Sözleşme ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı yasanın 8.maddesinde ayıplı mal şu şekilde tanımlanmıştır: "(1) Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır. (2) Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda, internet portalında ya da reklam ve ilanlarında yer alan özelliklerinden bir veya birden fazlasını taşımayan; satıcı tarafından bildirilen veya teknik düzenlemesinde tespit edilen niteliğe aykırı olan; muadili olan malların kullanım amacını karşılamayan, tüketicinin makul olarak beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar da ayıplı olarak kabul edilir." 6502 Sayılı yasanın "ispat yükü" başlıklı 10.maddesinde; "(1) Teslim tarihinden itibaren altı ay içinde ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğu kabul edilir....
TL bedelle sattığını ve tapusunu devrettiğini, kalan alacak miktarını da dairedeki eksiklikler nedeniyle ödemediğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile toplam 37.719.00.TL' nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1.maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanunun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiş, yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder....
KARAR 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacı 3. kişinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2.Dava reddedilmiş ve teminat karşılığı takibin durması kararı verilmiş olması nedeniyle İİK’nun 97/13maddesi uyarınca davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilmesi yerinde ise de, tazminat matrahında hata yapıldığı anlaşılmıştır. Tazminat matrahını takip konusu alacak miktarı ile haczedilen mal değerinden hangisi az ise o değer oluşturmaktadır.Somut olayda alacak miktarı 4.373.00 YTL hacizli mal değeri 4.500.00YTL olup takip konusu alacak miktarı daha düşük olduğundan bu miktarın esas alınması gerekirken hacizli malın değerinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın H.U.M.K’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal nedeniyle alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, edinilmiş mal nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 2.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Anılan maddede ise mal beyanının içeriği; “....borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nev’ini mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesi” olarak açıklanmıştır. Madde metninden de anlaşıldığı üzere, içeriği itibariyle kanuna uygun bir bildirimden söz edilebilmesi için borçlunun bu beyanında; a) Çeşit, mahiyet ve vasıflarını da göstermek suretiyle borcuna yetecek miktardaki mal, alacak ve haklarını, b) Her türlü kazanç ve gelirlerini, c) Yaşayış tarzına göre geçim kaynaklarını, d) Borcunu ne surette ödeyebileceğini, bildirmiş olması gerekir. Sanığın İstanbul 11. İcra Müdürlüğü' nün 2014/641 Esas sayılı takip dosyasına gönderilmesi için Batman 2....
Asliye Hukuk Mahkemesi 29/11/2013 tarih, 2013/410 Esas 2013/494 Karar sayılı kararı ile "davanın boşanma davası açılmasından sonra görülmesi gereken mal rejiminin tasfiyesi davası olup, taraflar arasında evlilik birliğinin halen devam etmesi nedeniyle davaya bakmaya aile mahkemesi görevli olduğunu bildirerek dava dilekçesinin görev yönünden reddine" karar vermiştir. Davalılar vekili İstanbul 2....
Kadın veya kocanın, diğerinin mal rejiminin devamı sırasında edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir. Bu katkı, ziynet, miras veya bağış yoluyla elde edilen başka mal varlıklarının kullanılması ile toplu olarak yapılabileceği gibi, çalışan eşin gelirleriyle de yapılması mümkündür. Çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu mal varlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay'ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir....
Hotel Sözleşmesi ve inşaat Tadilat Renovasyon İşleri için Malzeme* İşçilik Uygulamasında yapılmış olan AYIPLI İMALAT VE BU ŞEKİLDE KULLANILMASI MÜMKÜN OLMAYAN imalat bedellerinin dava tarihi itibariyle ayıpların düzeltilmesi imalatının KDV dahil ... TL olduğu" şeklinde görüş ve kanaate varılmıştır. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre dava eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır. Davacı yüklenici bakiye hakediş alacağı ve ilave imalat alacağı olduğunu iddia etmiş, davalı eksik ve ayıplı işler nedeniyle mahsup savunmusında bulunmuş, ilave imalat iddiasını ise kabul etmemiştir. Dava eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, eser sözleşmesi TBK 470 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Sözleşmenin varlığını ve eseri teslimini yüklenici, teslimin ayıplı ve eksik olduğunu iş sahibi ispat etmelidir. Somut olayda sözleşmenin varlığı ve eserin teslimi ihtilafsız olup, yapılan ek imalatın yerleşik içtihatlar uyarınca yüklenici tarafından yapıldığı kabul edilmelidir....
Katkı payı alacağı davasının kabul edilebilmesi için diğer koşulların yanında eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesi gerekmektedir. Başka anlatımla, mal rejiminin sona ermesi ile eş ya da mirasçıları lehine alacak hakkı doğar. Doğmamış bir alacak hakkına ise temerrüde düşüldüğü gerekçesiyle faiz uygulanamaz. Somut olayda, taraflar arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı 17.11.2005 tarihinde sona ermiş, temyize konu katkı payı alacak davası ise boşanma davasından önce 8.8.2005 tarihinde açılmıştır. Görülmekte olan davanın açıldığı tarihte davacı lehine alacak hakkı doğmadığından faiz en erken TMK.nun 225/2 maddesi uyarınca mal rejimini sona erdiren boşanma davasının açıldığı tarihte başlar. Mahkemece, bu husus gözardı edilerek faizin eldeki davanın açıldığı tarihten başlatılması doğru görülmemiştir....