ARAÇ MUAYENE İSTASYONU AŞ tarafından yapıldığını, aracın satış tarihindeki piyasa ve kasko değeri ile satış bedeli arasındaki farkın tutarı da araçtaki motorun değişmiş olduğunun davacı tarafça bilindiğinin ispatı olduğunu, araç üzerindeki motor numarasının ruhsattaki motor numarası ile aynı olduğunu, davacıya satılan araç üzerinde motor numarasının olmadığının varsayılması halinde dahi motor numarasının olup olmadığı özellikle tacirler bakımından basit bir inceleme ile anlaşılabileceği, gizli ayıp olması söz halinde iki gün içinde müvekkil şirkete ihbarda bulunması gerektiğini, motor numarasının olmamasının ayıp olduğunun açıkça belli olmadığı varsayılsa bile davacının motoru teslim aldığı yani satış sözleşmesinin imzalandığı tarihten itibaren en geç sekiz gün içinde incelemesi veya incelettirmesi ve müvekkiline ihtar etmesi gerektiğini, Davacının müvekkile gönderdiği ihtarnamenin tarihinin tanzim tarihinin süreleri çok aşmış olduğunu, iddia edilen masrafların araca yeni motor takılmasından...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Satış Vaadi Sözleşmesinin iptali K A R A R Davacı vekili, vekil edeni ...’nin eşi ... ile ...Noterliğinin 31.10.2003 tarih 29923 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi yaparak boşanma karşılığı 324 ada 17 parseli satmayı vaad ettiğini, ancak davalı ...’nın boşanma davasına katılmaması sebebiyle verdiği satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini istemiştir. ...3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.6.2005 tarih 2004/60 Esas 2005/489 Karar sayılı ilamı ile şartın gerçekleşmemesi sebebiyle şarta bağlı satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmiş, davalının temyizi üzerine Yüksek Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 6.4.2006 tarih 2006/2342-5136 Esas ve Karar sayılı ilamı ile davaya bakmanın Aile Mahkemesinin görevinde olduğu açıklanarak bozma sevk edilmiştir....
O halde, mahkemece, belirtilen sözleşmenin 14.3 ve 14.5. hükümlerinin davacıyı bağlayamayacağı dikkate alınarak, davacının ileri sürdüğü hususlara ilişkin “açık ayıp” ve “gizli ayıp” değerlendirilmesi yapılıp, 30.09.2013 tarihli taşınmaz teslim tutanağı dikkate alınmak suretiyle ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususu da araştırılarak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 11/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, taraflar arasında kurulan satış sözleşmesi kapsamında satışa konu bar tipi profesyonel tip blenderın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak bedelin iadesine ilişkin alacak davasıdır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 09/11/2021 NUMARASI : 2020/211 ESAS - 2021/381 KARAR DAVA KONUSU : İtirazın İptali (Malın Ayıplı Olduğu İddiasına Dayalı) KARAR : Taraflar arasında görülen dava sonucu verilen yerel mahkemenin yukarıda tarih ve numarası yazılı kararına karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin 27/08/2019 tarihinde Iğdır 2....
TBK'nın 223/2 maddesi gereğince, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp (gizli ayıp) bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa durumun hemen satıcıya bildirilmesinin gerektiği, bildirilmezse satılanın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılacağı hususu düzenlenmiştir. Davacının iddiasına göre davaya konu makine 08.08.2017 tarihinde gümrükten çekilmiş olmakla, 11.08.2017 tarihinde makinenin kurulum ve aktivasyonu için davalı şirket yetkililerinin makinenin bulunduğu davacı şirket işyerine geldikleri, davacının iddiasına göre kurulumun gerçekleşmediği ileri sürülmekte, ancak davalı tarafın cevap dilekçesinde ise kurulumun yapıldığının ve çalışır vaziyette makinenin teslim edildiğini öne sürmektedir....
Davalı ...Ş., talebin zaman aşımına uğradığını, davacıya satılan malda herhangi bir ayıbın bulunmadığını, 27 parselin mülkiyet alanının baştan beri 44.078,94 m2 olduğunu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, eksik ve ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 27/05/2000 tarihinde yapıldığı, 16/05/2002 tarihinde tapu tescilinin yapıldığı ve Eylül 2002 tarihli teslim tutanağı ile konutun teslim edildiği, teslim tutanağında herhangi bir ihtirazi kaydın bulunmadığı ve davanın 27/05/2011 tarihinde açılmış olduğu anlaşıldığından süresinde bir ayıp ihbarı olmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir....
Davalı ...Ş., talebin zaman aşımına uğradığını, davacıya satılan malda herhangi bir ayıbın bulunmadığını, 27 parselin mülkiyet alanının baştan beri 44.078,94 m2 olduğunu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, eksik ve ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, süresinde ayıp ihbarı olmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir....
Davalı ...Ş., talebin zaman aşımına uğradığını, davacıya satılan malda herhangi bir ayıbın bulunmadığını, 27 parselin mülkiyet alanının baştan beri 44.078,94 m2 olduğunu, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, eksik ve ayıp bulunmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmenin 23/04/2000 tarihinde yapıldığı, 07/06/2005 tarihinde tapu tescilinin yapıldığı ve Eylül 2000 tarihli teslim tutanağı ile konutun teslim edildiği, teslim tutanağında herhangi bir ihtirazi kaydın bulunmadığı ve davanın 27/05/2011 tarihinde açılmış olduğu anlaşıldığından süresinde bir ayıp ihbarı olmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, satış esnasında sunulan projede ve tanıtımlarda belirtilen ancak eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi talebine ilişkindir....
Ancak sözleşmenin tarafı olmayan kayıt malikinin mülkiyeti satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan hakkın bertaraf edilmesi kastiyle kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, malikin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi olup olmadığının araştırılması zorunludur. Burada, satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilip edilmediğinin önemi yoktur. Önemli olan, mülkiyet hakkı sahibinin satış vaadi sözleşmesini bilmesi gereken kişilerden olup olmadığının saptanmasıdır. Böyle olunca, taraflardan davacının kötüniyet iddiasına karşı delilleri istenip toplanmalı ve davalının durumu Türk Medeni Kanununun 3. maddesi çerçevesinde değerlendirerek bir sonuca ulaşılmalıdır....