. - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin 2008 yılından itibaren davalı şirkete mal siparişi vermekte olduğunu, ödemeleri de deponun satış ve pazarlama elemanı olan davalı ...'e yapmakta olduğunu, daha sonra davalı ...'in çeklerde tahrifat yapmak suretiyle eczaneleri dolandırmış olması nedeniyle davalı şirketle ilgisinin kalmadığının öğrenildiğini, bunun üzerine müvekkilinin muhasebe kayıtları ve cari hesap özetleri karşılaştırıldığında davalı şirkete en son kesilen 1.202,69 TL'lik çekin davalı şirket ve çalışanı tarafından tahrif edilmek suretiyle 31.202,69 TL yapıldığının anlaşıldığını, bu çeke karşılık mal verilmiş gibi gösterilmeye çalışıldığını, önce müvekkile 33.009,67 TL tutarında mal gönderildiğini, müvekkilinin bu malları kabul etmemesi üzerine geri alındığını, ancak bu iadenin davalı şirket kayıtlarında özellikle gösterilmediğini, ayrıca davalı ...'...
Ek raporda özetle;''...- Davaya konu aracın motor pistonlarındaki çatlama ve kırığın, bakım eksikliği veya enjeksiyon sorunu ile ilişkilendirilebilecek nitelikte olmadığı, kırık ve çatlakların kök raporda da belirtilen servis bültenine konu kırık karakteristiğinde olması, enjeksiyon ya da yakıt kaynaklı hasar emareleri gözlenmemesi nedeniyle imalata dayalı olduğu, Söz konusu motor hasarının kullanım kaynaklı olmaması, imalata dayalı ve önemli arıza niteliğinde olması nedeniyle dava konusu aracın AYIPLI mal kapsamında olduğu, ayıbın satın alanın satın alma esnasında makul ve yeterli bir süre incelemesi ile ya da uzman kontrolüyle anlaşılabilir özellikte olmaması, belirli bir kullanım mesafesinden sonra ortaya çıkması nedeniyle GİZLİ AYIP niteliğinde olduğu, görüşlerinin korunduğu, ancak davalı tarafça dosyaya sunulan yetkili servis parça bedellerine ilişkin olay tarihine yakın fatura örneği dosyaya sunulmuş olduğundan ve bu bedellerin önceki bilirkişi raporundaki parça bedelleri ile uyumlu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, bilirkişi raporu doğrultusunda davacı lehine 11.655 TL katılma alacağına hükmedilmiş ise de, bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, bayilik sözleşmesi uyarınca satılıp teslim edilen mal bedelinin asıl borçlu şirket ile kefilden tahsili istemine ilişkindir. Davalılar vekili, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinde ödenmeyen borcunun ... Seramik A.Ş 'ye devredileceğinin ve müvekkilinin sadece ... A.Ş'ye karşı sorumlu olacağının kararlaştırılması nedeniyle davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının mal göndermeyerek sözleşmeyi fiilen feshettiğini, gönderilen malların değerinin üzerinde müvekkiline ait çeklerin davacıda bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle; davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. 6502 sayılı TKHK'nın 3. maddesinde "ı) Sağlayıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, i)Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, k)Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, l)Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki...
veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, sanığın 03.10.2008 tarihli mal bildiriminin borçlunun geçim kaynak ve olanakları ile, takip konusu borcun ne şekilde ödeneceğini içermemesi nedeniyle İİK’nun 74.maddesinde düzenlenen şartları taşır nitelikte mal beyanı olarak kabulü mümkün bulunmadığından isnat edilen suçun oluşmadığının anlaşılması karşısında sonucu itibariyle doğru olan hükmün bu gerekçe ile ONANMASINA, 16.03.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda alacaklının borcun ne şekilde ödeneceğini bildiğinden söz edilemez. 20.02.2007 tarihli mal beyanı dilekçesi borcun ne şekilde ödeneceğini içermemesi nedeniyle İİK'nun 74.maddesinde düzenlenen unsurları taşır nitelikte mal bildirimi olarak kabulü mümkün bulunmadığı başka bir anlatımla isnat edilen suçun oluşmadığı anlaşılmakla, gerekçesi yanlış fakat sonucu itibariyle doğru olan hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 01.12.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Kural olarak tarafların boşanma davasındaki nafaka, maddi ve manevi tazminat (TMK'nın m. 174, 175, 182) bakımından anlaşmaları boşanmanın eki niteliğindeki taleplerle ilgili olup, boşanma davasının eki niteliğinde olma-yan*mal rejiminden kaynaklanan alacak davasını kapsamaz. Ancak eldeki davada çözülmesi gereken sorun, boşanma davası sırasında davacı Mehmet'in "Karşı taraftan herhangi bir eşya ve başkaca alacağa ilişkin haklarımdan feragat ediyorum" şeklinde beyanının açılan mal rejiminin tasfiyesi davası bakımından Mehmet'i bağlayıp bağlamayacağı, mal rejimi tasfiyesi ile ilgili açılan davada değer ifade edip etmeyeceğidir. TMK'nın 166/3. maddesindeki boşanmanın malî sonuçlan üzerinde anlaşma şartı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesinde düzenlenen boşanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat, 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk ve 182. maddesinde düzenlenen iştirak nafakası talep haklarına ilişkindir....
Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK'nun 222 m). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse, konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesinde, artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken "eklenecek değerler" göz önünde bulundurulur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 229. maddesine göre; eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar ile mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler mal rejiminin sona erdiği anda mevcutmuş gibi tasfiyeye dahil edilir. Mahkeme kararı, davanın kendisine ihbar edilmiş olması koşuluyla, kazandırma veya devirden yararlanan üçüncü kişilere karşı da ileri sürülebilir....
in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 7 adet fatura nedeniyle bakiye alacağı bulunduğunu, davalı adına yurt dışından ithal edilen mal bedelinin de müvekkili tarafından ödendiğini, taraflar arasındaki trampa sözleşmesi uyarınca müvekkilinin teslim ettiği mallara karşılık davalının mal teslim etmediğini belirterek, şimdilik 10.000 TL ve 1.317,85 USD'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında alacağının komisyon alacağı olduğunu bildirerek TL. olan alacak talebini toplam 168.087,16 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....