Dava, taraflar arasında taşınmaz satışına ilişkin yapılan sözleşmeye aykırı hareket edildiği iddiasına dayalı olarak yapılan fesih işlemi nedeniyle satışa konu taşınmaza vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Dava, taraflar arasında taşınmaz satışına ilişkin yapılan sözleşmeye aykırı hareket edildiği iddiasına dayalı olarak yapılan fesih işlemi nedeniyle satışa konu taşınmaza vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir....
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin varlığından ve taraflarını bağlayıcılığından söz edebilmek için icap ve kabulün karşılıklı ve birbirine uygun olması, başka bir anlatımla aktin esaslı noktalarında irade beyanları arasında birlik bulunması, ayrıca, yine tarafların aktin esaslı noktalarında uyuşmaları gerekir. Böylece taraflar ileride diğer bir akit yapma borcu altına girer. Çünkü taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapılınca bir aktin hükümlerini yerine getirmek değil, ileride yeni bir sözleşme yapmak mukavele edilmiş olur. Fakat tarafların biçimine uygun satış vaadi sözleşmesi yapmalarına rağmen gerçek iradeleri ileride bir taşınmaz satışı yapılması doğrultusunda değil, örneğin; ödünç paranın teminatı olmak üzere birleşmiş ise gerçek bir satış vaadi sözleşmesinin varlığından söz edilemez. Zira bu gibi durumlarda satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz teminat olarak gösterilmekte, üzerinde rehin tesis edilmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; karşı dava satış vaadi sözleşmesinin ehliyetsizlik iddiasına dayalı iptali istemine ilişkin olup, asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine karar verilmiş, hükmü karşı dava davacıları temyiz etmiştir. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sözleşmenin iptali hususu değerlendirilmesi gerekir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 06.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava eksik ifa iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davacılar vekili, müvekkillerinin davalılara ait “Soyak Olympiakent” adıyla bilinen projede yer alan 13. bölgedeki daireyi, 250.840,00 TL bedelle, 24.12.2005 tarihinde “Taşınmaz Satış Sözleşmesi” akdederek Türkiye Garanti Bankası A.Ş. ’den temin edilen 110.840,00 TL tutarlı ve 120 ay geri ödemeli kredi ile satın aldığını, sözleşmeyi davalı ... (SOYAK) A.Ş.’nin kendi adına asaleten, T.C....
ATM nin 2014/133 esas sayılı dosyadan açılan ve huzurdaki dava ile birleşen davaya karşı derdestlik itirazında bulunduklarını, satış konusu dairelerde herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını, satış esnasında, satış konusu dairelerin kat mülkiyeti ve iskanının olmadığının bizzat davacılar tarafindan bilindiği, mevcut duruma göre satış bedelinin belirlendiğini ve satın alındığını, tapuda alenilik ilkesi gereğince ve tapu kayıtları ve hatta mahkemeye ibraz ettikleri tapu suretlerinde dahi taşınmazın kat mülkiyetli olmadığı ve kat irtifaklı olduğunun açıkça görüldüğünü, bu aşamadan sonra davacıların ikinci el olarak,hatta banka kredi kullanmak suretiyle satın aldıkları işbu dairelerden dolayı, bakiye ödeme günü geldiğinde tamamen haksız bir şekilde talepde bulunduklarını,satışa konu taşınmazların mevcut iki adet dubleks daire olduğu ve satış sözleşmesinin hiçbir yerinde davacıların işbu taşınmaz üzerinde yeni bina yapacaklarına yönelik bir hüküm ve müvekkilinin taahhüdünün bulunmadığını,...
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında bayi tarafından verilen teminat mektubunun sözleşme edimindeki hukuki ayıp iddiası ile haksız nakde çevrilip çevrilmediği noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında bayi tarafından verilen teminat mektubunun sözleşme edimindeki hukuki ayıp iddiası ile haksız nakde çevrildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen protokolün 3. maddesinde akaryakıt istasyonu ... metre kare yüz ölçümü ile kayıtlı olan taşınmaz üzerinde mevcut ve bayi tarafından ... marka ve logosu altında işletilecek akaryakıt ve türevleri satış ve servis yeri müştemilatı olarak tanımlanmıştır....
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesi 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve TMK'nın 1009. maddeleri gereğince tapu kayıtlarına şerh verilebilir. Kişisel hak sağlayan satış vaadi sözleşmesi tapu kaydına şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir....
Davaya konu uyuşmazlıkta, mahkemece taşınmazdaki açık ve gizli ayıpların taşınmaz teslimi sırasında düzenlenen tespit föyünde davacı tarafından açıkça belirlenerek ve ihtirazi kayıt konularak teslim alındığı, teslimattan sonrada başka ayıpların da çıktığı, tüm bu ayıplar yönünden taşınmazda oluşan değer kaybının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporundaki hesaplamaya dayalı olarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından taşınmazın teslimi sırasında düzenlenen tespit föyünde belirlediği ayıplı imalatlar dışında sonradan ortaya çıkan ayıplı imalatların açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğuna dair herhangi bir tespite yer verilmemiştir. O halde, mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli değildir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanık beyanlarıyla ayıp ihbarının süresinde yapıldığını ispat ettiklerini, asansörün dava açıldıktan sonra şikayet üzerine yapıldığını, ayrıca binanın boyasının kalitesiz seçilmesinden ve dış cephenin boyasının atmasından davalının sorumlu olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre ve özellikle satış sözleşmelerinde ayıp ihbarının, dava değeri bakımından HMK'nın 200. maddesi uyarınca tanıkla ispat edilemeyeceği, yerleşik yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu (Emsal niteliğindeki Yargıtay 3....