"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat talebi Hüküm : 173,30 TL maddi 1.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine....
Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere, asıl ve ek bilirkişi raporlarına göre, mal siparişi karşılığı çekler verip, bir kısım çeklerin bedelinin ödenmesine rağmen mal teslim edilmediğini iddia eden davacının, bu iddiasını yazılı delille ispatlayamadığı, davalının tazminat isteminin koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen dava ile davalının tazminat isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar vekili yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 07/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat Talebi Hüküm : 1.487,49 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminat ile 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıya verilmesine....
Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...
Her şeye rağmen İİK nun 277 ve devamı maddelerindeki koşullar aranmadan açılan hukuki işlemlerin (tasarrufların) iptali ile ilgili davaların kabul edilmesinin bir sakıncası da; Alacak veya tazminat alacaklısı olduğu iddiasında olan davacının açmış olduğu asıl alacak veya tazminat davasını kaybetmesi, borçlu olduğu iddia edilen davalının aciz içinde olmaması, iptale konu mal ve hak haricinde alacağı karşılayacak alacak miktarından çok daha fazla mal veya hakkının bulunması halinde, iptale konu mal veya haklarla ilgili borçlu sayılan davalı ile 3. kişinin tasarruf haklarının kısıtlanması sonucu zarara uğrayacak olmalarıdır. Bu zararı kim karşılayacaktır?...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde; davalı firmayla sözlü olarak mal alımı konusunda anlaşıldığı ve davalı firmaya dava konusu dilekçede belirtilen dava konusu çekin verildiğini, çek yazılmasına rağmen herhangi bir mal teslimi de yapılmadığını, dava konusu çeke ilişkin malların müvekkiline teslim edilmediğini ancak çekin icraya konulduğunu, bu çek nedeniyle davacının davalıya her hangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle mahkeme kararının bozulması ve kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davalı tarafın teslim etmesi gereken malların davacıya teslim edilmemesi nedeniyle davacı tarafça verilen 28/02/2018 keşide tarihli, Deniz Bank. A.Ş Pergebulvarı Şubesi, E-1- 0215109 Nolu 35.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde; davalı firmayla sözlü olarak mal alımı konusunda anlaşıldığı ve davalı firmaya dava konusu dilekçede belirtilen dava konusu çekin verildiğini, çek yazılmasına rağmen herhangi bir mal teslimi de yapılmadığını, dava konusu çeke ilişkin malların müvekkiline teslim edilmediğini ancak çekin icraya konulduğunu, bu çek nedeniyle davacının davalıya her hangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle mahkeme kararının bozulması ve kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davalı tarafın teslim etmesi gereken malların davacıya teslim edilmemesi nedeniyle davacı tarafça verilen 28/02/2018 keşide tarihli, ............ 35.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde; davalı firmayla sözlü olarak mal alımı konusunda anlaşıldığı ve davalı firmaya dava konusu dilekçede belirtilen dava konusu çekin verildiğini, çek yazılmasına rağmen herhangi bir mal teslimi de yapılmadığını, dava konusu çeke ilişkin malların müvekkiline teslim edilmediğini ancak çekin icraya konulduğunu, bu çek nedeniyle davacının davalıya her hangi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle mahkeme kararının bozulması ve kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, davalı tarafın teslim etmesi gereken malların davacıya teslim edilmemesi nedeniyle davacı tarafça verilen 28/02/2018 keşide tarihli, ............ 35.000,00 TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Ltd Şti’den alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ..Ltd Şti tarafından temyiz edilmiştir. 2009/8060-14644 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ..Ltd Şti’nin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, ayıplı mal nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 4822 Sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı TKHK.nun 4. maddesi 3.fıkrası gereğince imalatçı-üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı… ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Öyle olunca, satıcı-davalı ...A.Ş’nin de ayıplı mal nedeniyle diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Taraflar 10.04.2001 tarihinde evlenmiş, Ali vasisi tarafından 06.01.2006 tarihinde açılan boşanma davasının yargılama safhasında davacının 07.01.2009 tarihinde ölümü üzerine mirasçıları tarafından takip edilen davada Ankara Dokuzuncu Aile Mahkemesi'nin 25.03.2009 tarih ve 2009/256 Esas, 370 Karar sayılı hükmüyle "...Davacının ölümü nedeniyle boşanma hususunda karar verilmesine yer olmadığına, davalının kusurlu olması nedeniyle TMK'nın 181/2. maddesi gereğince davacının mirasçısı olamayacağının tespitine..." karar verilmiş, hüküm derecattan geçerek 14.09.2009 tarihinde kesinleşmiştir. TMK'nın 225/1. fıkrası hükmüne göre eşler arasındaki mal rejimi ölüm ile son bulmuştur. Taraflarca aksi ileri sürülmediğine göre; başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında evlilik tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TMK m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği kocanın ölüm tarihine kadar ise yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (TMK m. 225/1, 202)....