arasında bağlı kredi ilişkisi bulunacağını ve bu durumda ilişkide iki taraf bulunduğunu, konut satış sözleşmesinin kredi veren tarafından finanse edildiği ve kredi verenin satıcının hizmetlerinden yararlandığı hallerde bağlı kredi ilişkisi bulunduğunun kabul edileceğini, tüketici ile banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde belirli mal veya hizmetin adının açıkça anılması durumunda da ekonomik birlik ve bağlı kredi bulunduğunun kabul edileceğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı T7 Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, adi yazılı satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunduğunu, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığının müvekkili tarafından bilinmediğini...
Davalı vekili; yasal süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığını ve davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece toplanan delillere göre; dava konusu istif makinesinin davacıya 13.09.2008 tarihinde teslim edildiği,davacı teslim aldıktan sonra TTK.nun 25/3.maddesi gereğince 8 günlük süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmadığı ve 6 aylık süre içerisinde dava açmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu olan makinedeki ayıbın gizli ayıp olup olmadığı konusunda uzman bilirkişi raporu alınması, BK. 207/son maddesi uyarınca somut olayda iğfal olup olmadığı ve böylece zamanaşımının uygulanıp uygulanamayacağı yönünde araştırma yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Hükümlerine göre çözülmesi gerektiği de belirlenerek,davacının dava konusu taşınmazı 3 kişiye tapudaki satış bedeli,taşınmazın ayıpsız olması halinde olabilecek satış bedeli,varsa taşınmazın ayıplı satış bedeli uzman bilirkişi refakatiyle taşınmaz başında keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak belirlenmesi,dolayısıyla davacının dava konusu talebinin ve hukuki yararının bu rapor kapsamına göre değerlendirilmesi, ayrıca gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri uyarınca her iki yasada farklı hükümler içeren açık ayıp,gizli ayıp,gizlenmiş ayıp ve eksik ifa hususları ile ayıp ihbarı süresi,ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı hususları da belirlenerek tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra sonucuna göre esasa ilişkin hüküm kurulması gerekir. Bu nedenlerle, dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davacı istinaf talebinde haklıdır....
Dava, teslim edilen taşınmazın yüzölçümünün sözleşmede satışı vadedilen miktardan eksik olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....
A.Ş. tarafından yapıldığını, davacının ise taşınmazın yapım işlerinin tamamlanmasından sonra satın aldığını, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı ..., yasal sürede davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/07/2019 tarih ve 2018/912 Esas 2019/722 Karar sayılı Kararı ile; " ….…bilirkişi tarafından yaptırılan incelemede, otopark sayısı eksikliğinin açık ayıp olduğunun bildirildiği, davacı tarafça taşınmazın projeden satış sözleşmesiyle değil, tapudan satış şeklinde tamamlanmış haliyle satın aldığı, otopark eksikliği nedeniyle davacı tarafından davalılara 28/11/2017 tarihinde ihtarname gönderildiği görülmüştür....
A.Ş.den temin edilen otogaz satışına devam edildiğini, bu durumun bayilik sözleşmesinin 4. maddesine de aykırı olduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, kal ve çekişmenin giderilmesini talep etmiştir. Davalılar, davacı şirketin taşınmaz üzerinde intifa hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, resmi intifa hakkı bulunmazsa bile davacının davalı ... Petrol Ürünleri Paz. Tic. San. Ltd. Şti. ile yaptığı bayilik sözleşmesi ilişkisi nedeniyle intifa hakkını kullandığı, bu hakkın bilen kişilere karşı ileri sürülebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalılar temyiz etmişlerdir. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve taraflar arasındaki ilişkinin intifa hakkından değil, dava bayilik sözleşmesi ve bayii ile otogaz dağıtım şirketi arasında yapılan onay sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı elatmanın önlenmesi, kal ve muarazanın giderilmesi isteğine ilişkindir....
nin yerleşmiş içtihatlarında bahsi geçtiği üzere, bedelde indirim miktarının nispi yönteme göre ki, satış bedelinden indirilmesi gereken miktarın tespitinde, nispi metod uygulanarak dava konusu aracın tarafların kararlaştırdıkları satış bedeli gözetilmeksizin satış tarihi itibariyle gerçek ayıpsız ( davacı tarafça, satış ilanı ve satış öncesi bilgisi bulunan ekspertiz raporuna göre bilinen ayıplı haldeki ) ikinci el rayiç değeri ile mevcut ayıplı ikinci el rayiç değeri ayrı ayrı belirlenerek, belirlenecek bu miktarlar birbirine oranlanmalı (bu iki değer birbirine bölünmeli) ve tespit edilecek bu oran da satış bedeline uygulanarak, satış bedelinden indirilmesi gereken miktar bu şekilde belirlenerek, (nisbi yönteme göre ödenecek Bedel=Kararlaştırılan Bedel(satış bedeli) x satış tarihindeki (bilinen ayıplar dışındaki) Ayıplı Değer/(bölü) satış tarihindeki Ayıpsız Bedel ( davacı tarafça, satış ilanı ve satış öncesi bilgisi bulunan ekspertiz raporuna göre bilinen ayıplı haldeki değeri ) şeklinde...
ın veraset ilamının ve 07.12.1993 tarih 57021 yevmiye nolu taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin taraflarından ... kızı ...'ın veraset ilamının dosyaya eklendikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE İADESİNE, 26.09.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
nin davaya muvafakatinin gerektiğini, davalı müvekkilinin davaya konu araca ait satış sözleşmesinin tarafı olmadığını, bu nedenle müvekkili sigorta şirketinin sorumluluğu bulunmadığını, hasar dosyasından arcın tam ziya olması nedeniyle sigortalısı ...'e 56.185,00-TL ödeme yapıldığını, ödeme yapılarak poliçe kapsamında yükümlülüğün yerine getirildiğini, ayıp iddiasından sorumlu olmadıklarını, davacının aracı ihtirazi kayıt koymaksızın aldığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, davacıların murisi tarafından verilen vekalete istinaden davalılar tarafından imza altına alınan taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin muvazaalı olduğu iddiasına dayalı olarak satış vaadi sözleşmelerinin iptali istemine ilişkin olup, BK'nın 18. (TBK'nın 19.) maddesinde düzenlenen muvazaa iddiasına dayalı açılan davada, hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 17. Hukuk Dairesinindir. Her ne kadar, Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu’nun 20.12.2016 tarih, 2016/48123 esas, 2016/47921 karar sayılı ilamı ile dosya Dairemize gönderilmiş ise de, maddi hatanın giderilerek görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Görevli dairenin belirlenmesi için dava dosyasının Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 28/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....