Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu iş makinesinde gizli ayıp bulunduğu, davalı satıcının kusursuz olduğunu ispat etmedikçe davacının ayıptan doğan tüm zararını karşılamakla yükümlü olduğu, davacının uğradığı zararlarının hesaplanmasına ilişkin bilirkişi raporunun, hükme esas alınmaya elverişli olduğu gerekçesiyle , rapor doğrultusunda, davanın , ....................yönünden kısmen kabulü ile 7.372 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın ...yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı ....................vekilince temyiz edilmiştir. Davacı ................ tarafından üretilen iş makinesini satın aldığını, bu makinenin geç tesliminden ve ayıplı olmasından dolayı zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Taraflar arasında satış ilişkisi bulunduğundan uyuşmazlığın bu çerçevede çözümlenmesi gerekir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile teslim edilen bir kısım ürünlerde ayıp bulunduğu, ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğunun bilirkişi raporuyla belirlendiği, açık ayıp nedeniyle iade faturası düzenlenerek bu ayıplı ürünlerin iade edildiği, takip öncesi dönemde davalının başka bir üründe ayıp bulunduğuna ilişkin süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, kısaca iade edilen ürünler dışındaki ürünlerde gizli ayıp bulunduğunun davalı yanca kanıtlanamadığı, davalının, teslim edilen ayıplı emtiayı iade ederek bakiye kısmını elinde tutması nedeniyle sözleşme ve taraf defterleriyle belirlenen satım bedelini alıcıya ödemesi gerektiği, sözleşmenin ifası sırasında ayıplı ürünlerin iade edilerek yeni ürünlerin teslim edilmesi karşısında davacının sözleşmeyi tam olarak ifa ettiği ve davalı alıcının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 227 nci maddesinin ikinci fıkrası kapsamında tazmini gereken bir zararının bulunmadığı, teslim...
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; satın alınan taşınmazdaki yalıtım ve rutubet sorunları nedeniyle tazminat isteminde bulunan davacının dosya kapsamı uyarınca söz konusu ayıpları bilerek taşınmazı satın aldığının kabul edilip edilemeyeceği, burada varılacak sonuca göre somut olayda davalıların gizli ayıp nedeniyle sorumluluklarına gidilip gidilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle tüketici hukukunda “ayıp” kavramı üzerinde durulması gereklidir. Ayıplı mal satımı karşısında alıcıyı korumaya yönelik genel nitelikli düzenlemeler zaten mevcut iken [BK, m.194-207 ve 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK) m. 25/3], tüketiciyi daha etkin bir biçimde koruma gayesi ile yürürlüğe giren 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da (TKHK) da bu husus ayrıca düzenleme yeri bulmuştur....
Mahkemece, aracın ayıplı olduğu gözetilerek yaratacağı değer kaybı miktarı üzerinden davanın kabulüne 2.500,00 YTL maddi, 1.500,00 YTL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı aracın boyasındaki ayıp nedeniyle satışta değer kaybına uğrayacağını ileri sürerek değer kaybı ile bu konuda harcadığı çaba ve çektiği sıkıntı için manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece 2.500,00 YTL değer kaybı yanında 1.500,00 YTL. manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmeye aykırı davranılmasında B.K. 49. maddesindeki şartlar gerçekleştiğinde manevi tazminat istenebilir....
Mahkemece, davaya konu dükkanların...tarihli teslim tutanakları ile davacıya anahtar teslimi her türlü ayıp ve noksandan ari şekilde teslim olunduğunun ihtilafsız bulunduğu, yapılan keşif sonucu aldırılan rapor kapsamında iş yerlerinde gizli ayıp saptanamadığı, davacının bu yönde ayıp ihbarı olmadığı gibi taşınmazların ...yılında ihtirazı kayıt konulmadan davacı yanca teslim alınarak davalının ibra edildiği ve ... da iş yerlerinin tapuda davacı adına tescilli olup bu devir sırasında da davacı yanın ayıp ihbarına yönelik iddiasının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. .../......
Eksik ayıp olduğu belirtilen hususlar davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini azaltan açık ayıp niteliğinde olduğu ve davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının taşınmazı teslim aldıktan sonra bu ayıpları kolayca öğrenebileceğinin kabulü gerekir....
Eksik ayıp olduğu belirtilen hususlar davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini azaltan açık ayıp niteliğinde olduğu ve davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının taşınmazı teslim aldıktan sonra bu ayıpları kolayca öğrenebileceğinin kabulü gerekir....
Eksik ayıp olduğu belirtilen hususlar davacının satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini azaltan açık ayıp niteliğinde olduğu ve davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadığı, davacının taşınmazı teslim aldıktan sonra bu ayıpları kolayca öğrenebileceğinin kabulü gerekir.Bu nedenle davacının eksik iş nedeniyle tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Kabul şekli bakımından; Eksik iş olarak tesbit edilen hususlar nedeniyle taşınmazdaki değer kaybı hesaplanırken gizli ve eksik işlerin taşınmazın satış tarihi itibarıyla ayıplı ve ayıpsız değerlerinin birbirlerine oranlanması sonucu bulunacak oranın satış bedeline uygulanarak değer kaybının nisbi yöntem ile hesaplanması gerekirken, satış bedeli üzerinden % 6 oranda indirim yapılarak hesaplanması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Bozma sebeplerine göre tarafların...
İlk derece mahkemesince; davacının dava konusu taşınmazın ortak alanlarındaki ayıplı ve eksik işler nedeniyle uğranılan değer kaybının tazminine ilişkin talebinin süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığından reddine, taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış vaadi sözleşmesine göre, dairenin 30/12/2010 tarihinde davacıya tesliminin kararlaştırıldığı, 31/05/2011 tarihinde teslim edildiği, sözleşmenin 4- c maddesine göre geç teslim nedeniyle tazminat ödenmesi için taraflarca 150 iş günlük bir uzama süresinin kararlaştırıldığı, teslim tarihi itibariyle bu sürenin dolmadığı ve bu nedenle geç teslimin söz konusu olmadığı, davacının bu maddenin yer aldığı sözleşmeye kendi rızası ile imza attığı, bu nedenle maddenin kendisini bağladığı ve geç teslim bulunmaması nedeniyle tazminat şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davacının bu talebinin de reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur. Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Dosyanın incelemesinde; davacının 34 XX 884 plakalı aracı 04/11/2019 tarihinde davalıdan 48.000,00 TL'ye satın aldığı, davacının araçta gizli ayıp olduğunu ileri sürerek ve sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediği, aracın iadesi ile ödemiş olduğu bedelin tarafına iadesini ve manevi tazminat talep ederek dava açtığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, ilk derece mahkemesince makine mühendisi bilirkişi ile keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı, bu bilirkişi raporunda aracın gizli ayıplı olarak satılmış olduğu, gizli ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile arasındaki farkın 7.200,00 TL olduğu, bu bilirkişi raporuna binaen davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeden dönme hakkı yerine ayıp oranında indirim hakkını kullanmak istediği, söz konusu satış nedeniyle araçtaki gizli ayıplardan kaynaklanan 7.200,00 TL maddi tazminat ve 7.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği görülmüştür....