Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

dairesinde basit bir araştırmayı yapmayan davacının daha sonra eksik ifa iddiasına dayanak olarak kullanmaya kalkışmasının hukukî dayanaktan yoksun olduğunu gösterdiğini, bir an için davacı iddiaları kabul edilse dahi konutun bulunduğu site içerisinde iddia edilen tesislerin bulunmaması veya eksik olmasının eksik ifa değil, ayıplı ifa olarak değerlendirilmesi gerektiğini, TKHK’nın alıcıyı malın tesliminden itibaren 30 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlü tuttuğunu, davacının gizli ayıp iddiasına itibar edilse bile TBK’nın 223.maddesi gereğince derhal ihbarda bulunulması gerektiğini, davacının konutu 12.02.2008 tarihinde teslim aldığını, ayıp ihbarını ise 5 yıl sonra yaptığını, sözleşmede ve broşürlerde proje ile ilgili değişiklik hakkının saklı tutulduğunu, bazı alanlarda küçük değişiklikler yapıldığını, ancak bu değişikliklerin projenin ve taşınmazın niteliğini olumsuz yönde etkileyecek, ayıplı ve eksik imalat sonucunu doğuracak değişiklikler olmadığını, davaya konu taşınmaz...

Dava, satın alınan taşınmazlardaki ayıp iddiasına dayalı bedelde indirim ve kiraya verilemediği iddiasına dayalı tazminat taleplerine ilişkindir. Bu itibarla; duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler, bilirkişi raporları ve özellikle dairemizce de benimsenen gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı sözleşmeden dönülerek bedel iadesi ve yapılan masrafların tahsili taleplidir....

Blok ... no’ lu bağımsız bolümün sözleşmeye,projeye,inşaat kaidelerine aykırı inşaat yapılması nedeniyle, ayıp,eksik iş ve eksik ifa oranında satış bedelinde indirim yapılması talebinden ibaret dava da davacı ... ile ........... İNŞAAT SAN.ve TİC....

    İstinaf Sebepleri Davacı; dava konusu tayın satışının yapıldığı 12.10.2021 tarihli ihale sırasında tayın daha önce kaza geçirdiği ile ilgili olarak katılımcılara detaylı bilgi verilmediğini, ihaleden sonra yapılan muayeneler sonucunda tayın sol ön ayak bilek (bukağılık) bölgesinde kesi yarası izi ve kesinin altında kalın bağ doku kalınlaşması olduğunun görüldüğünü, alınan diğer raporlar üzerine 01.11.2021 tarihli dilekçe ile davalıyı bilgilendirerek satış sözleşmesinin feshi ile satış bedelinin iadesi ve zararının tazminini istediğini, atta bulunan ayıbın basit bir inceleme ile anlaşılabilecek açık ayıp niteliğinde olmadığını, gizli ayıpta ihbar süresinin öğrenme tarihinden itibaren başladığını, ayıp ihbarının süresi içinde yapıldığını, bilirkişi raporları ile atın ayağındaki hasarın performansını etkileyecek nitelikte olduğunun tespit edildiğini, hayvan satışında satıcının ağır kusuru bulunması halinde, hayvandaki ayıbı üstlenip üstlenmediğine ve ayıbın süresi içinde bildirilip bildirilmediğine...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı T3 vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacının adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Koza'ya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 Esas, 1988/2 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu (YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, davacı ile müvekkili banka arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, huzurdaki dava açısından müvekkili tarafından davacıya verilmiş bir konut kredisi bulunmadığından, satıcı Garanti Koza ile müvekkili banka arasında davacının konut tedarikine ilişkin bir sözleşme de bulunmadığından, dava konusu ihtilafta bağlı krediden de bahsedilmesinin hukuken mümkün olmadığını, konut satış sözleşmesinin bizzat satıcı tarafından finanse edildiği hallerde satıcı ile tüketici arasında bağlı kredi ilişkisi bulunmadığını, konut satış sözleşmesinin...

      İddia, savunma ve tüm dosya kapsamından; Dava, ikinci el araç satışından kaynaklı ayıplı mal iddiasına dayanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. İkinci el araç satımlarında, alıcı tarafından bilinseydi aracın daha düşük bedelle alınacağı ya da hiç satın alınmayacağı söylenebilen her durumda ayıp mevcut demektir. Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Fakat yerleşik yüksek yargı kararları gereğince, araçtaki ayıpların alıcıya bildirildiğinin yazılı delil ile ispat yükü satıcıdadır. Aracın internette yer alan satış ilanının da bu yönden ispat niteliği mevcuttur....

      Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, asıl davada, ayıplı satış iddiasına dayalı olarak yalnızca sözleşmenin taraflarının talepte bulunabileceği, satış sözleşmesinin taraflarının davacı şirket ile davalı olduğu, davacı asilin, sözleşmenin tarafı olmaması sebebiyle ayıp iddiasına dayalı olarak talepte bulunamayacağı, davacı şirket yönünden açılan davanın ise ispatlanamamış olması sebebiyle reddi gerektiği, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede; davacı şirketin, davaya konu çekte herhangi bir sıfatının olmayışı ve icra takibinde de borçlu olmadığının anlaşılması nedeniyle davacı şirket yönünden açılan davanın aktif husumet nedeniyle reddinin gerektiği, davacı asil yönünden açılan davada ise, satış sözleşmesine dayalı olarak davaya konu çekin asıl dosya davalısına verildiği, davalının, davaya konu çeki iktisap ederken ağır kusurlu veya kötüniyetli olmadığının değerlendirildiği, keşideci davacı asilin borçlu olmadığı yönündeki iddiasının yerinde...

        Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece dava konusu taşınmazın mimari projesinde belirtilen sayıda otopark inşa edilmediği açık ise de, davacı tarafça taşınmaz satın alınırken bu hususun tespiti mümkün olduğuna göre, ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğunun kabulü gerektiği, taşınmaz satın alınırken davacının kandırıldığı (iğfal edildiği) yönünde bir delile de rastlanılmadığından davalı tarafın ağır kusurlu olduğunun kabul edilemeyeceği, davacı beyanlarından taraflar arasındaki e-posta yazışmalarının en erken 2017 yılı Mayıs ayı başında başladığı, davalı tarafça 12.05.2017 tarihli e-posta ile davacıya bu hususta cevap verildiği, bu itibarla 6102 sayılı Kanun' un 23 üncü maddesinin birinci fıkrası c bendi uyarınca yasal sürede ayıp ihbarında bulunmayan davacının taşınmazı ayıplı hali ile kabul ettiği, davacının satıştan sonra oluşturulan yönetim planı nedeniyle zarar iddiasına ilişkin olarak ise sulh hukuk mahkemesinde dava açma...

          olmaması halinde ayıp oranında satış bedelinden indirim yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu