"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi KARAR Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, birleştirilen dava ise murisin muvazaa yaptığı iddiasına dayalı satış vaadi sözleşmesinin iptali olup, hüküm, birleşen dosya davacıları tarafından temyiz edilmiştir. Bu itibarla kararın temyizen incelenmesi görevi 1.3.2012 tarihinden itibaren Yargıtay 4.Hukuk Dairesine verilmiştir. SONUÇ:Dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 4.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE,01.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:Dava, satım sözleşmesine konu olan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak açılan tazminat davasıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT : Davacı tarafça, maliki oldukları------plakalı aracın 13/09/2020 tarihli kazada hava yastıklarının açılmadığı, bu durumun gizli ayıp niteliği taşıdığı iddialarıyla ayıp oranında satış bedelinin indirilmesine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.Davalı tarafça, talebin zamanaşımına uğradığı, aracın ayıplı olmadığı, aracı davacıya kendilerinin satmadığı bu nedenle husumetin bulunmadığı iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Dava, satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedel indirim davasıdır.Davalının zamanaşımı defi yönünden incelemede; TBK'nın 231....
Vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin herhangi bir hukuki işlem bulunmadığını, dava da ileri sürülen taleplerin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un uygulanması ile ilgili olmadığını, davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait olmadığını, konut satış sözleşmesinin tarafı olmayan dava da aleyhine maldaki ayıp iddiasına dayalı tazminat isteminin husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, dava konusu konutta ayıp olduğunun kanıtlanamadığını, davacı sıhhi tesisat ustası ile tadilat yaptırdıktan sonra tespit yaptırdığını, Küçükçekmece 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalılar aleyhine 15.02.2011 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava satış vaadi sözleşmesine ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde taşınmazın rayiç bedelinin tazmini, bu da mümkün olmadığı takdirde sözleşmede kararlaştırılan bedelin güncel değerinin tazmini isteğine ilişkindir. Davacı, ... 1. Noterliğinin 25.04.2001 tarihli ve 2315 yevmiye sayılı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile davalılardan ..., ... ve ...’in muristen kendilerine intikal edecek olan ......
İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, ayıp iddiasına dayanarak satış sözleşmesinin iptali ile ayıplı malın satım bedeli olan 3.698,99 TL ve satış tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsili talebine dairdir. Karar tarihi itibariyle 2019 yılı için belirlenen istinaf sınırı 4.400,00 TL'dir ve davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere huzurdaki davanın değeri ve iptali talep edilen sözleşmenin bedeli 3.698,99 TL'dir. Bu durumda HMK'nın amir hüküm niteliğinde olan 341/2.maddesi uyarınca, verilen karar kesin olduğundan HMK'nın 346.maddesi uyarınca davacının istinaf dilekçesinin kesinlik nedeniyle reddine karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine oybirliğiyle varılmakla, aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT : Dava, satım sözleşmesinden kaynaklı satılanın ayıplı olduğu iddiasına dayalı satılanın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi ve terditli olarak satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Davacı tarafından davalıdan --- tarihinde alınan -------- görüntü bozukluğu olduğu iddiasıyla -----müracaat ettiği, servis tarafından sorunsuz çalışır olarak teslim edildiği iddia edilmesine rağmen daha sonra sorunun devam ettiği iddiasıyla eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı tarafça, husumetin kendilerine yöneltilemeyeceği ------ yöneltilmesi gerektiği ve ürünün ayıpsız olduğu iddialarıyla davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından ----- ayıp ortaya çıktıktan sonra ---- götürülmesi nedeniyle ayıp ihbarının süresi içinde yapıldığı kanaatine ulaşılmıştır. Dosya kapsamına uygun olması nedeniyle hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre; davaya konu ----ayıplı olduğu anlaşılmıştır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı tamir masraflarının tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda,"... Satış Sözleşmeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun(TBK) "Özel Borç İlişkileri" başlıklı İkinci Kısmında düzenlenmiştir. TBK'nın 207/1.maddesine göre; "Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir." TBK'nın 208/1.maddesine göre; "Kanundan, durumun gereğinden veya sözleşmede öngörülen özel koşullardan doğan ayrık hâller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliğin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir." TBK'nın 209/1.maddesine göre;"Taşınır satışı, Türk Medenî Kanunu uyarınca taşınmaz sayılanlar dışında kalan ve diğer kanunlarda taşınır olarak belirtilen şeylerin satışıdır."...
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunduğu, her ne kadar 4077 sayılı kanunun 4. maddesinde konut satışlarında zamanaşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş ise de, konutu satın alan davacı, açık ayıp halinde, malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı veya malike ayıp ihbarında bulunur ise, bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açabileceği, ancak taşınmazın 23/06/2001 tarihinde teslim alındığı, davanın ise 15/02/2007 tarihinde açıldığı anlaşıldığından ayıp iddiasına dayalı taleplerin zamanaşımına uğradığı; birleşen dava yönünden ise, taraflar arasındaki sözleşmede villanın satış fiyatının belirlendiği, satış fiyatına KDV'nin dahil olup olmadığının açıklanmadığı, ancak iskan harçları, tapu alım satım harçları, kat mülkiyetine...
CEVAP Davalı; görev itirazında bulunarak, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, cezai şartın ifaya ekli nitelikte olduğunu ve davacının da teslim tutanağını ihtirazı kayıtsız imzaladığını, süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, bağımsız bölümün eksiksiz olarak teslim edildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporu içeriği, emsal gösterilen mahkeme kararı ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/4635 E. 2017/7623 K. sayılı ilamına göre, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak davacının davalı aleyhine geç teslim iddiasına dayalı cezai şart alacağı ile maldaki ayıp iddiasına dayalı tazminat isteminin yasal koşullarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....