Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 16.03.2010 No : 461-129 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin inşaatını üstlendiği projede kullanılmak üzere davalı şirketten hazır beton alımı için sözleşme imzaladıklarını, satın alınan hazır betonun sözleşmedeki standartlara uymaması nedeniyle inşa edilen binada güçlendirme yaptıklarını, yapılan harcamanın 20.673.-TL olduğunu iddia ederek alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, aynı akdi ilişkide alacaklarının ödenmemesi nedeniyle 2006/51 esas sayılı dava açtıklarını, satım konusu malzemede ayıp olmadığı gibi, süresi içinde ayıp ihbarı da yapılmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....

    Yargılama süresince satış konusunun ayıplı olduğu, ayıp ihbarında bulunulduğu, bedelde indirim talep edildiği hususunda herhangi bir somut delil dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan, davacının alacağı faturaya dayandığından İİK'nın 67/2. maddesi anlamında likit (bilinebilir, hesaplanabilir) bir alacak söz konusu olup, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın kabulüne; İstanbul Anadolu----....

      Mahkemece, davacı alıcının ayıbı öğrendikten hemen sonra ayıp ihbarında bulunduğunun yazılı veya kesin deliler ile ispatlanması gerektiği, ayıp ihbarının süresinde ancak yazılı ve kesin delillerle ispat edileceği, davacının TBK'nun 223/2. maddesi gereğince makul süre içerisinde ayıp ihbarında bulunduğunu yazılı veya kesin delil ile ispatlayamadığı, davacının 223/2. maddesi gereğince gizli ayıbı hemen davacıya ihbar ettiğini yazılı ve kesin delillerle ispatlayamaması nedeniyle davaya konu aracı ayıplarıyla birlikte kabul etmiş sayıldığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosyanın incelenmesinden; davacının dava konusu aracı 21/04/2014 tarihinde davalıdan satın aldığı, 10/08/2015 tarihinde dava dışı Aziz Ömer’e sattığı, dava dışı Aziz Ömer’in araçta bulunan gizli ayıp nedenine dayalı olarak davacı aleyhine 09/02/2017 tarihinde açtığı davanın Mardin 2....

      Davalı vekili; Tofaş şirketine ihbar etme zorunluluklarının doğduğunu, ayıp iddialarını kabul etmemekle birlikte dava konusu ihtilafın satım ilişkisinden kaynaklandığını, 2 yıllık garanti süresinin geçtiğini, zamanaşımının da gerçekleştiğini, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğini, üretimden kaynaklı bir hatanın bulunmadığını, dönme hakkının kullanılmasının hakkaniyete aykırı düştüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur. İhbar olunan vekili, davaya konu araçta gizli veya açık herhangi bir ayıbın bulunmadığını, ayıp ihbarının da süresinde yapılmadığını, 2 yıllık garanti süresinin geçtiğini, davacının araçtan faydalanmaya devam ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir. Dava, ticari satım sözleşmesine dayalı olarak ayıplı iddia edilen aracın bedelinin tahsili, mümkün olmadığı takdirde misli ile değiştirilmesi, bunun da kabul görmemesi halinde ayıp oranında bedelinden indirim yapılması istemine ilişkindir....

        KARAR Davacı, davalıdan 18.2.200 tarihinde 104.295,00 TL bedelde konut satın aldığını, konutun bodrum katının su alması nedeniyle zarar gördüğünü bu hususun gizli ayıp olduğunu belirterek satış bedelinden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1000,00 TL’nin tahsilini istemiştir. Islah ile talebini 10.000,00 TL’ye artırmıştır. Davalı, taşınmazı ayıpsız olarak teslim ettiğini, savunarak davanın reddini dilemiştir....

          Ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür. Bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; Davacı iş sahibi eserin ayıplı olduğunu, ayıpların ileri derecede önemli olmasından dolayı eserin kabul edilemeyeceğini, bu sebeple yapılan ödemelerin iadesini istemiştir. Bu istemin dayanağı Borçlar Kanununun 360.maddesidir....

            Mahkemece yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ...taki ayıbın kullanıcı hatası olmayıp imalat hatasına dayalı olduğu, gizli ayıp tamirat işlemleri neticesinde giderilmiş ise de aracın orjinalliğinin bozulduğu, araca duyduğu güvenin sarsılması nedeniyle davacının ...tan beklediği yararı sağlayamadığı, davacı tarafça değişiklik talebi iletilmesine karşın, davalı yanın bu istemi yerine getirmediği ve ibraz edilen faturalarda yeterli bulunduğundan davacının sözleşmenin feshi ile bedel iadesi ve maddi tazminat talebinin yerinde olduğu, karşılıklı iadede faiz veya semen indirimi yapılamayacağı, garanti şartlarının 4.maddesi gereğince ticari satımlarda ithalatçı firmanın müteselsil sorumluluğundan bahsedebilmek için, ithalatçı firmanın da ayrıca garanti taahüdünde bulunması gerekli olup davalı ...'nun garanti taahüdünün salt onarımı kapsadığı, bedel iadesi yönünden sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davalı ... ......

              Davalı taraf dava dilekçesinin usulüne uygun tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamış, davacı vekili duruşmada alınan beyanında; fiilen teslimin gerçekleşmemiş olması nedeniyle eksik ifa iddiasına dayalı tazminat isteminin yasal koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir....

                CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından teslim edilen malzemelerin bir kısmının ayıplı olduğunu ancak müvekkilinin üstlendiği işin ivedi olması nedeniyle ayıplı malları kullandığını, davacı tarafın şifahen ayıbı telafi edeceklerini bildirdiğini, bu nedenle faturaların muhasebe kayıtlarına işlendiğini, bedelde indirim konusunda mutabakat sağlanabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....

                  nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 4-Gerekçeli karar başlığında dava türü olarak, 5271 sayılı CMK'nın 141/1. maddesi gereğince Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ibaresi yerine, 466 sayılı Kanuna göre tazminat ibaresine yer verilmesi, Kanuna aykırı olup, davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu