iptali ile orman vasfı ile tapulama harici bırakıldığı görülmektedir. Dava konusu yerde davalıların murisinin ağaç keserek açma yapma şeklinde eyleminin subuta ermediği, taşınmazın daha önce de tarım arazisi olarak kullanıldığı, suç tutanağında dahi arazinin sürülmesinden bahsedilerek, ağaç kesildiğine veya diri orman örtüsünün yok edildiğine yönelik bir iddianın da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Şu halde, davalıların 6831 sayılı Yasanın 114. maddesi uyarınca ağaçlandırma giderine yönelik orman zararından sorumluluklarına karar verilmiş olması doğru değildir....

                  UYAP Entegrasyonu