Açıklanan gerekçeler ile davacının talepleri ve davanın niteliği göz önüne alındığında, ayıp iddiasına dayalı olarak talepte bulunan davacının öncelikle usulüne uygun ihbar yükümlülüğünde bulunması esas olup, yasanın aradığı şekilde davalı tarafa yasal süre içinde ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmakla, davalıdan ödenen bedel iadesi ve ayıp dolayısıyla uğranılan zararların tazminine ilişkin talebinin yerinde olmadığı anlaşılmış, açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, davalı yüklenici şirket tarafından inşa edilen binadan bağımsız bölüm satın alan davacının, satış bedelinin bir kısmı için davalı bankanın garantörlüğü kapsamında banka ile imzaladığı konut finansman kredisi ve teminat sözleşmesi gereği kredi taksitlerinin bir kısımın ödediği, ancak satış sözleşmesinde öngörülen tarihte teslimatın gerçekleşmediği iddiasına dayalı taşınmaz satış sözleşmesi ve bağlı kredi sözleşmesinin iptali ile bakiye kredi bedelinden borçlu olunmadığının tespiti, tazminat ve alacak istemlerine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan, aynı konuda, farklı davacılar tarafından, aynı davalılar aleyhine açılan davalarda verilen bölge adliye mahkemesi kararlarının temyiz incelemesinin Yargıtay 3....
Değerlendirme : Dava, teslim edilen taşınmazın yüzölçümünün sözleşmede satışı vaad edilen miktardan eksik olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak satın alınan taşınmazın tapusunun devredilmemesi nedeniyle uğranılan maddi zarar ile tapu malikine yeniden arsa payı satın almak için ödenmek zorunda kalınan bedelin ve yapılan masrafın tahsiline yönelik açılan belirsiz alacak davasıdır. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....
Dava, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine dayanılarak satın alınan taşınmazın tapusunun devredilmemesi nedeniyle uğranılan maddi zarar ile tapu malikine yeniden arsa payı satın almak için ödenmek zorunda kalınan bedelin ve yapılan masrafın tahsiline yönelik açılan belirsiz alacak davasıdır. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....
O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. 2- Ayıp ve kusurlu imalatlar nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra hemen (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. 2- Ayıp ve kusurlu imalatlar nedeni ile satış bedelinden indirilecek miktarın tespitinde, doktrinde, "mutlak metod", "nisbi metod" ve "tazminat metodu" adıyla bilinen değişik görüşler mevcutsa da, gerek Dairemiz gerekse Yargıtay tarafından öteden beri uygulanan "nispi metod" olarak adlandırılan hesaplama yöntemi benimsenmektedir. Bu metoda göre; satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız ve ayıplı değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın ayıba karşı tekeffül iddiasına dayalı alacak davası olduğu, bilirkişilerin dava konusu kord makinesinin zamanla ayıplı hale gelmesinde her iki tarafın eşit oranda kusurlu kanaati rapora işlendiği, kord makinesinin üretim ve tasarımında dikkate değer bir ayıp tespit edilemediği, baştan itibaren ayıplı ve hatalı olduğunun net bir şekilde ortaya konmadığı, sonuç itibariyle istenen verimlilikte çalışmadığı, mahkemece varılan kanaate göre hakkaniyeti en uygun çözümün aparatın satış bedeli üzerinde indirim yapılması gerektiği, satış bedelinden %14 civarı bir indirime tekabül eden 20.000 TL indirim hakkaniyete uygun olacağı, makinenin üretim kaybı yaşamasından davacının kendi kusurunun da bulunduğu, öte yandan davacının aldığı üründen memnun kalmaması ve bu başka kullanıcılarla paylaşmasının tek başına maddi ve manevi tazminata esas teşkil etmeyeceği gerekçeleriyle davacı tarafın şartları oluşmayan sözleşme feshine ilişkin talebin...
Dava, gayrimenkul taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca teslim edilen taşınmazın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak bedel indirimi talebine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....
Satış tarihi üzerinden kısa bir zaman sonra araçtaki ayıp ortaya çıkmış, davacı da bu ayıbı ihtar yoluyla davalı tarafa bildirmiştir. bu kapsamda ayıbın tam olarak tespit edilmesinden ve masrafın belirlenmesinden sonra makul süre içerisinde satıcıya bildirim yapıldığı, arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğunun ve davacı tarafından sunulan faturalar ile delillendirilen masrafın onarım ile uyumlu ve makul olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, bu haliyle satış tarihinde araçta bulunan gizli ayıp nedeniyle oluşan masraftan satıcının sorumlu olacağı anlaşılmakla,..." ifadelerini içeren gerekçelerle davanın kabulüne karar vermiştir. İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN: Davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur....