Ancak, satılanda adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp mevcut olup da, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da derhal satıcıya ihbar etmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198. maddesinde öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz. Somut uyuşmazlıkta ise davacının dava dilekçesinde tanımladığı ve davalı tarafında da inşaa edildiği anlaşılan mevcut durumun satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalının bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. O halde, davacının dava konusu bağımsız bölümü teslim aldığı tarih mahkemece araştırılarak, 4077 sayılı kanunu'nun 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna uygun bir karar verilmelidir....
Yargılama süresince satış konusunun ayıplı olduğu, ayıp ihbarında bulunulduğu, bedelde indirim talep edildiği hususunda herhangi bir somut delil dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır. Diğer taraftan, davacının alacağı faturaya dayandığından İİK'nın 67/2. maddesi anlamında likit (bilinebilir, hesaplanabilir) bir alacak söz konusu olup, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davanın kabulüne; İstanbul Anadolu----....
delil tespitinden sonra davalıya ayıbı bildiren ihtarname gönderdiği, bu suretle davacının davalıya ayıp ihbarında bulunduğu, davacının seçimlik haklarından ayıp oranında indirim talep ettiği ve 13/03/2023 tarihli 2....
iade edildiğinde araç bedelinin davacıya iadesine, bu yöndeki davalı itirazının iptaline, davacının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Tarih : 16.03.2010 No : 461-129 Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin inşaatını üstlendiği projede kullanılmak üzere davalı şirketten hazır beton alımı için sözleşme imzaladıklarını, satın alınan hazır betonun sözleşmedeki standartlara uymaması nedeniyle inşa edilen binada güçlendirme yaptıklarını, yapılan harcamanın 20.673.-TL olduğunu iddia ederek alacağın tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, aynı akdi ilişkide alacaklarının ödenmemesi nedeniyle 2006/51 esas sayılı dava açtıklarını, satım konusu malzemede ayıp olmadığı gibi, süresi içinde ayıp ihbarı da yapılmadığını beyan ederek davanın reddini istemiştir....
Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından mimar, elektrik mühendisi ve gayrimenkul değerleme uzmanından oluşacak 3 kişilik bilirkişi heyeti vasıtasıyla keşif yapılarak taşınmazın sözleşmedeki özellikleri taşıyıp taşımadığı, taşımıyorsa bunların neler olduğu belirlenerek ve Yargıtayca benimsenen nispi metoda göre hesaplama yapılarak ayıp oranında bedelde indirim tutarı ve davacının talep edebileceği kira tazminat tutarının belirlenerek karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görüldüğünden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1.a-6 maddesi gereğince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için kararı veren mahkemeye dosyanın geri gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2- HMK'nun 353/1.a-6 maddesi uyarınca Antalya 1....
Mahkemece, davacı alıcının ayıbı öğrendikten hemen sonra ayıp ihbarında bulunduğunun yazılı veya kesin deliler ile ispatlanması gerektiği, ayıp ihbarının süresinde ancak yazılı ve kesin delillerle ispat edileceği, davacının TBK'nun 223/2. maddesi gereğince makul süre içerisinde ayıp ihbarında bulunduğunu yazılı veya kesin delil ile ispatlayamadığı, davacının 223/2. maddesi gereğince gizli ayıbı hemen davacıya ihbar ettiğini yazılı ve kesin delillerle ispatlayamaması nedeniyle davaya konu aracı ayıplarıyla birlikte kabul etmiş sayıldığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dosyanın incelenmesinden; davacının dava konusu aracı 21/04/2014 tarihinde davalıdan satın aldığı, 10/08/2015 tarihinde dava dışı Aziz Ömer’e sattığı, dava dışı Aziz Ömer’in araçta bulunan gizli ayıp nedenine dayalı olarak davacı aleyhine 09/02/2017 tarihinde açtığı davanın Mardin 2....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından teslim edilen malzemelerin bir kısmının ayıplı olduğunu ancak müvekkilinin üstlendiği işin ivedi olması nedeniyle ayıplı malları kullandığını, davacı tarafın şifahen ayıbı telafi edeceklerini bildirdiğini, bu nedenle faturaların muhasebe kayıtlarına işlendiğini, bedelde indirim konusunda mutabakat sağlanabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "...davacı...gizli ayıplı aracın davacıya satılması nedeniyle aracın onarım bedeli ve bu onarım sebebiyle aracın değerinde meydana gelen değer düşüklüğünün tespiti ile bu oranda bedelde indirim seçimlik hakkı kullanılarak, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız baki kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL'nin davalıdan hükmen tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiş olup 6100 Sayılı HMK 107 ile yapılan değerlendirme ile Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.03.2020 tarihli, 2017/13- 551 E., 2020/239 K. sayılı kararında ve Konya Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/967 E. 2021/1267 K....
Ayıp, sözleşmede üzerinde anlaşılan (yüklenicinin esere ilişkin olarak zikrettiği) niteliklerin veya dürüstlük kuralları gereğince bulunması gereken lüzumlu niteliklerin meydana getirilen eserde bulunmamasıdır. Başka bir ifadeyle, eserde sözleşme ve dürüstlük kurallarına göre olması gereken vasıfla fiilen mevcut olan arasındaki fark ayıptır. Açık ayıp, eserin iş sahibine teslimi anında kolaylıkla görülebilen ayıplardır. Buna karşılık gizli ayıp, eserin tesliminden sonra ve kullanımı sırasında kendini gösteren ayıp türüdür. Bu genel açıklamalardan sonra, somut olaya gelince; Davacı iş sahibi eserin ayıplı olduğunu, ayıpların ileri derecede önemli olmasından dolayı eserin kabul edilemeyeceğini, bu sebeple yapılan ödemelerin iadesini istemiştir. Bu istemin dayanağı Borçlar Kanununun 360.maddesidir....