Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesi 2644 sayılı Tapu Kanununun 26 ve TMK'nın 1009. maddeleri gereğince tapu kayıtlarına şerh verilebilir. Kişisel hak sağlayan satış vaadi sözleşmesi tapu kaydına şerh verilmekle o taşınmaz üzerinde sonradan kazanılan hakların sahiplerine karşı da ileri sürülebilir....

    Davaya konu uyuşmazlıkta, mahkemece taşınmazdaki açık ve gizli ayıpların taşınmaz teslimi sırasında düzenlenen tespit föyünde davacı tarafından açıkça belirlenerek ve ihtirazi kayıt konularak teslim alındığı, teslimattan sonrada başka ayıpların da çıktığı, tüm bu ayıplar yönünden taşınmazda oluşan değer kaybının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporundaki hesaplamaya dayalı olarak hüküm tesis edildiği anlaşılmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı tarafından taşınmazın teslimi sırasında düzenlenen tespit föyünde belirlediği ayıplı imalatlar dışında sonradan ortaya çıkan ayıplı imalatların açık ayıp mı yoksa gizli ayıp mı olduğuna dair herhangi bir tespite yer verilmemiştir. O halde, mahkemenin hükmüne esas aldığı bilirkişi raporu hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli değildir....

      ATM nin 2014/133 esas sayılı dosyadan açılan ve huzurdaki dava ile birleşen davaya karşı derdestlik itirazında bulunduklarını, satış konusu dairelerde herhangi bir ayıbın söz konusu olmadığını, satış esnasında, satış konusu dairelerin kat mülkiyeti ve iskanının olmadığının bizzat davacılar tarafindan bilindiği, mevcut duruma göre satış bedelinin belirlendiğini ve satın alındığını, tapuda alenilik ilkesi gereğince ve tapu kayıtları ve hatta mahkemeye ibraz ettikleri tapu suretlerinde dahi taşınmazın kat mülkiyetli olmadığı ve kat irtifaklı olduğunun açıkça görüldüğünü, bu aşamadan sonra davacıların ikinci el olarak,hatta banka kredi kullanmak suretiyle satın aldıkları işbu dairelerden dolayı, bakiye ödeme günü geldiğinde tamamen haksız bir şekilde talepde bulunduklarını,satışa konu taşınmazların mevcut iki adet dubleks daire olduğu ve satış sözleşmesinin hiçbir yerinde davacıların işbu taşınmaz üzerinde yeni bina yapacaklarına yönelik bir hüküm ve müvekkilinin taahhüdünün bulunmadığını,...

        - K A R A R - Dava, orjinal boyadan sonra tekrar boyanan aracın sıfır (0) km.araç olarak satıldığı iddiasına dayalı satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Davalı vekili, süresinde ayıp ihbarının yapılmadığını, araçta ayıp bulunmadığını, B.K.nun 202/2.hükmüne göre hakimin satış bedelinden tenzile karar vermesinin hakkaniyete uygun olacağını, boyanın ayıplı olması halinde bu durumun aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini gerektirmeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

          nın keşide edilen 01.11.2004 tarihli ihtarnameye rağmen zararın giderilmesi yönünde herhangi bir girişimde bulunmadığını, müvekkili davacının geçen süre boyunca vasıtanın tahakkuk etmiş olan vergi borcunu da ödediğini belirterek noter satış sözleşmesinin feshine, vergi mükellefiyetin sonlandırılarak ödenilen vergi borçlarının taraflarına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı duruşma gününü bildirir açıklamalı davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap dilekçesi de sunmamıştır. Mahkemece toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; vasıta üzerinde bulunan hacizlerin gizli ayıp niteliğinde bulunduğu, gizli ayıp ortaya çıktığında derhal satıcıya ihbarda bulunmayan alıcının malı kabul etmiş sayılacağı, davacının kamyonu 27/04/2000 tarihinde satın almasına rağmen ayıp ihbarını 2004 yılında yaptığı ve ayıp ihbar mükellefiyetini süresinde yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında bayi tarafından verilen teminat mektubunun sözleşme edimindeki hukuki ayıp iddiası ile haksız nakde çevrilip çevrilmediği noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesi kapsamında bayi tarafından verilen teminat mektubunun sözleşme edimindeki hukuki ayıp iddiası ile haksız nakde çevrildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır. Taraflar arasında düzenlenen protokolün 3. maddesinde akaryakıt istasyonu ... metre kare yüz ölçümü ile kayıtlı olan taşınmaz üzerinde mevcut ve bayi tarafından ... marka ve logosu altında işletilecek akaryakıt ve türevleri satış ve servis yeri müştemilatı olarak tanımlanmıştır....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tanık beyanlarıyla ayıp ihbarının süresinde yapıldığını ispat ettiklerini, asansörün dava açıldıktan sonra şikayet üzerine yapıldığını, ayrıca binanın boyasının kalitesiz seçilmesinden ve dış cephenin boyasının atmasından davalının sorumlu olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, satış sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir. Dosya kapsamına ve toplanan delillere göre ve özellikle satış sözleşmelerinde ayıp ihbarının, dava değeri bakımından HMK'nın 200. maddesi uyarınca tanıkla ispat edilemeyeceği, yerleşik yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğu (Emsal niteliğindeki Yargıtay 3....

              Araç üzerindeki haciz kaldırılmadan, araç ayıptan ari hale getirilmeden davacı ayıp iddiasına dayalı olarak davalılardan talepte bulunamaz. Maldaki ayıp iddiasına dayalı bedel iadesi ve tazminat isteminin yasal koşullarının oluşmaması nedeni ile davanın reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                İş ortaklığı ile davacı arasında yapılan 24.04.2015 tarihli Gayrimenkul Satış Vaadi uyarınca İstanbul ili Başakşehir ilçesi 810 ada, 1 parsel, B2 Blok daire No:8 sayılı Vadi Şehir projesinden alınan taşınmaz olduğunu, öncelikle husumet itirazlarının olduğunu, sözleşmenin davalılardan İntes ve Bordo Yatırım şirketleri tarafından imzalanmadığını, Irmak Kent- Çolakoğlu inşaat iş ortaklığı hiçbir zaman örnek daire gösterilerek satış yapmadığı gibi, örnek daireye bakılarak taşınmaz satın alındığına ilişkin davacı iddialarının kötü niyetli olduğunu,davacıya satılan taşınmaz belediye tasdikli projesi uyarınca imara ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirilen taşınmaz olup satış akdi kurulurken resmi proje bilgileri ile satış yapılmakta ve ona göre sözleşme akdedildiğini, esas yönünden ise , mahkemece rapora ve zaman aşımına dair itirazlarının incelenmediğini, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, teslimden itibaren 30 gün içerisinde ihbarı gerekirken dava konusu olayda böyle bir bildirim...

                Yukarıda da kısaca özetlendiği gibi dava, satılan maldaki hukuki ayıp nedeni ile satış sözleşmesinin feshi ile ödenen peşinatın tahsiline ilişkindir. Taraflar arasındaki 12.07.2005 tarihli sözleşmede, satışa konu teknenin motor seri numarasının 204307124 olduğu halde, bilahere davacılara 2011/2915-6459 gönderilen tonalito belgesinde motor seri numarasının ...olduğu ihtilafsızdır. Her ne kadar, davalı, davacılara fakslanan tonalito belgesinin aynı özellikte bir başka tekneye ait oluğu, bu durumun sırf maddi hatadan kaynaklandığını savunmuş ise de, teslim tarihinde sözleşmede belirtilen özellikte teknenin hazır edildiğini kanıtlayamadığı gibi, mahkemece yapılan keşif ve inceleme sırasında da söz konusu motorun yurt dışına satılmış olduğundan motor üzerinde bir inceleme yapılamamıştır....

                  UYAP Entegrasyonu